Welcome
Login:   Pass:     Register - Forgot Password - Resend Activation

Turkish Class Forums / News articles, events, announcements

News articles, events, announcements

Add reply to this discussion
Ahmet Davutoğlu´a Mektup
1.       AlphaF
5677 posts
 07 Nov 2012 Wed 09:19 am

Büyükelçi(e) Süha UMAR´ın yazısı: "Kardeşim Davutoğlu...".

Kardeşim Davutoğlu...

Süha Umar  

Yaşça da meslekte de ağabeyiniz sayılırım. Biliyorum dış ilişkilere meraklısınız. Kitap da yazmışsınız. Uzun cümleleriniz nedeniyle kolay olmadı ama okudum. Ama korkarım siz dış politikaya hâlâ çok uzaksınız. Ancak size hayranlık duymamak da elde değil. Konuya bu kadar uzak olup bu kadar bildiğini zannetmek, bu kadar "bilmeden uygulamaya kalkmak" az cesaret değil. Görüyorsunuz, bildikleriniz doğru, hele uygulanabilir hiç değil!

Hemen kızmayın! Kaybettikçe sinirlenmek normal olsa da "oyun kuran", "dünyaya akıl veren" devlet adamı sinirlenmez. Bu diplomasinin de ilk kuralıdır. Korkarım siz bunu da diplomasi dilini de bilmiyorsunuz.

Bosna Hersek için oy istediğiniz NATO ülkelerinin bakanlarını "katliam" ve "soykırım"la suçlamak olmaz! Size oy verse, döndüğünde işinden olur.

AB, Türkiye´nin Suriye konusundaki tutumunu "anlayışla karşıladığını" söylerken, "Susun, Türkiye başını derde soksun" diyor!

Hepimiz dine saygılıyız. Farkımız, biz dini devlet işine karıştırmayız. "Batılı" bizim için "gâvur" veya "kâfir" değil, sadece örneğin, "Amerikalı, Fransız, Alman vs"dir. Din gözlüğüyle bakınca bu devletlerin dış politikasını anlayamıyorsunuz. Hepsi "Hıristiyan"dır ama esas olan "ulusal çıkar"dır. "Tartışmaya açılmalıdır" dediğiniz "ulusalcılık", Batı´nın önde gelen ilkesidir. Gerektiğinde AB içinde bile herkes bildiğini okur.

Batılı meslektaşlarınız adam kullanmak konusunda çok beceriklidirler. "Ahmet, şu bizim İran´da tutuklu gazetecilerimizi kurtarıver!" derler ama sizi Ortadoğu konusundaki toplantılara davet etmezler. Hinoğlu hinler, hem adamlarını kurtarırlar hem de sizi, "Batı´nın adamı" durumuna düşürüp, bir taşla iki kuş vururlar.

Korkarım siz Ortadoğu´yu da bilmiyorsunuz. "Osmanlı", Ortadoğu´da en "Türk dostu!" ülkelerin bile korkulu rüyasıdır. Yöneticilerinin çoğu kendilerini Peygamber sülalesine bağlarlar ama sizi bu bile kurtaramaz.

Ortadoğu´ya asker göndermeye kalkışıyorsunuz! Tarih de bilmiyorsunuz. Osmanlı atalarımız bölgeyi, altı yüz yıl, üç beş subay ve bir avuç askerle yönetmişlerdi. Arapların aralarındaki sorunlara karışmayarak, bölgeye yeni düzen vermeye çalışmayarak. Siz Suriye ile İsrail´in arasını bulmaya, Müslüman Kardeşler´i iktidara getirmeye, ülkeleri kimin yöneteceğine karar vermeye, Hamas ve Meşal´i desteklemeye kalkışıyorsunuz! Müslüman Kardeşler başa gelince Türkiye´yi lider mi seçecekler? Böyle olmayacağını daha şimdiden aldıkları tavırdan, sözlerinden anlayamıyor musunuz?

Türkiye´nin yaşamsal çıkarına aykırı olduğunu çocukların bile bildiği, İran´ın nükleer programına zaman kazandırıyorsunuz. Yanınıza aldığınız Brezilya, Suriye´de, Rusya ve Çin ile birlikte size ters düşüyor!

Balkanlar´ı dağ-bayır bildiğinizi söylüyorsunuz! Dağ bayır bilmek çobanlarla avcıların işidir. Dışişleri bakanlarının tarih, sosyoloji, kültür vs. bilmesi gerekir. Balkanlar´ı bilseydiniz, Saraybosna´da, "Balkanlar´da Osmanlı Mirası" konuşması yapar mıydınız? Balkanlar´da da en korkulan düşüncenin "Osmanlıcılık" olduğunu bilmeden bölgeyi nasıl bileceksiniz? Unutmayın, siz o konuşmayı, Prof. Dr. Davutoğlu olarak değil, Türk Dışişleri Bakanı olarak yaptınız. Aradaki farkı göremiyor musunuz?

