Can someone translate the following text in english, please?
Ulaşım araçları
Emre, trenle dedesine köyune gidiyordu. Trenin tekerleklerinden çıkan sesler uykusunu getirdi. Uykulu gözlerle trenin penceresinden dışarıya baktı.
Birden büyük bir gürültü duydu. Sesin geldiği yeri aradı. Yüzü gülmeye başladı. Alçaktan bir uçak uçuyordu. Emre, uçağı izlemeye çaliştı. Ancak uçak kısa süre içinde kayboldu. Uçağın hızını düşünen Emre, yanında gazete okuyan babasına:
´Babacağım, dedenim köyüne trenle iki saatte varacağımızı söyledin. Eğer uçakla gidersek, kaç saate varırız?´diye sordu. Babası:
´Kesin olarak bilemiyorum yavrum. Ama öyle sanıyorum ki on beş-yirmi dakikayı geçmez.´
´Öyleyse, dedemin köyüne uçakla gitseydik, şimdi dedemle birlikte meyve bahçesinde olurduk, değil mi?´
´Evet, yavrum.´
Emre bu konuşmalardan sonra uçağın çok daha hızlı bir ulaşım aracı olduğunu düşündü. Uçak varken trenle yolculuk yaptığı için üzüldü. Ama köyde hava alanı olmadiğı için uçakla gidemezlerdi.
Bunları düşünürken trenin penceresinden dışarıyı seyretmeye devam etti. At arabalarıyla tarlalarına giden köylüleri gördü. Kendi kendine:´Dedemin köyüne at arabasıyla ne kadar zamanda varırız?´ diyedüşündü. Trenle yolculuk yaptığına sevindi. Tren, onları dedesine, at arabasından daha çabuk götürecekti.
Thank you
Ulaşım araçları
Means of Transportation
Emre, trenle dedesine köyüne gidiyordu
Emre was going to his grandfather´s village by train.
Trenin tekerleklerinden çıkan sesler uykusunu getirdi.
The noise that was coming from the wheels of train made him sleepy.
Uykulu gözlerle trenin penceresinden dışarıya baktı.
He looked out of train´s window with sleepy eyes.
Birden büyük bir gürültü duydu.
He suddenly heard a big noise.
Sesin geldiği yeri aradı.
He searched for the place where the noise came from.
Yüzü gülmeye başladı
He began smiling.
Alçaktan bir uçak uçuyordu
There was a plane flying low.
Emre, uçağı izlemeye çaliştı.
Emre tried to watch the plane.
Ancak uçak kısa süre içinde kayboldu
But soon the plane disappeared.
Uçağın hızını düşünen Emre, yanında gazete okuyan babasına:
Thinking about the speed of the plane Emre, asked his father who was reading newspaper next to him :
Babacığım, dedemin köyüne trenle iki saatte varacağımızı söyledin.
Dear Father, you said that we would arrive at my grandfather´s village in two hours by train.
Eğer uçakla gidersek, kaç saate varırız?´diye sordu.
If we go there by plane ,in how many hours would we arrive there ?(how many hours would it take us to arrive there ), he asked.
Babası:
His father (said) :
Kesin olarak bilemiyorum yavrum.
I don"t know exactly, my dear. ( yavrum is a phraise that is used to call young ones by elderly people)
Ama öyle sanıyorum ki on beş-yirmi dakikayı geçmez.
But I reckon that would be no more than 15 or 20 minutes.
Öyleyse, dedemin köyüne uçakla gitseydik
If so , I wish we had gone there by plane.
şimdi dedemle birlikte meyve bahçesinde olurduk, değil mi?´
we would have been in orchard with my grandad by now,wouldn´t we ?
´Evet, yavrum"
Yes, my dear.
Emre bu konuşmalardan sonra uçağın çok daha hızlı bir ulaşım aracı olduğunu düşündü.
After all these conversations, Emre thought that the plane is much speedier way of transportation.
Uçak varken trenle yolculuk yaptığı için üzüldü
He felt upset because he was travelling by train while he could have travelled by plane.
Ama köyde hava alanı olmadiğı için uçakla gidemezlerdi.
But they couldn´t travel by plane since there wasn´t an airport in the village.
Bunları düşünürken trenin penceresinden dışarıyı seyretmeye devam etti.
While thinking all these, he continued to watch outside out of train´s window.
At arabalarıyla tarlalarına giden köylüleri gördü.
He saw villagers on horse and carriages heading to their farms.
Kendi kendine :
He (thought ) himself :
Dedemin köyüne at arabasıyla ne kadar zamanda varırız?´
How long would it take us to get my grandad´s village on horse and carriage ?
Trenle yolculuk yaptığına sevindi.
He felt happy he was travelling by train.
Tren, onları dedesine, at arabasından daha çabuk götürecekti.
Because, train will make them arrive at his grandad´s village quicker than horse and carriage.
Edited (3/12/2011) by tunci
[coloured]
Edited (3/12/2011) by tunci
[added means]
|