www.turkishclass.com

Using adverbs

The man looked at us angrily: Adam bize kızgın baktı. 

Don´t speak loud: Yüksek sesle konuşmayın.

The pianist is playing slowly: Piyanist yavaşça çalıyor.

We must talk quietly: Yavaşça konuşmalıyız.

He finally came: (o) nihayet geldi.

We usually use this pen: Biz genellikle bu kalemi kullanırız.

We kindly remind you this point: Size nazikçe (kibarca) bu noktayı hatırlatırız.

 

I don´t go out much: Ben çok dışarı çıkmıyorum.

Ayşe speks English well: Ayşe ingilizceyi iyi konuşur.

I spoke  a lot: Ben çok sigara içiyorum.

The chidren looked hungry: Çocuklar aç görünüyorlardı.

My father came late last night: Babam dün gece geç geldi.

I can hardly follow you: Sizi zor takip ediyorum.

I stilll remember this story: Ben hala bu hikayeyi hatırlıyorum.

I carefully put my phone on the table: Cep telefonumu dikkatlice masanın üzerine koydum.

I feel myself happy today: Bugün kendimi mutlu hissediyorum.

Drive the car carefully: Arabayı dikkatli kullan.

He looked at us regletfully: Bize pişmanlıkla baktı.

He calls his mother as often as possible: Annesini mümkün olduğu kadar sık arıyor. (advance)

I really don´t believe him: Ona gerçekten inanmıyorum.

They are going to be late, for sur: Muhakkak geç kalacaklar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



www.turkishclass.com