http://www.youtube.com/watch?v=R8WRjnO68kw&feature=player_embedded

Hocafendi bizzat orada olmasa, durum korkutucu....ama o hepimizi kurtarır 

Hocaefendiyi falan boşver. O kendini kurtarsın ilk başta. Hocalardan medet umacak zaman değil.

Ama, o konuşan adam -her kimse -doğru saptamalar yapmış. En çarpıcı olanı ise ´Güney bölgelerinin tamamının CIA´ye bırakıldığı ´  Vaziyet aşağıdaki istikamete doğru giderse ki emperyalist güçlerin isteği o yöne doğru gitmesi. O zaman bu millet bir kurtuluş savaşı daha çıkarır. Ama Allah bu millete bir daha Kurtuluş Savaşı yaşatmasın.

Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.

Kucaklaşmadan çok, bir kucağa oturtma söz konusu değil mi?

Amcanın elinde bir lolipop var arasıra bir iki diş atmamıza izin verip daha sonra planladığını hocaefendiye yaptırıyor. Bizde bu davranışları kesinlikle hak ediyoruz. Hak etmiyoruz diyen varsa buyursun bana güzel bir örnekle bunu kanıtlasın. Destekçi ülkelerin kim olduğunu bilmeyene farklı birşey deniyor dünyada, herkes bu desteğin farkında. Ama soru neden bunu durdurmak için bizim yöneticilerimize biz baskı yapmıyoruz? Yöneticilerin hiçbirşey yapacağı yok zira bunları onlardan beklemek saflık olur. Ama onlara yapmadığımız baskı yüzünden bence bu olanları biz sonuna kadar hakediyoruz.

Paylaşım için teşekkürler

Konuşan adamın kim olduğunu, Amerikadaki Başkanlık yarışında kimi desteklediğini bir araştır.

Bu adamın sözlerinin doğru olup olmadığını değiştirmez ama, senin konuşmayı değerlendirmeni derinleştirebilir/etkileyebilir.

Refik Halit Karay´ın "ÇANKAYA" adlı kitabını okumanı öneririm.

Kitabın satır aralarında bazı sorularının cevaplarını bulabilirsin.

Yöneticilere baskı teklifin çok demokratik, ama yeterli değil. (1) Kuran´nın kötü veya zalim yöneticilere itaat etme/etmeme konusunda ne emrettiğine bakacaksın, (2) Atatürk´ün benzer zor durumda - tam da Kuranın emrine uygun olarak- probleme nasıl yaklaştığını öğreneceksin, sonra da (3) Ata´ya dinsiz diyenlerin kendilerinin gerçekten Allah yolunda olup olmadıklarını düşüneceksin.

Umarım baskıyı sadece sözde baskı olarak algılamamışsındır. Baskının çok çeşidi mevcut. En iyisi de elimizde olan gücün farkına varmamız. Yani bizim çoğunlukta olan halk olduğumuz olnarın ise bize "hizmet" etmek için orada bulunduğunu göstermektir. Refik Halit Karay´ın "ÇANKAYA" kitabını bilirim.

Bende sana bir öneride bulunayım:

Aziz Nesin "türk milletinin %60 ı aptaldır" açıklamasını nasıl yapmıştır bilir misin bilemiyorum.

"Aziz Nesin’in yaklaşık 20 yıldır tartışılan... “Türklerin yüzde 60’ı aptaldır” çıkışı da... Yine 1982 Anayasa Referandumu’na dayanır. Tıpkı Müjdat Gezen’in yıllar sonra anlattığı gibi:

“İzmir Torba’da şenlik vardı, İlhan Selçuk ve Aziz Nesin’le birlikte bir panele katılmıştık. Panelin konusu mizahtı. Birisi kalktı ‘Nasrettin Hoca’nın torunları olarak zeki insanlarız değil mi?” diye sordu Aziz Nesin’e. O da ‘Yüzde 60’ı aptaldır’ dedi. Herkes alkışladı. Sonra kuliste kendisine sordum neden böyle bir şey söylediğini. O da ‘Evladım, yüzde 92 diyecektim dilim varmadı’ dedi. O zaman referandum yapılmıştı ve oy verenlerin yüzde 92’si Kenan Evren’e oy vermişti. Bu söz oradan kaldı.”

Bir başka okumanı önereceğim metinde Atatürk´ün Bursa nutkudur, Bursa´da türkçe ezan okunduğu için isyan çıktı sözleri üzerine Bursa´ya gelen ve ortada böyle birşey olmadığını gören Atatürk´ün nutkudur (kimileri bunun hiç yapılmamış bir konuşma olduğunuda söyler ,ama neyse);

“Türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, ‘Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır.’ demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, ‘Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir.’ diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, ‘Demek adliyeyi ıslah etmek, rejime göre düzenlemek lazım.’ diyecek.

Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haklı ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, ‘Ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.’

İşte benim anladığım Türk genci ve Türk gençliği!”

