Turkish Poetry and Literature |
|
|
|
Ben içeri düþtüðümden beri - Nazým Hikmet
|
1. |
22 Dec 2008 Mon 12:53 pm |
Ben Ãçeri Düþtüðümden Beri
Ben içeri düþtüðümden beri güneþin etrafýnda on kere döndü dünya Ona sorarsanýz: ´Lafý bile edilemez, mikroskopik bi zaman...´ Bana sorarsanýz: ´On senesi ömrümün...´ Bir kurþun kallemim vardi, ben içeri düþtügüm sene Bir haftada yaza yaza tükeniverdi Ona sorarsaniz: ´Bütün bi hayat...´ Bana sorarsanýz: ´Adam sende bi hafta...´ Katillikten yatan Osman; ben içeri düþtügümden beri Yedibuçugu doldurup çikti. Dolaþti diþarda bi vakit, Sonra kaçakçiliktan tekrar düþtü içeri, alti ayi doldurup çikti tekrar. Dün mektubu geldi; evlenmiþ, bi çocugu olacakmiþ baharda...
Þimdi on yaþina basti, ben içeri düþtügüm sene ana rahmine düþen çocuklar. Ve o yilin titrek, uzun bacakli taylari, Rahat, geniþ sagrili birer kisrak oldu çoktan. Fakat zeytin fidanlari hala fidan, hala çocuktur.
Yeni meydanlar açilmiþ uzaktaki þehrimde, ben içeri düþtügümden beri... Ve bizim hane halki, bilmedigim bir sokakta, görmedigim bi evde oturuyor
Pamuk gibiydi bembeyazdi ekmek, ben içeri düþtügüm sene Sonra vesikaya bindi Bizim burda, içerde Birbirini vurdu millet, yumruk kadar simsiyah bi tayin için Þimdi serbestledi yine, fakat esmer ve tatsiz
Ben içeri düþtügüm sene, ikincisi baþlamamiþti henüz Daþov kampinda firinlar yakilmamiþ, atom bombasi atilmamiþti Hiroþimaya Bogazlanan bir çocugun kani gibi akti zaman Sonra kapandi resmen o fasil, þimdi üçünden bahsediyor amerikan dolari Fakat gün iþigi her þeye ragmen, ben içeri düþtügümden beri Ve karanligin kenarindan, onlar agir ellerini kaldirimlara basip dogruldular yari yariya
Ben içeri düþtügümden beri güneþin etrafinda on kere döndü dünya Ve ayni ihtirasla tekrar ediyorum yine ´Onlar ki; toprakta karýnca, su da balýk, havada kuþ kadar çokturlar. Korkak, cesur, cahil ve çocukturlar, Ve kahreden yaratan ki onlardýr, Þarkýlarda yalnýz onlarýn maceralarý vardýr´
Ve gayrýsý Mesela, benim on sene yatmam Laf´Ã½ güzaf...
Nazým Hikmet
|
|
2. |
22 Dec 2008 Mon 01:09 pm |
Ben Ãçeri Düþtüðümden Beri
Ben içeri düþtüðümden beri güneþin etrafýnda on kere döndü dünya Ona sorarsanýz: ´Lafý bile edilemez, mikroskopik bi zaman...´ Bana sorarsanýz: ´On senesi ömrümün...´ Bir kurþun kallemim vardi, ben içeri düþtügüm sene Bir haftada yaza yaza tükeniverdi Ona sorarsaniz: ´Bütün bi hayat...´ Bana sorarsanýz: ´Adam sende bi hafta...´ Katillikten yatan Osman; ben içeri düþtügümden beri Yedibuçugu doldurup çikti. Dolaþti diþarda bi vakit, Sonra kaçakçiliktan tekrar düþtü içeri, alti ayi doldurup çikti tekrar. Dün mektubu geldi; evlenmiþ, bi çocugu olacakmiþ baharda...
Þimdi on yaþina basti, ben içeri düþtügüm sene ana rahmine düþen çocuklar. Ve o yilin titrek, uzun bacakli taylari, Rahat, geniþ sagrili birer kisrak oldu çoktan. Fakat zeytin fidanlari hala fidan, hala çocuktur.