Balkanlar´ı bilseydiniz, bizim Diyanet İşleri Başkanı dururken, Batı tarafından "Avrupa Müslümanlarının lideri" olarak sunulan, El Ezher çıkışlı, ABD-AB destekli Bosna Müftüsü Mustafa Ceriç´i desteklemezdiniz.

Balkanlar´ı bilseydiniz, her türlü tehdide en açık, Batı´nın ilk fırsatta eritilmesinden yana tavır koyacağı Boşnakları kendi elleri ile yok olmaya götürecek olan "Bosna Hersek, Karadağ ve Sırbistan Boşnaklarının tek bir devlet kurmaları" söyleminin takipçisi, her yönden kuşkulu bir Sancak Müftüsü üzerine politika kurmazdınız. Son iki yıldır, Batı Balkan politikasını Diyanet İşleri Başkanı´na bırakmazdınız.

Kitap yazarken masa başında ahkâm kesmişsiniz! Dışişleri Bakanı olduktan sonra da Büyük Arnavutluk projesinin sadece Balkanlar´da değil, bütün Avrupa´da herkesin tüylerini diken diken ettiğini anlamadınız mı? Sizce Batı, Kosova´da neden Sırp azınlığı bıraktı?

2008´e kadar sırt çevirdiğiniz Sırbistan´ın, Türkiye´nin "doğal müttefiki", Boşnakları korumanın koşulunun bu ülke ile iyi ilişkiler kurmak olduğunu hiç düşünmediniz mi? Sırpların Bosna´da yaptıklarının insanlık açısından yüz karası olduğu, unutulmayacağı tartışmasızken, "devlet adamı"na düşenin, "bir daha tekrarlanmaması için önlem almak" olduğunu da mı bilemediniz? Kimse size, Osmanlı´nın/Sokollu´nun, Yunan Ortodoks Kilisesi´ni, Sırp Ortodoks Kilisesi kurarak nasıl dengelediğini anlatmadı mı? Türkiye Sırbistan ile yakınlaşınca AB´nin telaşını görmek de mi hiçbir anlam ifade etmedi?

Yunanistan ile "egemenlik" sorunlarının, "sıfır sorun" politikası ile çözülebileceğine gerçekten inandınız mı? Denktaş´ı devirip, Kıbrıslı soydaşlarımıza kabul ettirdiğiniz Annan Planı´nın, "Alınan alınmıştır, şimdi gerisine bakalım" yaklaşımı ile anında rafa kalkmış olması da mı size bir şey anlatmadı?

Ermenistan ile protokol yapmaya bu kadar hevesli olmanın gerekçesi neydi? Parlamentolarda Ermeni kararları daha da hızla ve artarak çıktı değil mi? Sorunu bu kadar anlamamak kimseye nasip olmaz!

"Pro-aktif dış politika", "Siz istemeseniz de ben vereceğim!" demenin Arapçası mı?

Düşündükçe aklıma neler geliyor. Yazsam sizin kitaptan kalın olacak!

Gelin siz diplomasi, dünyaya yön vermek, bölgelere düzen getirmekten vazgeçin! Bakın sizi istediği gibi yönlendiren ABD bile bunu başaramadı. Dünyayı kurtarmak sevdasından vazgeçerseniz inanın önce Türkiye, sonra dünya rahat bir nefes alacak! Bundan büyük hizmet mi olur?  

31 Ekim 2012


2.       harp00n
3993 posts
 07 Nov 2012 Wed 05:53 pm

http://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCha_Umar

 

Derinlemesine araştırmadım ama mektup sahibinin biografine dileleyen bakabilir. Söyledikleri için diyecek birşeyim yok ancak Ahmet Süha UMAR´ın biografisini okuduktan sonra mektup için geç kaldığını düşünmeye başladım. Madem ki ülkenin dış politikasında bir yanlışlık vardı ya da var, o ve diğer emekli büyük elçiler ya da diğer bir deyimle "Hariciyeciler" şimdiye kadar nerelerdeydi ? Neyi beklediler ve neden bu kadar geç kaldılar ?

