Turkish Poetry and Literature |
|
|
|
ISTANBUL
|
1. |
21 Sep 2005 Wed 07:36 pm |
Seni görüyorum yine İstanbul
Gözlerimle kucaklar gibi uzaktan
Minare minare, ev ev,
Yol, meydan.
Geliyor Boğaziçi’nden doğru
Bir iskeleden kalkan vapurun sesi,
Mavi sular üstünde yine
Bembeyaz Kızkulesi.
Bir yanda, serin sabahlarla beraber,
Doğduğum kıyılar: Beşiktaşım.
Baktıkça hep, semt semt, yer yer,
Beş yaşım, onbeş yaşım, ah yirmi yaşım!
Durmuş bir tepende okuduğum mektep,
Askerlik ettiğim kışladır ötesi.
Bir gün bir kızını benim eden
Evlendirme dairesi.
Benim de sayılmaz mı oralar?
Elimi tutar gibi iki yanımdan,
Babamın yattığı Küçüksu,
Anamın toprağı Eyüpsultan.
Önümde, açık kollarıyla boğaz,
Çengelköy’den aktarma Rumelihisarı.
İstanbul, İstanbul’um benim,
Kadıköy’ü, Ãœsküdar’ı...
Gün olur, Köprü ortasında durur
Anarım, Adalar’da çamların uykusunu.
Gün olur, Beyoğlu’nu özler içim,
Koklamak isterim Tünel’in kokusunu.
Bulut geçer üstünden,
Gemi gelir yanaşır
Bir eski türküdür, kulağıma fısıldar,
“İçi dolu çamaşır.â€
Göğünde tanıdım ayın ondördünü.
Kırlarında bilirim baharı,
Herşey içimde, herşey,
İstanbul yadigarı.
Bir daha görüyorum seni dünya gözüyle,
Göğün hep üstümde, havan ciğerlerimdedir.
Ey doğup yaşadığım yerde her taşını
Öpüp başıma koymak istediğim şehir!
Ziya Osman Saba
|
|
2. |
23 Sep 2005 Fri 01:42 pm |
ok, denedim corrections are welcome:
Seni görüyorum yine İstanbul
I see you again Istanbul
Gözlerimle kucaklar gibi uzaktan
With my eyes as if with my arms I embrace from a distance
Minare minare, ev ev,
Minaret, minaret, a house, a house
Yol, meydan.
A road, a square
Geliyor Boğaziçi’nden doğru
Coming straight from the Bosphorus
Bir iskeleden kalkan vapurun sesi,
The voice of boats departing from the quay
Mavi sular üstünde yine
Above the blue waters again
Bembeyaz Kızkulesi.
Snow white Kizkulesi
Bir yanda, serin sabahlarla beraber,
Here, with chilly mornings
Doğduğum kıyılar: Beşiktaşım.
The shore I was born at: my Besiktas
Baktıkça hep, semt semt, yer yer,
The more I look at everything – the neighbourhood, the place
Beş yaşım, onbeş yaşım, ah yirmi yaşım!
I’m five, fifteen, oh twenty I become!
Durmuş bir tepende okuduğum mektep,
The school I went to abides on the hill
Askerlik ettiğim kışladır ötesi.
On its side the barracks where I did my military service
Bir gün bir kızını benim eden
One day a girl became mine
Evlendirme dairesi.
The flat where I married
Benim de sayılmaz mı oralar?
Won’t those places recpect me as well?
Elimi tutar gibi iki yanımdan,
As if holding with my hands from two sides
Babamın yattığı Küçüksu,
Kucuksu where my father sleeps
Anamın toprağı Eyüpsultan.
Eyupsultan – my mother’s land
Önümde, açık kollarıyla boğaz,
In front of me in my open arms Bogaz
Çengelköy’den aktarma Rumelihisarı.
