General/Off-topic |
|
|
|
Turkish Poetry...
|
1. |
24 Jan 2006 Tue 05:02 pm |
Kanatlarım Olsa
kanatlarım olsa
uçsam havada
saçlarım uçuşur dağılır gökte
benim senin gibi bir yarim olsa
ne isterim ben kanadı uçmak için.
yüzgeçlerim olsa
yüzsem denizde
dalgalarla beraber gelsem yanına
benim senin gibi bir yarim olsa
ne isterim ben yüzgeci yüzmek için
kanatlarım olsa,yüzgecim olsa
suda,havada olsam yanında
benim senin gibi yarim olsa
ne isterim başka birini sevmek için...
|
|
2. |
24 Jan 2006 Tue 05:08 pm |
SEN YOKTUN
Sen yoktun...
Hz Âdem’deydi nurun
Önce cenneti,
Sonra yeryüzünü şereflendirdin.
Âdem nuruna affedildi
Arafat bu affa şÃ¢hitti
Sen yoktun
Nuh’un gemisindeydi Nurun...
Dalgalar yeryüzünü boğarken
Taprağın bağrındaki su
Gökyüzüyle buluşurken
Ve bu bir ilahi azap derken,
Allah nurunu taşıdı binbir sebeple
Tûfan, nurunu selamladı edeple...
Sen yoktun...
Hz.İsmail’in alnındaydı Nurun
İbrahimî bir dua yükseldi kimsesiz çöllerden
“Rabbimiz†dedi,
“Onlara kendi içlerinden
Senin ayetlerini okuyacak
Kitap ve hikmeti öğretecek onlara,
Onları temizleyecek bir elçi gönder,
Amin dedi on sekiz bin âlem
Nurunla aydınlanan minicik ellerini semaya kaldırarak
Amin dedi İsmail.
Hira Nur dağı amin diyerek ayağa kalktı
Medine’den adı Uhud olan bir amin yankılandı sevr dağında.
Sen yoktun...
Hz.İsa “Ahmed†diye muştuladı seni
Alemlerin efendisi diye sana seslendi.
Artık ben sizinle çok söyleşmem, dedi havarilerine..
Çünkü bu âlemin reisi geliyor...
Bekleyin Ahmed geliyor.
Kainata rahmet geliyor.
Havarilerin yüzünü okşayan,
Ölüleri dirilten bir nefes oldun
Ama sen yoktun...
Sen yoktun Sultânım,
Hz. Abdullah’ın alnındaydı Nurun
Başı eğik gezerdi mazlum
Kuteyle göklerden seni sorardı
Varaka seni arardı semada
Anneler kız çocuklarını hep ağlayarak sevdiler.
Ağlayarak süslediler ölüme...
Ağlayarak hadi dayına gidiyorsun dediler.
Sen yokken,
Canlı canlı toprağa gömülmenin adıydı dayıya gitmek.
Anne yüreğinin çıldırtan çaresizliğiydi.
Ve yavrusunun ölüme gidişini seyretmesiydi...
En son çocuk atılırken çukura
Annesinin suretinde bir melek tuttu onu
Ve tebessüm ederek hira nur dağını gösterdi.
Melekler süslüyordu hirâyı.
Efendisine hazırlanıyordu cebel-i nur,
Efendisine hazırlanıyordu mekke.
Âlem Efendisine hazırlanıyordu
Kainatın gözü Hz. Aminedeydi.
Toprak yalvarıyordu rabbine,
Allahım gönder artık diyordu.
Gel diye ağlıyordu mazlumlar, gözleri semada
Ve bir gelişin vardı ya rasulallah,
Bir inişin vardı yer yüzüne...
Önünde cebrail!
Ardında yalın kılıç melekler!
Bir inişin vardı yer yüzüne...
Yetimler en huzurlu geceyi geçirdi belki de
Öksüzler annelerine sarıldı doya doya.
Sonra bir sessizlik kapladı seher vaktini.
Herşey sus pus olmuştu.