Ben bundan şunu anlıyorum, adam haklı, çünkü bizler denilen kadar aptalız ve bu yönetimi değiştirmek için birşey yapmıyoruz. Nedenide 1980 sonrasında -tabi bunun önceside var- soru sormayı,doğruyu aramayı unuttuk. Yabancı sigara,fast-food ve tv kanallarıyla embesilleştirilen bir halkımız oldu. Onları yargılayamam zira verileni aldılar.Her zaman yaptıkları gibi. Çünkü onlara düşünmeyi öğretecek/telkin edecek adam 1938´de vefat etti.

Sonrasında gelenlerin hepside siz düşünmeyin, biz sizin yerinize onuda yaparız dediler. Teba zihniyeti yüzyıllardır kanına işlemiş "çalışkan" milletimizde eyvallah dedi. Bizede demokrasimizin ruhuna 3 kulhuvallah 1 elham okumak kaldı

Yada 3:1 kaldı diyelim daha anlamlı olur, tövbe,tövbe desek iyi olur bundan sonrada

Kuran´da yazılanları anlamlandırmak/meal yazmak konusunda bile kavga eden ilahiyat profesörleri varken sen bu ülkenin siyasetçilerinden/politikacılarından/yobazlarından Kuran´ı doğru anlamalarını nasıl beklersin hemde o küçücük bıngıldaklarıyla Çok iyimsersin, ki bu çok güzel birşey Ben bayağı negatif düşünür olmuşum, şu yazdıklarımı okuyunca tekrar farkına vardım. Bir kahve içeyimde sinirlerim yatışsın,nötrleşelim

Hoşçakalın

Ben bundan şunu anlıyorum, adam haklı, çünkü bizler denilen kadar aptalız ve bu yönetimi değiştirmek için birşey yapmıyoruz. Nedenide 1980 sonrasında -tabi bunun önceside var- soru sormayı,doğruyu aramayı unuttuk. Yabancı sigara,fast-food ve tv kanallarıyla embesilleştirilen bir halkımız oldu. Onları yargılayamam zira verileni aldılar.Her zaman yaptıkları gibi. Çünkü onlara düşünmeyi öğretecek/telkin edecek adam 1938´de vefat etti.

Sonrasında gelenlerin hepside siz düşünmeyin, biz sizin yerinize onuda yaparız dediler. Teba zihniyeti yüzyıllardır kanına işlemiş "çalışkan" milletimizde eyvallah dedi. Bizede demokrasimizin ruhuna 3 kulhuvallah 1 elham okumak kaldı

Eminim ki farkındasın, burada tarif ettiğin "globalleşme"nin ana hatları. Küçük  sayılabilecek bir grup bu kaderi (büyük bir sürü ve onları yöneten seçilmiş çobanlar) sadece bize değil bütün dünyaya biçmeye çalışıyor. Allahtan eşbaşkan bizden !

And who do you think is going to translate all this?

Elbette, ancak sende farkındasındır ki bu döngü her zaman bir noktaya kadar gelir ondan sonra sert bir şekilde kırılır. Devrimler, çağ atlamalar, isyanlar hep bunların eseridir. Bende bu isyanın (ama şiddet içermeyecek bir şekilde) çok yakında ülkemizde de cereyan etmesini diliyorum. Aydınlanmamız için bu "AMPUL"ün patlatılması lazımsa bunu bizlerden başkası yapamaz diyorum. Ve bu cümlenin sonrasında harekete geçecek bir halk bekliyorum.Beraberce harekete geçiyoruz. Tam birşeyler olacakken bu rüyamdan kan ter içinde uyanıyorum zira gerçek hayat hiçte öyle değil ve bunu bende çok iyi biliyorum

Dünya her zaman örnek alacağı bir kıvılcım bekler. Ne zaman ki o kıvılcımı bir ülke/halk gösterir diğerlerininde ayranı kabarır. Oğlum bunu bizde yaparız derler ve harekete geçerler. Şu anda dünyada bu yok.Çünkü vanaları öyle güzel ayarlayan bir global terörist topluluğumuz varki, baskının arttığını görünce hemen olayları sönümleyecek başka gündemler yaratarak "biz koyuncukları" güzelce uyutuyorlar. "Kürtaj yasaklansın" diyorlar, "PKK, teröristtir, her türlü yardıma hazırız biz onları bitiririz" diyorlar, "Taksim´e cami yapacaaaaaz" diyolar, "AKM´yi yıkacaz, RTE yapıcaz" diyolar. Her türden masallar mevcut. Bizde bunları gündem belleyip (sağolasın medya) günlerce konuşuyoruz. Sonra Acun Ilıcalı yeni bir saçma programla gelip ratingleri topluyor, bir de ondan golümüzü yiyoruz

Bu kısır döngü böyle devam ediyor.

Sonra biz yine haftada 40 saat ve altında çalışan avrupalılara aval aval bakarız "yav nasıl oluyorda bu herifler bizim haftada 60 saat çalışıpta yapamadığımızı yaparlar " diye kendimize sorarız. Bilmezmiyiz ki biz organize olmakta ve yönetmekte dünyanın en kötü hem futbol takımı hemde ülkesine sahibiz, bu arada buna basketbol takımıda ekleniyor şu aralar.

Saygılar,

And @Abla I have really no idea who is gonna translate this. But I´m pretty sure that won´t be me

You boys could argue in English. It would be good practice for you.