Turkish Poetry and Literature | 
    					    						
    						 
    						
    						    					 |  
    					| 
    					 |  
    				  | 
    			 
    			| 
    				
    				yılmaz erdoğan
    			 |  
    		 
    			
	
		
		
			
				| 10.       | 
				
				
				 28 Apr 2006 Fri 11:42 am | 
			 
			
				| 
				 
	AŞK HAYATI
 
 Sevmek gibi geliyordu her şey, 
 sevmek gibi gidiyordu kadın 
 adının anlattığı,canın teni yakmasıydı, 
 bir bulut evet ama aslolan 
 bulutun suyu yağmasaydı... 
 
 'bir insanı sevmekle başlıyordu her şey' 
 ve boşanmak için 
 en az iki şahit gerekiyordu 
   
 Yılmaz Erdoğan
  
  
  LOVE LIFE ( LİFE OF LOVE)
 
 everything was like ''to love''
 the woman was going like ''to love''
 the meaning of ur name,the life,burning a skin
 a cloud but the fact
 what if the water of cloud didnt rain...
 
 ' everything was beginning ''to love'' one
 and to divorce
 at least you need two 
 
 
 (forgive my mistakes  ..i have no editor these days    )
 
 		 
		
		 | 
		 
		 
		 | 
		 
		 
			    
	    
	
		
		
			
				| 11.       | 
				
				
				 28 Apr 2006 Fri 12:08 pm | 
			 
			
				| 
				 
	Thank you again, ramayan.
 Nice, nice!
 
 (Don't worry about te miostakes, we can be our own editors
 it is easier to correct a translated text than to translate it )   		 
		
		 | 
		 
		 
		 | 
		 
		 
			    
	    
	
		
		
			
				| 12.       | 
				
				
				 28 Apr 2006 Fri 02:13 pm | 
			 
			
				| 
				 
	...Biz ne zaman içsek, iç değilizdir aslında...		 
		
		 | 
		 
		 
		 | 
		 
		 
			    
	    
	
		
		
			
				| 13.       | 
				
				
				 28 Apr 2006 Fri 02:51 pm | 
			 
			
				| 
				 
	Alkol İkindisi
 
 Biz ne zaman içsek,
 Köfte geç gelir
 Ve oturur muhabbetin terkisine
 Çıplak bir efkar sözcüğü
 
 Biz ne zaman içsek,
 Sabah akar meycinin cebine
 Günde kaç kez öpüşÃ¼r ki akrep ile yelkovan
 Biz ne zaman içsek,
 İç değilizdir aslında.
 Dışımızda bronz bir akşam sözcüğü,
 Çırıl bir efkar sözcüğü
 Delikanlı kıvamında sevda değilse de
 Tabansız sevişmelerdeki el değmemiş pişmanlık
 Biz ne zaman içsek,
 iç değilizdir aslında.
 
 Bu alkol ikindisi şiirle
 Şimdi burda açılsaydın
 Adımın baş harfi gibi
 Belki ağustos kokardı ağustos
 Sen,
 Fikrini ipotek etmiş kiralık sevdalara
 Senine boyuna sevilmiş sen
 Yalanı sevdasından büyük sen
 Bir bil-sen.
 
 Biz ne zaman içsek seni düşÃ¼nüyoruz
 Genzimizde göl gözyaşları
 Biz ne zaman içsek,
 İç değilizdir aslında.
 
 Dışımızda bronz bir İzmir akşamı...		 
		
		 | 
		 
		 
		 | 
		 
		 
			    
	    
	
		
		
			
				| 14.       | 
				
				
				 04 May 2006 Thu 10:30 am | 
			 
			
				| 
				 
	Aşkımız 
   
 Aşkımız iki gözlüklünün öpüşme çabasıydı; 
 gözlükleri çıkarmak hiç aklımıza gelmedi. 
 
 Hiç düşÃ¼ndün mü belki 
 Belki, eline en yakışan takı benim elim. 
 Belki de en belli olacak yalan, benim söylediğim... 
 Belki sen ve belki ben... 
 
 Yoksulluk, kirden rengi tanınmayan 
 bir beyaz tutsaklık... 
 İnsan kendine iltica edebilir mi? 
 
 Ölü olarak ele geçiriliyor en sıcak insan sözleri.. 
 Ve hüznüm bir kamu morgunda işe başladı. 
   
 OUR LOVE
 our love was an effort of two short-sighted people
 we have never thought taking off the glasses
 
 have you ever thought maybe
 maybe,the best jewellery that fits your hand is my hand
 maybe the worst lie is mine that i told you
 maybe you and maybe me
 
 poverty,that unable to known
 a white captivity
 can someone immigrate himself?
 
 the hottest human words are being captived dead
 and my sadness started working in a public morgue 
 (boop thanks )		 
		
		 | 
		 
		 
		 | 
		 
		 
			    
	    
	
		
		
			
				| 15.       | 
				
				
				 05 May 2006 Fri 03:19 am | 
			 
			
				| 
				 
	 Quoting YILMAZ ERDOĞAN: 'bir insanı sevmekle başlıyordu her şey'
 ve boşanmak için
 en az iki şahit gerekiyordu  |  
  		
		
		 | 
		 
		 
		 | 
		 
		 
			    
	    
    			
    	 |