Geçen hafta ABD, 1915 Ermeni tehcirinin 100.yıldönümüyle ilgili olarak yayımladığı mesajda, diplomatik ve olumlu bir yaklaşım ortaya koydu, o dönemde yaşananlar için “Büyük Felaket”(Meds Yeghern) ifadesini kullandı.
Avrupa Parlamentosu ve Papa ise, Osmanlı Türklerini politik (sözde) bir soykırım söylemiyle suçladı.Bu söylem, tarihsel ve hukuksal gerçekleri yansıtmamaktadır.
Çünkü 1915 Ermeni tehciri, Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın “soykırım” tanımlaması kapsamına girmemektedir.
Dünya kamuoyunun bilgisine açılan Osmanlı arşivleri de bunu kanıtlamaktadır.
Tehcir olayları dünyanın neresinde olursa olsun trajiktir.
1915 Ermeni tehcirinin 100.yıldönümü törenleri, başta Ermenistan’ın başkenti Erivan olmak üzere dünyanın çeşitli ülkelerinde yapılmıştır.
Ancak; bu törenlerde; sadece hayatını kaybeden Ermeniler gündeme getirilmişler; nedense, 1915’te Doğu Anadolu’da Ermeni çetecilerince katledilen binlerce masum Türk insanı; 1975-1984’lerde Asala terör örgütü tarafından yurt dışında şehit edilen masum ve değerli Türk Büyükelçileri, yakınları ve elçilik görevlileri anılmamışlardır.
Evrensel hukuka göre, tarihe ilişkin konularda inceleme ve araştırma yapmak, karar vermek ve sonuçları dünya kamuoyuyla paylaşmak siyasetin değil, bilimsel platformlarda, hukuksal temelde bilim insanlarının, akademisyenlerin, toplum bilimcilerin ve hukukçuların görevidir.
Türkler, tarih boyunca hiçbir millete soykırım uygulamamıştır.Türklerin tarihinde soykırım diye bir kavram yoktur; böyle bir düşünce ve kültür de yoktur.
Osmanlı İmparatorluğu yönetiminde Ermeniler de söz sahibi olmuşlar; bakanlık, ordu komutanlığı, subaylık, askerlik, başhekimlik, mühendislik, üst düzey memurluğu, müzisyenlik vb. görevlerde bulunmuşlardır.
Günümüz Türkiyesinde de öyledir.Onlar Türk vatandaşlarıdırlar.
Dünya tarihi, tarih bilimcilerinin, özellikle ABD’li tarihçi Prof.Justin McCarty´nin kitaplarında açıktır.
Görülüyor ki, I.Dünya Savaşı üzerinden yüz yıl geçti; ancak bu savaşın olumsuz etkileri dünyayı etkilemeye devam ediyor.
Ne var ki; 21.yüzyıl; dünya savaşlarının bir daha yaşanmaması için, tek taraflı deklarasyonların bir kenara itilip, uluslararası sorunların karşılıklı anlayış, saygı ve diyalog yoluyla çözümlenmesi zamanıdır.
Edited (5/1/2015) by og2009
Edited (5/1/2015) by og2009
Edited (5/1/2015) by og2009
Edited (5/1/2015) by og2009
Edited (5/1/2015) by og2009
Edited (5/1/2015) by og2009
|