Hadi diyordu yıldızlar, Hadi diyordu ay!
Kainat bir isim duymak istiyordu.
Ve bir ses yükseldi Âmine’nin evinden;
Muhammed!
Karanlıklar aydınlığa bıraktı yerini.
Muhammed!
Melekler öptü o nurdan ellerini.
Muhammed!
Seni yaratan Allah’a kurbânız ey dürri yekta!
Sana o adı veren rahmana kurbanız
Artık sen vardın
Susuz topraklara rahmet indi seninle
Annenden sonra anne halime sevindi seninle
Yağmura mı ihtiyaç var?
Kaldır şehadet parmağını,
Yağmurları salsın Allah.
Sonra tut ağacın yaprağını,
Köklerini çıkarttırıp yanında yürütsün Allah.
Yeterki sen iste,
Sen iste yarasulallah
Deki ben kimim?
Dağlar, taşlar dile gelsin,
Dilsiz çocuklar ellerinden tutup,
Ente Rasulullah desin.
Sen vardın
Bedir kârdı,
Uhut dardı
Hendek yârdı.
Yiğitlerin vardı.
Ölmek için yarışan yiğitler...
Hele bir enesin vardı senin.
Enes bin malik...
Uhut’ta öldüğünü duyunca arkadaşlarına,
Niye burada oturuyorsunuz diye sormuştu.
Onlar da
“Allah’ın Rasulü öldürülmüş deyince
Enes kükremiş:
“ Peki o öldükten sonra yaşayıp da ne yapacaksınız?
Kalkın ve O’nun gibi ölün! Demişti.
Ve savaşın en yoğun olduğu yerde şehit düşmüştü.
Hem de ne şehit ey nebi!
Vücudu yaralardan tanınmaz haldeydi.
Kızkardeşi ancak parmaklarından tanıdı onu...
Musab Bin Umeyr’in vardı senin.
Uhut’ta sancağını taşıyan.
Öyle bir aşkla sana bağlıydı ki
Allah o gün melekleri Musab’ın suretinde indirdi.
Ebu hureyren vardı...
Acıkınca mescidin önünde durur sana bakardı.
Sen anlardın,
Ya Ebâhir gel! Derdin.
Ve sen gittin...
Bir gidişle gittin
Ardında hüznün kaldı.
Hasretin kaldı göklerde.
Bilal ezan okuyamaz oldu
Ne zaman teşebbüs etse
Muhammed rasulullah demeye
Dizleri üstüne çöker, kendinden geçerdi.
Sonra günler ay,
Aylar yıl oldu.
Ve asırlar oldu
Sensizliğe açtık gözlerimizi.
Ama sen bırakmazsın bizi.
Sen varsın ey şehitlerin sultanı
Sen varsın!
Bir şehit bile ölmezken
Sana nasıl yok deriz.
Ebutalip şama giderken devesinin önüne geçip
Beni burda kime bırakıp gidiyorsun demiştin.
Ne anam var ne babam...
Ebutalip bırakmamıştı bu yüzden .
Sensizliğin ızdırabıyla inleyen ümmetini kime bırakıp gidiyorsun Ya Rasûlallah!
Bırakma bizi ki; Allah;
Sen onların içindeyken onlara azab edecek değiliz buyuruyor.
Bırakma bizi!
Hayatı seninle öğretti Rahman.
Kulluğu seninle tanıdık.
Duayı senden öğrendik sevgili!
Hz Ömer umre için senden izin isteyince,
“Kardeşcik†dedin ona,
Kardeşcik, duanda bana da yer ayırır mısın?
Bizler Ömer değiliz ama
Bütün dualarımız senin için
Ey Rabbimiz!
Rasulünü anışımızdan haberdar et!
O’na binler salat, binler selam!
Habibine Makam-ı Mahmut’u ver
O’na vesileyi lutfet.