 

3.       AlphaF
5677 posts
 07 Nov 2012 Wed 06:01 pm

 

Quoting harp00n

http://tr.wikipedia.org/wiki/S%C3%BCha_Umar

 

Derinlemesine araştırmadım ama mektup sahibinin biografine dileleyen bakabilir. Söyledikleri için diyecek birşeyim yok ancak Ahmet Süha UMAR´ın biografisini okuduktan sonra mektup için geç kaldığını düşünmeye başladım. Madem ki ülkenin dış politikasında bir yanlışlık vardı ya da var, o ve diğer emekli büyük elçiler ya da diğer bir deyimle "Hariciyeciler" şimdiye kadar nerelerdeydi ? Neyi beklediler ve neden bu kadar geç kaldılar ?

 

 

Tabi ki, benim bir işaretimi bekliyorlardı...Bunda anlaşılmayacak ne var ?{#emotions_dlg.alcoholics}

4.       harp00n
3993 posts
 07 Nov 2012 Wed 06:03 pm

O işareti daha önce vermeliydin o zaman. {#emotions_dlg.super_cool}

5.       AlphaF
5677 posts
 07 Nov 2012 Wed 06:27 pm

 

Quoting harp00n

O işareti daha önce vermeliydin o zaman. {#emotions_dlg.super_cool}

 

Medya"da - fırsat buldukları takdirde -aynı kıvamda konuşan birçok saygın emekli hariciyeci var.

Kimsenin dinlediği yok...işin beni korkutan tarafı bu.

6.       harp00n
3993 posts
 07 Nov 2012 Wed 08:03 pm

 

Quoting AlphaF

 

 

Medya"da - fırsat buldukları takdirde -aynı kıvamda konuşan birçok saygın emekli hariciyeci var.

Kimsenin dinlediği yok...işin beni korkutan tarafı bu.

 

Mutlaka vardır ancak gündem yaratamadıkları muhakkak. Daha etkin olabilirlerdi ve olmalılardı. Kimse dinlemiyor demek pek doğru gelmiyor bana. Pek TV izlemem, kaçırmış olabilirim  ama öyle konuştuğunda "Bomba" etkisi yaratan hariciyeci pek olmadı. Gidiş yolunda bir yanlışlık olduğunu göremeyip yollarını değiştiremedilerse, farklı yolları denemedilerse bence biraz da suçu kendilerinde aramalılar. Bugün insanlar yanlış gördükleri herşey için sosyal medyada organize olup seslerini duyuruyorlar. Fular takıp TV´de şöyle olmalı, böyle olmalı demekle olmuyor yanlışların düzeltilmesi.

Mektup sahibi Sırbistan Büyükelçisi iken güdülen balkan politikaların yanlışlığı karşısında ne yapmıştır mesela ? O zaman da mektup yollamış mıdır Dışişleri Bakanına ? Yoksa "Makam´ını" mı düşünmüştür mektup göndermeden önce ? 

Tüm bunları yazarken tarafsızım. Bakan´a mektup yazmak, yanlışlıkları göstermek, eleştirmek... Tüm bunlara katılıyorum (gerçi bunun basın yoluyla yapılması birz show yapmak gibi oluyor) ancak sorguladığım; tüm bu yanlışlar olurken, bu devleti temsil eden sen orada ne yapıyordun ?

7.       Abla
3648 posts
 08 Nov 2012 Thu 08:58 am

The headline has been bothering me: why not Ahmet Davutoğlu´na?

8.       AlphaF
5677 posts
 08 Nov 2012 Thu 09:22 am

 

Quoting Abla

The headline has been bothering me: why not Ahmet Davutoğlu´na?

 

You are correct...My error !{#emotions_dlg.head_bang}

Add reply to this discussion




Turkish Dictionary
Turkish Chat
Open mini chat
New in Forums
Why yer gördüm but yeri geziyorum
HaydiDeer: Thank you very much, makes perfect sense!
Etmeyi vs etmek
HaydiDeer: Thank you very much!
Görülmez vs görünmiyor
HaydiDeer: Thank you very much, very well explained!
Içeri and içeriye
HaydiDeer: Thank you very much for the detailed ...
Present continous tense
HaydiDeer: Got it, thank you!
Hic vs herhangi, degil vs yok
HaydiDeer: Thank you very much!
Rize Artvin Airport Transfer - Rize Tours
rizetours: Dear Guest; In order to make your Black Sea trip more enjoyable, our c...
What does \"kabul ettiğini\" mean?
HaydiDeer: Thank you very much for the detailed ...
Kimse vs biri (anyone)
HaydiDeer: Thank you!
Random Pictures of Turkey
Most liked
Major Vowel Harmony

Turkish lesson by admin
Level: beginner
Introduction

Turkish lesson by admin
Level: beginner