"DÜNYADAKà DEVLET ANLAYIÞI
1950 yýlýndan öncesinde, dünya da gözlenen anlaþmazlýklar, mücadeleler ve güç savaþlarý; büyük ölçüde, ülkelerdeki toplumlarýn ve öncü liderlerin tarih, hukuk, felsefe, sosyoloji, edebiyat, matematik ve mantýk gibi entellektüel alanlardaki bilgi noksanlýklarýndan kaynaklanmýþtýr.
Bunun böyle olduðunu, Platon gibi bilim ve felsefeciler, ilk çaðda ve bütün zamanlarda, yüzyýllardýr açýkça vurgulamýþlardýr.Derler ki "Tarih tekerrürden ibarettir."
Bu bilgi ve aydýnlanma noksanlýðý, günümüzde de devam etmektedir.
Bugün dünyadaki güçlü devletlere ve toplumlara baktýðýnýzda, görürsünüz ki, etnik kökene dayalý, belli bir ýrký esas alan, baþka bir deyiþle etnik ayrýþmayý öngören bir devlet yoktur.
Ülkelerdeki etnik kaynaþma, o ülkenin tarihsel , toplumsal ve kültürel zenginliðidir.
Sonuç olarak, dünyada tek bir etnik kimlik, tek bir ýrk vardýr, o da insanlýktýr.
Bu gerçekçi ve felsefi yaklaþýmý, baþta USA, Fransa ve Ãngiltere olmak üzere, her ülkede görürsünüz.
Bu devletleri ve bu devletlerdeki toplumsal yapýlarý; o ülkelerde yaþayan, o ülke vatandaþý olmuþ, çeþitli devletlerden göç etmiþ, çeþitli etnik kökenlere dayalý gurbetçi topluluklar oluþturmaktadýr.
Saf bir etnik kimlik yoktur.
Ve yine, somut olarak, görürsünüz ki, bu devletler tekildir ve bu ulusal devletler, özel yaþam alanlarýnda kalmak kayýt ve þartý ile bünyelerindeki etnik gruplara ait her türlü alt kimlikleri ve alt kültürleri benimsemektedirler.
Günümüzde, çaðdaþ devlet anlayýþý budur.
Atatürk bunu þöyle ifade etmiþtir:”Yurtta sulh, dünyada sulh.
Atatürk, "Bilim," demiþtir, "Tek yol gösteridir."
"Dünyada en büyük savaþ, cehalete karþý verilen savaþtýr, " demiþtir.
Cehalet, insanlýðýn en büyük düþmanýdýr.
Bugün bazý ülkelerde görülen toplumsal karmaþa; dengesiz ve aþýrý nüfus artýþý, eðitim eksikliði, ekonomik sorun, yoksulluk, çevre sorunu ve iþsizlik gibi faktörlerin yaný sýra, bilimsel ve felsefi bilgi ve görüþ noksanlýðýndan kaynaklanmaktadýr.
Bununla birlikte, dünya ülkelerindeki milliyetçilik akýmlarý, geçmiþte olduðu gibi, bugün de toplumlarý etkilemektedir.
Ancak, globalleþen dünya, aydýnlanma dönemini aþabildiði takdirde; hiç kuþkusuz, ülkelerdeki etnik kültürler de özel yaþam alanlarýnda kalmaya devam edecek, daha çok hoþgörü, saygý ve anlayýþ görecektir.
Bu durumda, etnik kaynaþmanýn sonucu olarak; Amerika´da olduðu gibi, devletlerin toplumsal ve kültürel zenginliði daha da artacak; buna karþýlýk ülkelerdeki ulusal bütünlük, büyük ölçüde yerini koruyacaktýr.
|