O’nu refik-i Âlâya yükselt
Bizi de affet
O’nun hatrına affet
Zatının hatrına Affet.
|
|
3. |
24 Jan 2006 Tue 05:11 pm |
Medine'nin Gülü
Andım yine Seni her şey yâdımdan silindi,
Hayâlin gönlümün tepelerinde gezindi;
Bu bir serâp olsa da hafakanlarım dindi..
Andım yine Seni her şey yâdımdan silindi.
Keşke hep aşkınla oturup aşkınla kalksam,
Rûhlar gibi yükselip de ufkunda dolaşsam;
Bir yolunu bulup gönlünden içeri aksam..
Keşke hep aşkınla oturup aşkınla kalksam.
Anlasam, vuslata ne zaman ferman gelecek?.
Hicranla yanan gönlüm durmadan inleyecek;
İnleyip en taze hislerle hep bekleyecek..
Anlasam, vuslata ne zaman ferman gelecek?
Kalbim bir güvercin gibi titrerken adından,
Ne olur Sana ulaşmam için kanadından;
Bana bir tüy ver, pervaz edeyim hep ardından..
Kalbim bir güvercin gibi titrerken adından.
Ey kupkuru çölleri Cennet’e çeviren Gül;
Gel o bayıltan renklerinle gönlüme dökül!
Vaktidir, ağlayan gözlerimin içine gül!.
Ey kupkuru çölleri Cennet’e çeviren Gül!
Mecnûn gibi arkanda koşan kulun olayım,
Bir kor saç içime ocaklar gibi yanayım;
Sensiz geçen bu acı rüyâdan kurtulayım..
Mecnûn gibi arkanda koşan kulun olayım..
Aklım uzakta kaldığı günleri saymakta,
Rûhuma sisli-dumanlı bir kasvet yaymakta;
Göster çehreni ki, güneş gurûba kaymakta..
Aklım uzakta kaldığı günleri saymakta...
Son demde hiç olmazsa gurûbum tulû olsun,
Gönlüm ufkunun en taze renkleriyle dolsun;
Her yanda tamburlar çalınsın; neyler duyulsun..
Ne olur, hiç olmazsa gurûbum tulû olsun..!
|
|
4. |
24 Jan 2006 Tue 05:13 pm |
Seni Seviyorum
DüşÃ¼ndüğümde, Seni,beni,ikimizi, Her seferinde
Başka bir bilmece, Zamanın ötesinde, Bir boyut olsan
SENİ TUTAMASAM, SENİ GÖREMESEM
SENİ TUTAMASAM, SEVEMESEM
Peşinden koşarken, İçten,derinden, Masum bir duyguydu bu
Gelen kalbimden, Yaptıklarından sonra, Giden kalbimden
SENİ TUTAMASAM, SENİ GÖREMESEM
SENİ TUTAMASAM, SEVEMESEM
gecenin yarısında, yalnız kaldığımda, aklımdan geçenleri, silmek uğruna, uzandım umarsızca, karanlığın kollarına
|
|
5. |
24 Jan 2006 Tue 05:15 pm |
GÜNEŞİN OLSUN
Güneşin olsun gönlünde
Kar bile yağsa
Ya da fırtına olsa
Gök bulutlarla
Dünya kavgayla dolsa
Güneşin olsun gönlünde
O zaman gelsin ne gelirse
Doldurur ışıklarla
En karanlık gününü
Bir şarkın olsun gönlünde
Sevinçli ezgilerle
Seni günlük tasalar boğsa bile
Bir şarkın olsun dudaklarında
O zaman gelsin ne gelirse
Yardım eder atlatmaya
En yalnız gününü
Başkaları için de bir diyeceğin olsun
Tasada ve bunalımda
Ve seni mutlu edecek herşeyi
Söyle onlara da
Bir şarkın olsun dudaklarında
Yitirme sakın cesaretini
Güneşin olsun gönlünde
Ve herşey iyi olacak
Cesar FLEISCHLER
|
|
6. |
24 Jan 2006 Tue 05:16 pm |
SEN Yoksun...
Yoksun sen artık..
