Hi forum, if someone knows where can I find the translation of this poem, please let me know, I heard it´s really nice.
I know it´s quite long so I´m not asking someone to translate it but if there´s already a version in English, I´ll be glad to know
HAYAT
Bir yaşam öyküsüne katlanılamayacak kadar
uzun!
Bir gülümseyişe,
bir kıpırdanışa,
bir dokunuşa
vakit ayıramayacak kadar
kısa!
The Life
It is as long as not enduring a life story.
It is as short as not having time for a smile, for a moving, for a touch
Hayat
The life
Gerçekleri sırtlayıp
taşıyamayacak kadar
ağır.
Bir kuşun kanadına konup ta
ona bile hissettirmeden
uçabilecek kadar
hafif!
It is as heavy as not carrying the truths by shouldering them
It is as light as flying by settling on the wing of a bird by not making it realize
Hayat
The life
Her anını
dibine kadar yaşamaya
çalışmak için nefes nefese
koşturmayı
göze alacak kadar
dolu,
Bütün yaşadıklarının
sadece bir hayal olduklarını hissettirecek kadar
boş!
It is as full as venturing running up breathless to try to live its all moments to the very bottom
It is as empty as making you feel that all you lived is a dream
Hayat
The life
Koskoca ömürde
"bir yalnız gün daha
nasıl geçecek,
şu saatler nasıl bitecek“
diye şikayet edebilecek kadar
muamma!
Göz açıp kapayıncaya kadar
geçen sürede
nihayete erebilecek kadar da
basit!
It is as mystery as complaining how another lonely day will pass, how these hours will pass
It is as simple as coming to an end in a time of a blink
Hayat
The life
Kendini oluşturan
her büyüsü,
her cazibesi,
her rengi,
yürekleri hoplatacak,
kanlarımızı kaynatacak
kadar
parlak ve güzel!
Gözlerimizi acılarla,
hüzünlerle,
ayrılıklarla,
ölümlerle
buluşturduğumuzda,
sadece iki renk!
Gri ve siyah!
(There are grammer problems)
It is as shiny and beautiful as its all magic, all attraction, all colours that create itself making our bloods boil
Only two colours : Gray and black! When we make our eyes meet with pains, sorrows, seperations, deaths
Hayat
The life
Her anını tuvallere, yazılara, şiirlere, gösterilere döküp
sergileyebileceğin kadar
sanat!
Tek bir uyanışta,
görevinin
tek bir oyundan ibaret
tek bir rol olduğunu
fark edebileceğin kadar da
kısır ve monoton!
It is as art as displaying all its moments by pouring into the canvas, the writings, the poems, the shows.
It is as infertile and monotonous as realizing your duty is a role only for a play in a one waking up.
Hayat
The life
Seni tek bir "evet" inle
başkalarına bölüştürüp sunabileceğin,
nefes alıp verişlerinle
"paylaştırabileceğin" kadar
hayret verici ve cömert!
It is as amazing and generous as offering it with only one yes of you by sharing you out to others, and sharing it out with your breaths
Tek bir "hayır" ınla
herşeyi mahvedebileceğin,
yok edebileceğin kadar da
cimri ve densiz!
It is as ungenerous and tactless as ruining and destroying everything with your one no
Hayat
The life
Gerçek yaşam öykülerine
katlanabilecek gücü bulup,
bulaştırıp, daha da
büyüğünü oluşturabilecek kadar
heybetli ve zor,
Her şeyden vazgeçip
"yaşama veda etmeyi isteyecek" kadar da
güçsüz ve zayıf!
It is as tremendous and difficult as creating even the bigger one by finding strength to endure real life stories.
It is as powerless and weak as wanting say farewell to life by backing down from everything
Hayat
The life
Sevmeyi bilecek, bilmiyorsa öğrenecek
tadacak, sunacak, paylaşacak
..ve böyle sevgilerle, bütün sevgileri
çoğaltabilecek kadar
anlam´lı...
Nefreti seçip, sıçratmak,
sıçrattıkça da o pisliğe
bulaşacak kadar
anlam´sız...
Hayat
The life
Gerçek yaşam öykülerine katlanmaya değecek kadar
"Yaşanmaya değer"
Hayat;
onu kısaltmanın haksızlık olduğunu anlatacak kadar öğretici,
Bir daha
bulunmayacak, yaşanmayacak
kadar "tek"...
Hayat
Sadece
senin dilediğin kadar
uzun!
Sadece
Senin dilediğin kadar
kısa!
Maybe someone can go on where i left it.