GÜLHANE PARKI, UNUTULMAKTA OLAN İYİ İNSANLAR VE KAYBOLAN ANILARINIZ=
- Siz İstanbul'da bir gün, şÃ¶yle Davutpaşa'dan başlayıp, Sağmalcılar, Topkapı, Çapa, Şehremini, Fındıkzade, Haseki, Yusuf Paşa, Aksaray, Laleli, İstanbul Üniversitesi-Hürriyet Meydanı, Kapalı Çarşı, Çemberlitaş, Pierre Loti, Sultan Ahmet'ten Gülhane Parkı'na yürüdünüz mü?
- Ya da Kocaeli , İzmit ya da Adapazarı, Sakarya'dan banliyo treni ya da yolcu otobüsü ile Haydarpaşa ya da Harem'e inip, Haydarpaşa vapur iskelesinden, Harem feribot iskelesinden, yolcu vapuru ya da feribot ile karşıya, Karaköy ya da Eminönü'ne geçip, oradan Boğaz Yolcu Vapurları veya Adalar Yolcu Vapuru iskelelerinden, Sirkeci'den Gülhane Parkı'na kadar yürüdünüz mü?
- Ya da Trakya, Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Lüleburgaz, Çorlu'dan yolcu treni ya da yolcu otobüsü ile Sirkeci Garı'na ya da Bayrampaşa İstanbul Şehir Terminali'ne inip, oradan Gülhane Parkı'na bir taksi tutarak gittiniz mi?
- Ya da Yeşilköy - Atatürk- Havaalanı'na inip, oradan bir taksi tutarak, Ataköy güzergahından, Yeşilköy, Bakırköy, Yenikapı hattı üzerinden hiç Gülhane Parkı'na gittiniz mi?
- Ya da Taksim ya da Beşiktaş'tan Karaköy'e, oradan Galatasaray, Tünel, Bahçekapı, Fındıklı, Tophane derken, Haliç yanından, Unkapanı Köprüsü veya Galata Köprüsü'nü geçip, Eminönü'ne yürüyüp, Mısır Çarşısı ve Doğu İş Hanı önünden, Gülhane Parkı'na gittiniz mi?
- Ya da İstanbul Boğazı güzergahından, Anadolu Kavağı, Rumeli Kavağı, Sarıyer, İstinye, Emirgan, Boyacıkööy, Baltalimanı, Beykoz, Yeniköy, Bebek, Rumeli Hisarı, Ortaköy, Beşiktaş, Adalar İskelesi ve Sirkeci Garı üzerinden?
- Ya da Büyük Ada'dan şehir vapuruna binip, Heybeli Ada, Burgaz Adası, Kınalı Ada derken, Haydarpaşa ve Kadıköy yolcu vapuru iskelelerini takiben, Sirkeci yolcu iskelesinde karaya ayak basıp, Gülhane Parkı'na yürüdünüz mü?
- Ya da Galatasaray, Beyoğlu, Çiçek Pasajı, Yeşilçam, Kurabiye Sokağı, Mis Sokağı, İstiklal Caddesi, Ağa Camii, Fransız Konsolosluğu, Taksim, Taksim Meydanı, Gümüşsuyu, İnönü Stadyumu, derken aşağı Beşiktaş'a gelip, Dolmabahçe Sarayı önünden, Barboros Heykeli'nden aşağı inip, Beşiktaş Yolcu İskelesi'nden yolcu motoru veya yolcu vapuru ile Üsküdar'a, oradan Harem'e, Harem'den feribot ile Sirkeci'ye varıp, ya da Harem'den Kadıköy İskelesi'ne gidip oradan yolcu vapuru ile Karaköy'e gelip, Galata Köprüsü'nde yürüyüp, batı'da kalan Haliç'e bakıp, Eminönün'den Cağaloğlu Yokuşunu geçip, doğuya doğru Gülhane Parkı'na gittiniz mi?
- Ya da Beşiktaş vapur iskelesi, Üsküdar vapur iskelesi, Kadıköy vapur iskelesi, Karaköy vapur iskelesi arasında mekik dokuyarak, Sarayburnu, Beylerbeyi ve Ortaköy'de İstanbul Boğazı'nın kokusunu alarak Gülhane Parkı'na indiniz mi?
- Ya da bir şehir otobüsü veya metro ile Levent, Zincirlikuyu, Esentepe, Mecidiyeköy, Şişli, Pangaltı, Nişantaşı, Harbiye, Taksim üzerinden, bir şehir otobüsüne binip Beşiktaş, Fındıklı, Bahçekapı, Tophane, Karaköy, Galata Köprüsü, Eminönü ve Sirkeci'den geçerek, Gülhane Parkı önünde indiniz mi?
- Ya da Aksaray Meydanı’ndan metroya binip Gülhane Parkı’na gittiniz mi?
- Ve İstanbul'da Gülhane Parkı'nda bir çay bahçesi'ne oturup, çayınızı yudumlarken, İstanbul Boğazı'ndan geçip, Karadeniz ya da Marmara Denizi ve Akdeniz'e açılan gemileri ve İstanbul'un şehiriçi (İstanbul Boğazı, Karaköy, Haydarpaşa, Üsküdar, Kadıköy, Bostanlı, Bahçekapı ve Adalar (Kınalı, Burgaz, Heybeli va Büyük Ada) yolcu vapurlarını gördüğünüzde, Boğazın geçmiş zamanları yansıtan sularına, Kız Kulesi, Haydarpaşa, Üsküdar ve Kadıköy'e bakıp, anlaşılmaz duygu ve düşÃ¼nceler içinde, siz de, şair Yahya Kemal Beyatlı ve Orhan Veli Kanık gibi, ya da şair Nedim, Baki, Nabi ve Fuzuli gibi, eski günlerinizdeki güzel ve hüzün dolu İstanbul ve Anadolu anılarınızı, eski İstanbul günlerinizi, anılarda kalan mahalle arkadaşlarınızı, mevsimler içinden akıp giden okul günlerinizi, yolcu vapuru saatlerini, şehir otobüsü saatlerini, tren saatlerini, okuldan kaçıp bindiğiniz Boğaz vapurlarını, bir sonbahar günü vapur iskelesinden, bir otobüs terminalinden, bir tren istasyonundan, Haydarpaşa tren istasyonundan, Sirkeci tren istasyonundan size veda mendili sallayarak gözyaşı döken beyaz kordeleli güzel kızı, eski İstanbul sokaklarında dolaşırken akşam vakitleri yağan yağmur ve kar taneleri altında aradığınız hüznü, Beyoğlu'nda bir sinema salonunda bıraktığınız gençlik düşlerinizi, artık solan fotoğraflarda kalmış olan o iyi insanları ve giderek artmakta olan yalnızlığınızı düşÃ¼nüp, bir İstanbul şiiri yazdınız mı?
|