Yokluğunda kaybolmuşum,yitirdiğim kendimle sevişmiş,hiçliğin denizinde boğlmuşum
Yoksun sen artık..ve hiçbir zaman da olmayacaksın.bu akıp giden gözyaşlarımı hiybe ettim ben sana,kurban ettim kendimi bir koca yalana...sen..yoksun...
Sen yoksun,ben de yokum.yokluğun dehlizindekaybaolmuşum.bir sarmaşık gibi dolanmış etrafıma anılar.kesip çıkamıyorum içinden.ne yapsam boş..onlar içime işlemiş çünkü...
Gündüzlerime sığmıyorsun,yetmiyor sana uyanık olduğum saatler.seni anmaya,hatırlamaya..
Üzmüşsün beni,kırmaışsın.ama istemezsin bilirim.hiç istemedin bunları.hayat Sensizliği bahşetti bana.sağolsun beni pek sever beni..al dedi,senin payına düşen bu..
Aldım.ruhumun en ince en zayıf,en şefkatli ama en gururlu yerine koydum.olmadı..uymadı..sensizliği koyacak yer bulamadım
Elimde öylece..kalakaldım..
Sen yoksunn..
Ben de yokum..
Koca bir hiç dünya
Ne varoluşlar,ne ölümler ne yokoluşlar..hiçbirşey yokartık.hepsi koca bir hiç.sahi Nedendi ölümler?nedendibu hayat,bu dünya?
Neden vardın sen ve neden yoksun artık??
Sahi özlem neydi?hasret?
Yokluk bu muydu?yokluğun..
Herşeyi silip süpürüp gittin..
Herşey ve hiçbirşey de yok artık..
Sahi sen niye gittin?
Ben sana mecburdum
Tüm İlhan'cılar gibi..
Anlayamadın,göremedin..sevgimin sana rağmenyaşayabileceğini bilemedin..
Koca bi yalana sıkıştı herşey ve patlattı kendini.her sıkışan şey gibi..sonra koca bi yıkım kocaman bi toz bulutu..
gittiklerinde...
sen de çoktan gitmiştin
ardında ne bir not bıraktın,ne de bir paket,mektup..hiçbirşey..
ağlama dedin,dayanamam..ben de dayanamadım.ağladım.olmadığın her günün anısına,hergün ağladım..
sen bilmedin bunları,dayandın...ama ben yapamadım,hiç yapamadım..
yokluğun omuzlarıma çöktü
sen gelmedin..
|
|
7. |
24 Jan 2006 Tue 05:20 pm |
Hayat.........
Veresiye bile ümit yoksa sende ; bende göğsünde açılan gonca gül misali çalarım,,,ömrümden çaldığın gibi…
Gözyaşıma ilaç bir beyaz mendil uzattın diye derman mı oldun yani…
Bak â€Hayat†senden geçerim…Ne bir ceketim var askılığında ne bir alyuvarım damarlarında..Bir tek kapında günlerim…Ben senden geçerim geçmesine de,,mahşer de yüzüme baktığında ne diyeceksin diye,geleceğin güne kadar beklerim,, beklerim…
|
|
8. |
25 Jan 2006 Wed 03:34 am |
i like ''sen yoktun''for the messenger....its really written and readig in heart....thx
a different thing on tc....
|
|
9. |
25 Jan 2006 Wed 02:44 pm |
Ne dediğini anlasam??Bana yorum yazmazsan sevinirim kardeşim...Hiç moralim iyi değil canım sıkkın,uğraşamam...Saol...
|
|
10. |
05 Feb 2006 Sun 11:00 pm |
Umut Yaprakları
Öyle bir ilk yaz ol ki korkut yaprakları,
Öyle bir son yaz ol ki tut yaprakları,
Sararıp dökülürken güz rüzgârlarında
Ardında savrulsunlar, unut yaprakları.
Sevinçlerinde onlar vardı, hüzünlerinde onlar
Seninle yeşerdiler, seninle soldular..
Olsunlar senden sonra da umut yaprakları..
|
|
|