I´ll move this topic to the Practice section where it belongs and where it should have been in the first place.
The sentences below are from accident announcements that car drivers have written to there insurance companies. Poor writing skills and an attempt to look innocent in the reader´s eyes have changed the meaning to something odd and funny but as the sentences are quite normal in structure I thougt I could practice with them.
- On my way home I turned to the wrong house and hit a tree which I don’t have.
Eve geliyorken yanlış eve dönüp benimki yok bir ağaca çarptım.
Eve geliyorken (gelirken/dönerken) yanlış bir eve saptım ve (sapıp) benimkinde olmayan bir ağaca çarptım.
2. This guy was everywhere in the street. I had to curve many times until I hit him.
Bu adam sokağın her yerindedi. Ona çarpmadan önce çok dönmeliydim.
Bu adam sokağın her yerindeydi. Ona çarpana dek (kadar) bir çok kez (kere/defa) zigzaglar çizmek zorunda kaldım.
3. I thought the window was down but I noticed it was up when I pushed my head through it.
Pencereninyen aşağıda olduğuna sandımsanıyordum ama başımı onun içinden ittiğim an onun yukarıda olduğunu dikkat farkettim.
4. While trying to kill a bug I hit the telephone post.
Bir böcek ödenmeye öldürmeye çalışıyorken(çalışırken) telefon sütununa(direğine) çarptım.
5. After driving for 40 years I slept in the wheel and ended up in an accident.
Kırk yıl sürdükten sonra direksiyonda uyuyakalıp kazaya uğradım karıştım.
6. When I approached the crossing a traffic sigh appeared in a place where no stop sign ever appeared. I couldn’t stop in time to avoid the accident.
Ben geçişe yaklaşıyorken bir trafik işaret hiç dur işaretiki eskiden yok bir yerde belirdi. Kazayı sakınmak için vaktinde durmabildim.
Dur tabelası hiç belli olmayan bir kavşağa yaklaşırken, işareti zamanında göremeyip kazadan sakınamadım (kendimi koruyamadım).
7. I told the police I was not wounded but when I took off my cap I noticed that I had a skull fracture.
Polise zarar vermediğimi anlattım ama şapkam çıkardığım an kafatası çatlamasım var olduğunu dikkat ettim.
Polise yaralı olmadığımı söyledim ama başlığımı çıkarınca kafatasımda kırık olduğunu farkettim.
8. The pedestrian didn’t have any idea where to go and so I drove over him.
Yayanın nereye gitmek hiçbir fikrisi yok olmak için ben onun üzerine sürmem zorunda kaldım.
Nereye gideceğini bilemeyen bir yayanın üzerine sürmek zorunda kaldım.
9. I saw a slowly moving, sad old gentleman when he fell from the roof of my car.
Yavaş hareket etmeyen, üzgün, yaşlı bir efendi arabamın çatısından düştüğü an gördüm.
Arabamın üstünden düşen üzgün, yaşlı, yavaş (hareket eden) bir beyefendi gördüm.
10. An undirect reason to the accident was a small guy in a small car with a big mouth.
Küçük bir arabadaki büyük bir ağızın sahibi olan küçük bir erkek kazanın dolaylı nedenidir. Yes but see my improved one.
Küçük bir arabadaki büyük ağızlı küçük bir erkek kazanın dolaylı nedenidir.
11. A telephone post got closer to me. I intended to turn when I hit the other car.
Bir telefon sütunu bana yaklaştı. Dönmek isteyken ayrı arabaya çarptım.
Bir telefon direğine yaklaşırken dönmeye çalışınca başka bir arabaya çarptım.
12. I hit a parked lorry which came from the opposite direction.
Karşıki yönden gelen park ettik bir kamyona çarptım.
Karşı yönde park etmiş bir kamyona çarptım.
13. A lorry reversed though the windscreen to my wife’s face.
Bir kamyon ön camın içinden kadınımın yüzüne tersyüz etti.
Bir kamyon geri geri gelip ön camdan karımın yüzüne çarptı.
14. An unvisible car came from nowhere, hit my car and disappeared.
Görülmez bir abara hiç bir yerden gelip arabama çarptı ve ortadan kayboldu.
Nereden geldiği anlaşılamayan (belli olmayan) bir araba arabama çarpıp kaçtı (kayboldu)
15. I beeped but the honk didn’t work because it had been stolen.
Sesle uyaracak oldum ama klakson çaldık olmak için çalışmadı.
Klaksonumu çalmaya çalıştım ama çalınmış olduğundan(olduğu için) ses çıkarmadı (çalışmadı.
16. A pedestrian hit me and went under my car.
Bir yayaya çarpıp arabamın altına aldım. (we usually say "I hit a pedestrian" not the other way)
Bir yaya bana çarbıp arabamin aşağıya gitti.
|