Changing at Cengelkoy there’s Rumelihisar
İstanbul, İstanbul’um benim,
Istanbul, my Istanbul
Kadıköy’ü, Ãœsküdar’ı...
Kadikoy, Uskudar
Gün olur, Köprü ortasında durur
Day rises, remains in the middle of the bridge
Anarım, Adalar’da çamların uykusunu.
I call to my mind the sleep of the islands’ pines
Gün olur, Beyoğlu’nu özler içim,
Day rises, the purity of Beyoglu inside me
Koklamak isterim Tünel’in kokusunu.
I want to smell the smell of Tunel
Bulut geçer üstünden,
Clouds pass
Gemi gelir yanaşır
The ship comes to dock
Bir eski türküdür, kulağıma fısıldar,
An old folk song sounds in my ear
“İçi dolu çamaşır.â€
„The laundry bin is fullâ€
Göğünde tanıdım ayın ondördünü.
In the sky I recognize the moon’s fourteen (? I’m not sure about this one)
Kırlarında bilirim baharı,
I know gardens in the countryside
Herşey içimde, herşey,
Everything’s inside, everything
İstanbul yadigarı.
Istanbul’s remembrances
Bir daha görüyorum seni dünya gözüyle,
One more time I can see you with the world’s eyes
Göğün hep üstümde, havan ciğerlerimdedir.
The sky’s always above me, the air in my lungs
Ey doğup yaşadığım yerde her taşını
Oh everything’s familiar in the place I was born in and lived
Öpüp başıma koymak istediğim şehir!
The city I want to kiss and keep in my mind!
|
|
3. |
23 Sep 2005 Fri 02:39 pm |
Selam Duskahvesi;
Kucuk duzeltmemi mazur gorecegin inancindayim.Zaten senin de belirttigin gibi I am not sure about this...
Göğünde tanıdım ayın ondördünü.
In the sky I recognize the moon’s fourteen (? I’m not sure about this one)
Ayin ondördü means full moon...
The correct sentence is;
"In the sky I recognise the full moon"
|
|
4. |
23 Sep 2005 Fri 02:58 pm |
so that's it - thx again X-man! oh and BTW i'm Daydreamer not Duskahvesi
|
|
5. |
23 Sep 2005 Fri 03:12 pm |
Ozur dilerim...
|
|
6. |
23 Sep 2005 Fri 03:14 pm |
Hic bisey oldu X-mancim
|
|
7. |
23 Sep 2005 Fri 03:24 pm |
Önümde, açık kollarıyla boğaz,
In front of me,Bosphour with its open arms
İstanbul, İstanbul’um benim,
Istanbul, my Istanbul
Kadıköy’ü, Ãœsküdar’ı...
It’s Kadikoy, It’s Uskudar
Gün olur, Köprü ortasında durur
Day rises, I stay in middle of the bridge
Anarım, Adalar’da çamların uykusunu.
I call to my mind the sleep of the islands’ pines
Göğünde tanıdım ayın ondördünü.
In the sky I recognize the full moon
Cok guzel bir ceviri olmus DayDreamer...Tesekkur ederim,ufak duzeltmelere gozatman senin yararina olacak...
Calismalarinda basarilar...
Its really nice translation DayDreamer...Thank u,little corrections will make be useful for you...
Good luck at ur studies
|
|
8. |
24 Sep 2005 Sat 11:41 am |
Tekrar tesekkur ederim X-man
|
|
9. |
24 Sep 2005 Sat 11:43 am |
Istanbul hakkında neler düşÃ¼nüyorsunuz?
|
|
10. |
24 Sep 2005 Sat 12:21 pm |
Cok guzel bir sehir. Turkiye'de gorduklarimdan en guzeldir. Tum yerleri sevdim. Galata koprusunu altinda ice tea ictim gemi seyrederken, sokaklarda geziyordum her sey son derece ilginc gorundu. Sadece bir kotu sey Istanbul'a ait aklima geliyordu - trafik!
|
|
|