Adverbial clauses express the relationships of cause, effect, space, time, condition... In English they are often introduced by words like "after, before, until, while, because, since, as, so that, in order that, if, unless, whether, though, although, even though, where..." Example: I write a shopping list before going to the supermarket. Turkish doesn't have these words. They are replaced by standard word constructions derived from the verb in the subordinate clause. Example: Süpermarkete gitmeden önce bir alışveriş listesi yazarım. Adverbial clauses with –ME -MEDEN | without | Formation: | verb stem + -MEDEN | Example: | Ellerini yıkamadan yemek yemeye başladı. | –MEDEN ÖNCE | before, prior to | Formation: | verb stem + -MEDEN ÖNCE | Example: | Tatile çıkmadan önce çok şey hazırlamam gerek. | –MESİ İÇİN | so that, in order that | Formation: | verb stem + -ME + personal suffix + İÇİN | Example: | Problemi anlamam için öğretmen onu defalarca açıkladı. | NOTE: when making a general statement, or when it's clear that the subject of the main clause is the same as in the adverbial clause, -MEK İÇİN can be used as well. | Example: | Araba kullanmak için yakıt lâzım Türkçe öğrenmek için Türkiye’ye gidiyorum. | –MESİNE RAĞMEN
| in spite of | Formation: | verb stem + -ME + pers. suffix + dative case + rağmen | Example: | Parası olmamasına rağmen, pahalı bir araba satın aldı | –MEKSİZİN | without | Formation: | verb + -SİZİN | Example: | Ödemeksizin dükkândan çıktılar | –MEKTENSE | instead of | Formation: | verb + -TENSE | | Example: | Evini temizlemektense bütün gün bahçesinde tembellik etti. |
Adverbial clauses with –DİK –DİKTEN SONRA | after | Formation: | verb stem + -DİKTEN + sonra | Example: | İşimi bitirdikten sonra birkaç arkadaşla buluştum. | –DİĞİ ZAMAN/ SIRADA –DİĞİNDE –DİĞİ VAKİT / AN –DİĞİ GÜN | when when the moment that the day that | Formation: | verb stem + -DİK + personal suffix + zaman, an... verb stem + -DİK + personal suffix + locative suffix | Example: | Onu gördüğü an hemen aşık oldu. Buradan ayrıldığın gün hepimiz çok üzgündük. Gök gürültüsünü duyduğumda sıçradım. | –DİĞİ SÜRECE / MÜDDETÇE | as long as | Formation: | verb stem + -DİK + personal suffix + sürece / müddetçe | Example: | Ehliyetini almadığın sürece, arabaya dokunamazsın.
| –DİĞİ İCİN | because | Formation: | verb stem + -DİK + personal suffix + için | Example: | Söz verdiğim için, ona bir hediye göndereceğim. Çocuğumuzun çok ateşi olduğu için, doktoru çağırdık. | –DİĞİ HALDE | (al)though | Formation: | verb stem + -DİK + personal suffix + halde | Example: | Hava o kadar güzel olduğu halde, dışarıya çıkmak istemedi.
| –DİĞİ GİBİ
| as soon as | Formation: | verb stem + -DİK + personal suffix + gibi | Example: | Annesi odaya girdiği gibi bebek ağlamayı bıraktı. | –DİĞİ KADAR | as much as | Formation: | verb stem + -DİK + personal suffix + kadar
| Example: | Çocuklar istedikleri kadar oyuncak alabilir. | –DİĞİNDEN BERİ | since | Formation: | verb stem + -DİK + personal suffix + -den beri | Example: | Çin’e taşındığından beri ondan hiçbir haber alamadım.
|
NOTE: an important distinction between noun clauses and adverbial clauses is the fact that the subject of the latter doesn’t get the genitive suffix.
Example:
(Biz) tanıştığımız gün çok güldük => the day/when we met we laughed a lot
(we laughed a lot then => adverbial clause)
(Bizim) tanıştığımız günü hatırlıyorum => I remember the day we met
(I remember it => noun clause)
|
NOTE: You can find translations of the examples in the following thread: http://www.turkishclass.com/forumTitle_18368 |