İNSAN SEVDİĞİ YERE GİDER
Lina Drory için
Yalnızlık bir kaç santimetre ötemde Uzansam dokunacağım Çok bilinmeyenli bir denklem bu yaşam Ben yalnızlığı severim Bir akşam vakti vapur iskelesindeki sevgili yalnızlığı Büyükada’da düşler kahvesindeki yalnızlığı Ben küçük bir kız çocuğu Resimlerde meyveli dondurma yiyen bir kız Ya da pasta ile birlikte limonata içen kırmızı eşarplı kız İstanbul’dan yolcu vapurları geliyor Yapayalnız yolcu vapurları
Anıları yudum yudum içiyoruz Akşam oldu mu hanımeli kokan küçük evimizdeyiz Bahçemizde kedim Kapıda beyaz yeleli atım Havada yaz kokusu Aşağıda salkım gibi deniz Yukarıda çam ormanı
Sanki ben verandada salıncaktayım Büyük babam kahve sohbetinde Yumak yumak öyküler Hüzünlerle süslenmiş anılar Bir öyküye dönüşmüş payton Anılaşmış iskele caddesi Kahvelerde iskambil oynayan kadınlar Sabah vakti denize açılan balıkçılar Denizi uyandıran martılar Yaşanan yorgun bir günün ardından birdenbire inen akşam
İnsan bu akşam vakti nereye gider İnsan sevdiği yere gider Sevildiği yere
Düşün ki Bursa’dayım Altıparmak’ ta evimizde Kestane kokan sokağa bakan evimizde Az ileride kalabalık Bursa Fuarı Havada Uludağ’dan gelen kar taneleri Sanki içimde anlatılmaz Bursa akşamları İçimde geçmiş yılların sevgili hüznü Bir küçük kız mavi pançurlu evinden el sallıyor Büyük baba Luna’ya sevgi sözcükleri gönderiyor Bu akşam vakti ne kadar hüzünlüyüm böyle Bursa’da bu akşam vakti havada bir kömür kokusu var Bir laciverd kış gecesi başlıyor Uludağ’da kar var Kalbimde Büyükada
Hep böyle başlar özlemler Sevgiler bir çift kuş olur uçar Bu yaşamda her şey bir yalan Duygular kar fırtınası Ben böyle bir akşam vakti doğdum Bursa’da Düşün ki Ayla adında küçük bir kızım Ya da Lina Ben nereye giderim bu akşam vakti bir başıma Büyük baba Luna’ya gider Sen Uludağ’daki ateşe Lina mavi boyalı küçük eve Ayla’yı desen onu anne babası bekler Beyaz pançurlu kır evinde
Birazdan gün doğacak Tel-aviv’de Akdeniz gülü gibi bir sabah başlayacak Ben yine neler düşüneceğim Ne demezsin İstanbul çok yaşlı güzel pasaklı bir kadın Büyükada bir prensesin gizli bir deniz ülkesi Bursa Uludağ’ın düşünde bir kar topu Akdeniz laciverd bir sevda
İnsan bu akşam vakti nereye gider İnsan sevdiği yere gider Sevildiği yere
Ö.G.
A PERSON GOES TO THE PLACE HE LOVES
To Lina Drory
Loneliness is a few centimeters in front of me If I reach out I’ll touch it This life is a very unknown equation I like the loneliness The dear loneliness in evening time at steamboat pier The loneliness in Büyükada’s dream café I’m a little girl A little girl eating ice cream in photos Or a girl with a red scarf who is having lemonade with a cake Passenger boats are coming from Istanbul All alone passenger boats
We are drinking the memories sip by sip When evening comes we are in our honeysuckle scented little house My cat in our garden My white maned horse at the door A scent of summer in the air Below a sea like a cluster Upwards a pine forest
It’s as if I am on a swing at the porch My grandfather is chatting at the café Balls of wool of stories Memories decorated with sadness A phaeton transferred into a story The pier avenue been remembered Women playing card games in cafés Fishermen go out to the sea in morning time Seagulls waking up the sea A night that falls suddenly after a tired day that was lived
Where does a person go at this evening time? A person goes to the place he loves To the place he is loved at
Think that I’m in Bursa In our house in Altıparmak In our house that views the chestnut smelling street Just in front the crowded Bursa fair In the air snow drops that came from Uludağ As if indescribable Bursa nights inside me Inside me the beloved sadness of past years A little girl is waving her hand from her blue shattered house Grandfather is sending words of love to Luna How sad I am this evening time This evening time in Bursa there’s coal smell in the air A dark blue winter evening is starting There is snow on Uludağ Büyükada in my heart
Yearning always starts this way Loves become a pair of birds and fly In this life everything is a lie Emotions are a snow storm I was born in an evening like this in Bursa Think that I’m a little girl named Ayla Or maybe Lina Where do I go in this evening time alone Grandfather goes to Luna You go to the fire of Uludağ Lina to the blue painted little house If you say Ayla, her parents wait for her In their white shattered country house
In a while day will rise A morning like a Mediterranian rose will rise in Tel-Aviv What will I think again What don’t you say Istanbul is an old untidy beautiful woman Büyükada is a hidden sea country of a princess Bursa is a snow ball in the dream of Uludağ The Mediterranian is a dark blue passion
Where does a person go at this evening time? A person goes to the place he loves To the place he is loved at
By Ö.G. Translated by Ayla (TLC)
Edited (7/13/2010) by yilgun-2010
Edited (7/16/2010) by yilgun-2010
Edited (7/17/2010) by yilgun-2010
Edited (7/17/2010) by yilgun-2010
|