Turkish Translation |
|
|
|
uzun olduğunun farkındayım fakat grçekten yardımınıza ihtiyacım v
|
1. |
14 Mar 2007 Wed 12:39 am |
işte yine umutlarımın bulutlanıp adına düğümlendiği bir gece..seninle doluyum yine.ne güzel seninle yeniden buluşabilmek şu beyaz sayfalarda.sadece yazmak istiyorum sana bugece.sebepsiz ve manasızcasına sanki sohbet eder gibi.karşımda oturuyorsun aramızda büyüyen uçuruma inat,gözlerime bakıyorsun şuan çok derinlere..zaferini görmek istercesine.umutlar aşkın teknesiyse eger sen benim gemilerimi batırmıştın oysa.
bu mektup yaşadığım çocuksu,platonik, eksik ,erken,gençken zamansız,evet derken hayır aşklara,geldin degiştirdin diyebileceğim tüm aşklara,ayrılmanın vahşi tadına,ezgiler tarafından satın alınmış yüreğim,çıkan her güneş,yaktığım her mum,kaybettiğim herşey,emeğin her türlüsü ,sevdanın en acısı ve sen canım hepsinden önemlisi alınyazımın tek okunaklı yeri,sana sırf sana,sırf varlığınla bu zalim dünyama kattıgın güzellik için sana adanmıştır.
yazmak istiyorum bu gece,susmaya mahkum edildiğim her dakika için bir cümle.sayfalarca günlerce yazmak istiyorum.yanlızlık hiçte öyle dedikleri kadar tanrısal degil.susmak açlık grevi gibi birşey benim için.konuşmak isterken konuşamamak,tıpkı yemek isterken yiyememek gibi.ne çok bağlanmışım sana.şimdi yokluğunu kabul etmek gerçekten zor.hele bir daha olmayacağını bilmek kabusun en karanlık kısmı.
işin en dramatik kısmı neresi biliyormusun.sesini duymaya bu kadar yaklaşmışken,birdaha sesini duyamıyacak kadar uzak düşmek.Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun âşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz . O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık beklentiler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır. İnsan bir başka ışığa teslim olur...Aşkta yarın yoktur . Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar. İnsan korkusuz olur, daha derinden anlamaya başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ta ortasında.Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır. Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır... Bazen denizler, kıyılar çeker insanı. İnsan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu. Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara... Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi...
İşte şimdi biz de, ya olmadık zamanlarda umutsuzluğa kapılıp, soluğu evlerde alacağız, ya da denizler, kıyılar çekecek bizi. Nasıl biz başkalarının korkaklığını taşıyorsak, başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak, yenilgimizi, umutsuzluğumuzu...
Birazdan sabah olacak... beklentiler , korkular başlayacak... Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse aşk yoktur ve hiç olmamıştır.
Hadi güne hazırlan. Yaşadıklarını unutmaya çalış. Aşk sana güvenip verdiği büyüsünü, sırlarını, cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel, o yaban ağrısını geri alacak. Bunlar olurken için bir an çok üşÃ¼yecek, sonra geçecek...
Hadi, oyalanma birazdan yarın olacak...
Aşkta yarın yoktur ...
|
|
2. |
15 Mar 2007 Thu 12:27 am |
lütfennnnn yardım
|
|
3. |
15 Mar 2007 Thu 12:44 am |
im sorry ahmet,i would love to be able to translate this much turkish ,but it would take me a week.,however we have some very kind people here ,just be a little patient they will come to your assistance, im sure
|
|
4. |
15 Mar 2007 Thu 12:53 am |
you can find some part of it here...
http://www.turkishclass.com/forumTitle_23_14093
|
|
5. |
15 Mar 2007 Thu 12:53 am |
Quoting deli: im sorry ahmet,i would love to be able to translate this much turkish ,but it would take me a week.,however we have some very kind people here ,just be a little patient they will come to your assistance, im sure |
ben de!!
özür dilerim ahmet
|
|
6. |
15 Mar 2007 Thu 09:00 am |
I'll start,
1st paragraph:
Here again, a night in which my hopes get cloudy and become knotted to your name... I'm filled with you again.
It's so beautiful to be able to come together with you again in these white pages. I just want to write to you tonight. Without a reason and meaninglessly, like chatting. You are sitting in front of me, in spite of the growing abyss between us, you are looking into my eyes now, to their very depths... like wanting to see your victory. If hopes are the boat of love, you've sunk my ships however.
This letter is dedicated to the childish, platonic, incomplete, early, untimely when young, saying yes being no loves I lived, to all the loves I can say that you've come and changed, to the wild taste of separating, to my heart that was posessed by worries, to each sun that rises, each candle I lit, every thing I've lost, every kind of pain, the most bitter passion and you my dear, the most important of all, the only readable place of my fate, to you and only to you, because of the beauty you've added to my cruel world by your pure existence.
|
|
7. |
15 Mar 2007 Thu 11:29 am |
2nd paragraph:
I want to write tonight, a sentence for each minute I had been sentenced (forced) to keep silent. I want to write pages by pages, for days. Loneliness isn't at all divine as they say. To keep silent is something like a hunger strike for me. Not being able to speak when I want to speak, is exactly like not being able to eat when I want to eat. How attached I've become to you. Now accepting your absence is really hard. Especially to know that you won't be again is the darkest part of the nightmare.
|
|
8. |
15 Mar 2007 Thu 12:18 pm |
3rd paragraph:
Do you know what is the most dramatic part of the matter? When getting so close to hear your voice, being far from each other to the degree of not being able to hear your voice again. I don't remember who said it, but love is the pain of absence, not of existence. Maybe that's the reason why in my youth, in the days I fell intensely in love, I couldn't sleep and I wanted to wander around the whole city, in all those dark, sad streets with a whistle on my lips and wake up people from their sleep. So that they wake up and share the pain of the deep hurt that woke up in me with a deep ache.
(the rest had been already translated by SuiGeneris, look at his link)
|
|
|