Yeni meydanlar açilmiþ uzaktaki þehrimde, ben içeri düþtügümden beri... Ve bizim hane halki, bilmedigim bir sokakta, görmedigim bi evde oturuyor
Pamuk gibiydi bembeyazdi ekmek, ben içeri düþtügüm sene Sonra vesikaya bindi Bizim burda, içerde Birbirini vurdu millet, yumruk kadar simsiyah bi tayin için Þimdi serbestledi yine, fakat esmer ve tatsiz
Ben içeri düþtügüm sene, ikincisi baþlamamiþti henüz Daþov kampinda firinlar yakilmamiþ, atom bombasi atilmamiþti Hiroþimaya Bogazlanan bir çocugun kani gibi akti zaman Sonra kapandi resmen o fasil, þimdi üçünden bahsediyor amerikan dolari Fakat gün iþigi her þeye ragmen, ben içeri düþtügümden beri Ve karanligin kenarindan, onlar agir ellerini kaldirimlara basip dogruldular yari yariya
Ben içeri düþtügümden beri güneþin etrafinda on kere döndü dünya Ve ayni ihtirasla tekrar ediyorum yine ´Onlar ki; toprakta karýnca, su da balýk, havada kuþ kadar çokturlar. Korkak, cesur, cahil ve çocukturlar, Ve kahreden yaratan ki onlardýr, Þarkýlarda yalnýz onlarýn maceralarý vardýr´
Ve gayrýsý Mesela, benim on sene yatmam Laf´Ã½ güzaf...
Nazým Hikmet
mltm, this is beautiful!!..
I found the translation of the poem:
SINCE I WAS THROWN INSIDE
Since I was thrown inside the earth has gone around the sun ten times. If you ask it : "Not worth mentioning a microscopic scan." If you ask me : "Ten years of my life."
I had a pencil the year I was thrown inside. I used it up after a week of writing. If you ask it : "A whole lifetime." If you ask me : "What´s a week."
Since I´ve been inside Osman did his seven-and-a-half for manslaughter and left, knocked around on the outside for a while, then landed back inside for smuggling, served six months, and got out again; yesterday we had a letter - he´s married, with a kid coming in the spring.
They´re ten years old now the children who were born the year I was thrown inside. And that year´s foals, shaky on their spindly long legs, have been wide-rumped, contented mares for some time. But the olive seedlings are still saplings, still children.
New squares have opened in my far off city since I was thrown inside. And my family now lives in a house I haven´t seen on a street I don´t know. Bread was like cotton, soft and white, the year I was thrown inside. Then it was rationed, and here inside men killed each other over black loaves the size of fists. Now it´s free again but dark and tasteless.
The year I was thrown inside the SECOND hadn´t started yet. The ovens at Dachau hadn´t been lit, nor the atom bomb dropped on Hiroshima.
Time flowed like blood from a child´s slit throat. Then that chapter was officially closed. Now the American dollar talks of a THIRD.
Still, the day has gotten lighter since I was thrown inside. And "At the edge of darkness, pushing against the earth with their heavy hands, THEY´ve risen up" halfway.
Since I was thrown inside the earth has gone around the sun ten times. And I repeat once more with the same passion what I wrote about THEM the year I was thrown inside : "They who are numberless like ants in the earth, fish in the sea, birds in the air, who are cowardly, brave, ignorant, wise, and childlike, and who destroy and create, my songs tell only of their adventures." And anything else, such as my ten years here, is just so much talk.
1947
tr. by Randy Blasing and Mutlu Konuk
|
|
3. |
22 Dec 2008 Mon 02:44 pm |
It is heart rending It is bound to be someones life.
|
|
4. |
22 Dec 2008 Mon 02:46 pm |
It is heart rending It is bound to be someones life.
Ahh yes, the Turks are masters of the melodramatic
|
|
5. |
22 Dec 2008 Mon 03:09 pm |
It is heart rending It is bound to be someones life.
It is Nazým Hikmet´s life
|
|
6. |
22 Dec 2008 Mon 03:12 pm |
Ahh yes, the Turks are masters of the melodramatic
yeah we r damn turks..melodramatic....dramatic..tragedic... blah blah....but reveal the turk love in urself ...tc´s naughty blondie
|
|
7. |
22 Dec 2008 Mon 03:26 pm |
yeah we r damn turks..melodramatic....dramatic..tragedic... blah blah....but reveal the turk love in urself ...tc´s naughty blondie
Hehehe nice to see you back
I am surprised you are not logged in with your "proper" name though - it´s important to stay on that list!
|
|
8. |
23 Dec 2008 Tue 01:01 pm |
Hehehe nice to see you back
I am surprised you are not logged in with your "proper" name though - it´s important to stay on that list!
forget about it...this is beautiful this way...just spying
|
|
9. |
23 Dec 2008 Tue 01:59 pm |
forget about it...this is beautiful this way...just spying
Hahaha an old re-surfaced thread just reminded me of our spying smiley....
|
|
10. |
16 Dec 2009 Wed 04:43 am |
I was reading a poetry by Nazim Hikmet called "Some Advice To Those Who Will Serve Time In Prison". Does anyone has the orginal turkish text of this poem. it is much appreciated if somebody can send me the turkish text of this poem.
Hassan
|
|
|