Birinci ve İkinci Dünya savaşı’nın yaşayan Avrupa,ABD’nin Marshall Planı çerçevesinde Avrupa’nın kalkınması için sağladığı yardımın ortak çıkarlar doğrultusunda kullanılmasının yanı sıra, 18.04.1951 ‘de Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu Antlamasını Paris’te imzaladı.
Bunun ardından, 6 Avrupa ülkesi tarafından, 25.03.1957 ‘ de imzalanan Roma Antlaşması ile Kıtadaki ekonomik ve siyasi bütünleşme hareketini öngören, Avrupa Ekonomik Topluluğu –AET (European Economıc Community –EEC-) kuruldu.
Bu topluluk, 12 yıllık bir geçiş dönemi içinde malların ve kişilerin ve sermayenin serbest dolaşımının sağlanmasını ve sosyal Avrupa’nın kurulmasını öngörmüştü.
Ancak daha sonra, bu topluluğun adı, ekonomik birliğin sağlanamaması üzerine, Avrupa Birliği –AB (European Union-EU) olarak değiştirildi.
Tarihe göre, Türklerin varlığı M.Ö.300 yılında Orta Asya’da başlar.Türkler, Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar 29 devlet kurmuştur.Türkler kadar devlet kurma yeteneğine sahip başka bir kültür az bulunur.
Türkler, Orta Asya’dan 7 koldan ve 24 boydan sürekli olarak batıya doğru yürümüştür.
Türklerin Anadolu toprakları üzerinde 1000 yıla yakın bir devlet geleneği vardır.
Türklerdeki Batılılaşma hareketi, Osmanlı İmparatorluğu (1300-1915) zamanında Tazminat Fermanı ile başlar.
1963 yılında, Türkiye ile AET arasında Ankara Anlaşması imzalandı.
17.12.2004 ‘de de AB üyesi ülkeler, Türkiye’yi AB adayı aday ülke olarak kabul etti
03 10.2005 ‘de, 25 AB üye ülkesi, Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakerelerinin başlamasına ilişkin “Çerçeve Anlaşması” imzaladı.
Avrupa Topluluğu’na bağlı tam üyesi sayısı 2007 yılında 27’ye yükseldi.Bu rakamını gelecekte daha da artabileceği tahmin ediliyor.
Türkiye’nin 1963 yılında başlayan ve 44 yıl devam eden AB ile ilgili ilişkileri devam ediyor.
Burada vurgulanması gereken asıl konu, AB ile ilişkilerin odak noktası şudur=
Çağdaşlaşma, Atatürk’ün öngördüğü diyalektik bir kavramdır.
Burada amaç, sadece batıllılaşmak ya da Avrupa Birliği üyesi olmak değil, daha geniş bir evrensel bir vizyon içinde çağdaşlaşmayı öngörmektir.Bu amaç, batılılaşmayı da, AB üyesi olmayı da ayrıca içine alır.

Bu yazıyı, değerli bir arkadaşımız İngilizce’ye tercüme edebilirse çok memnun oluruz.

Yazıyı çevirebilirim ama acil değildir umarım. Yarına kadar bekleyebilirsiniz... (Meşgul)

Tabi başka birisi çevirebilirse daha iyi olur.

Teşekür ederiz

After First and Second World War, Europe, right alongside of using subvention in accordance with common interest within the framework of the USA's Marshall Plan, signed European Coal and Steel Community Treaty in Paris on 18.04.1951.

After this, by 6 countries from Europe, European Economic Community (EEC) was established. This community, was predicted providing free circulation of goods and people and capital, and establishing social Europe within a 12 year transition period.
But later, the name of the community, upon wasn't able to provide an economical community, has changed as European Union (EU).
According to history, The Turks' existance begins in Central Asia in 300 BC. The Turks establishes 29 nations until Turkish Republic. There aren't many culture which has the ability of establishing nations as Turks.
The Turks, continuously moved from Central Asia from 7 branchs and 24 clans.
The Turks has a national tradition on Anatolian lands about 1000 years.
The Turks' westernizing movement starts with Proclamation of Tanzimat in the time of Ottoman Empire (1300-1915).
In 1963, Ankara Treaty was signed between Turkey and EEC.
On 17.12.2004, member countries of the EU accepted Turkey as candidate of a candidate coutry of the EU.
On 03.10.2005, 25 member countries of the EU signed "Framework Agreement" relating to accession negotiations between Turkey and the EU.
The number of full members of The EU increased to 27 in 2007. It is presumed that this number may increase in the future.
Turkey's relations with the EU, which has been started in 1963 and continued for 44 years, is continuing.
The main point to be emphasized, the focal point of the relations with the EU is that:
Modernization, is a dialectic concept that Atatürk has foreseen it.
The aim is that, not only westernizing or being a European country but predicting of modernization in a wide universal vision. This goal includes both westernizing and being member of the EU.


Umarım hata yoktur İyi geceler...

Faruk Bey Arkadaş,
İlginiz için sağolun..teşekkür ederiz.
Tercüme gerçekten kaliteli olmuş..
Elinize sağlık...selam ve saygılar..