Welcome
Login:   Pass:     Register - Forgot Password - Resend Activation

Turkish Class Forums / Turkish Translation

Turkish Translation

Add reply to this discussion
To to e please an peom
1.       nifrtity
1809 posts
 30 Oct 2012 Tue 06:59 am

Genç adam elinde bir buket
çiçek, sahile koşarak geldi...
Gözleri şöyle bir sahilde
gezindi, aradığını
göremeyince
ilk gördüğü banka oturup
sevdiğini beklemeye başladı.
Ellerinde
her zamanki çiçeklerden
vardı. Sevgilisinin en sevdiği
çiçekler bunlardı.
Kırmızı, kıpkırmızı, kan
kırmızısı güller... Sanki
dalından yeni koparılmış
gibi tazeydiler, buram buram
kokuyorlardı, sevgi kokuyor,
aşk kokuyor en önemlisi de
özlem ve hasret kokuyordu
güller...
Hepsinin üzerinde damlalar
vardı. Sanki ağlıyor
gibiydiler.
Genç adam güllere baktı,
sanki onlarla konuşuyormuş
gibi,
"Neden ağlıyorsunuz, bakın
ben ne kadar mutluyum"
dedi.
Az sonra sevdiğini göreceği
için kalbi deli gibi atmaya
başlamıştı.
Ne zaman onu düşünse,
onunla buluşacağını hayal
etse
kalbi aynı böyle yerinden
çıkacakmış gibi oluyordu.
Senelerdir birbirlerini
sevmelerine rağmen ikiside
sevgisinden
hiç bir şey kaybetmemişti..
Onları hiç bir şey
ayıramazdı...
Ne hasret, ne ayrılık, ne de
ölüm...
Genç adam telaşla saatine
baktı. Sevdiği yine geç
kalmıştı,
1 dakika geç kalmıştı. Üstelik
o, sevdiğini bekletmemek
için dakikalarca
önce koşarak geliyor, onu
beklemeyi bile seviyordu.
Ama sevdiği her zaman
bunu yapıyordu. Devamlı
kendisini bekletiyordu.
Herkesin bir kusuru olurmuş
diye düşündü...
Gözlerini önündeki uçsuz
bucaksız denizlere dikti.
Denizin sonu
yok gibiydi, tıpkı sevdiği kıza
karşı olan aşkı gibi
denizinde sonu yoktu.
Sonsuzluğa uzanıyordu.
Aslında bugün onlar için çok
özel bir gündü.
Kendi aralarında
söyleneceklerdi. Delikanlı
önce bunu sevdiğine açmış,
sonrada gidip iki yüzük
almıştı. Bu kadar önemli bir
günde bari
onu bekletmemeliydi.. Ama
alışmıştı artık beklemeye,
zararı yok
biraz daha beklerim diye
düşündü. Güllerin yaprakları
nedense hala yaşlı idi. Bir
türlü anlamıyordu onları.
Her şey bu kadar güzelken
neden ağlıyorlardı ki?
İşte az sonra sevdiği
gelecek, ona sarılacak,
kucaklaşacaklardı...
Sonra söz yüzüklerini takıp,
evliliğe ilk adımlarını
atacaklardı.
Genç adam öyle heyecanlıydı
ki sevdiğine kavuşmak için
can atıyordu...
Martılara baktı, birbirleriyle
oynaşıp, uçuşan martılara...
Ne kadar güzel
dansediyorlardı havada.
Tekrar saatine baktı genç
adam.
Endişelenmeye başlamıştı.
Sevgilisi yine geç kalmıştı,
hem de çok...
Bu kadar geç kalmaması
gerekiyordu. İşte her gün
burada buluşmak
için sözleşmiyorlar mıydı?
Her gün sahilde, martılara
bakarak,
denizin onlara anlattığı
masalları dinleyerek
birbirlerine sarılıp
hasret gidereceklerine söz
vermiyorlar mıydı?
O zaman neden gelmemişti
yine??...
Aklına kötü düşünceler
gelmeye başladı. Hayır..
hayır.. olamazdı.
Sevdiğine bir şey olamazdı.
Onsuz hayat yaşanmazdı ki...
O ölse bile devamlı benimle
yaşar diye düşündü genç
adam.
Bunun düşüncesi bile hoş
değildi. Gözlerini yere
indirdi. Gözyaşlarını
kimsenin görmesini
istemiyordu. Zaten nedense
etrafındaki insanlar
ona sanki kaçık gibi
bakıyorlardı. Rahatsız
olmaya başladı bakışlardan.
Artık bıkmıştı... Yine sevgilisi
geldi aklına.. Neden gelmedi
acaba
diye düşünmeye başladı.
Gözlerini kapattı. 7 sene oldu
dedi.
7 senedir her gün bu
sahildeydi, sevdiğini
bekliyordu.
Daha fazla dayanamadı. Kalbi
parçalanacak gibi oluyordu.
Gözlerinden bir damla daha
yaş güllerin üzerine
damladı...
Yine gelmeyecek galiba, en
iyisi ben onun evine gideyim
diye mırıldandı...
Hiç olmazsa gülleri her
zamanki gibi yanına koyar,
ona vermiş olurdu...
Genç adam ayağa kalktı.
Sevdiğiyle buluşmak üzere,
yeşil tepenin
ardındaki kabristana doğru
yürümeye başladı...

2.       Abla
3648 posts
 30 Oct 2012 Tue 09:12 am

Genç adam elinde bir buket çiçek, sahile koşarak geldi...

The young man came running to the seashore, a bouquet of flowers in his hand.

 

 

Gözleri şöyle bir sahilde gezindi, aradığını göremeyince ilk gördüğü banka oturup sevdiğini beklemeye başladı.

His eyes looked aroung on the shore. As he did not see the one he was looking for he sat down on the first bench he saw and began to wait for his beloved.

 

 

Ellerinde her zamanki çiçeklerden vardı.

There were flowers in his hand like always.

 

 

Sevgilisinin en sevdiği çiçekler bunlardı.

They were the flowers which his sweetheart loved the most.

 

 

Kırmızı, kıpkırmızı, kan kırmızısı güller...

Red, scarlet, blood-red roses...

 

 

Sanki dalından yeni koparılmış gibi tazeydiler, buram buram kokuyorlardı, sevgi kokuyor, aşk kokuyor en önemlisi de özlem ve hasret kokuyordu güller...

They were so fresh, as if they had just been picked from their branches. They smelled abundantly. The roses were fragrant with affection, love and more importantly longing and yearning.

 

 

Hepsinin üzerinde damlalar vardı. Sanki ağlıyor gibiydiler.

There were drops on all of them. As if they were crying.

 

 

Genç adam güllere baktı, sanki onlarla konuşuyormuş gibi, "Neden ağlıyorsunuz, bakın ben ne kadar mutluyum" dedi.

The young man looked at the flowers just like he was talking to them: "Why are you crying, look how happy I am."

 

 

Az sonra sevdiğini göreceği için kalbi deli gibi atmaya başlamıştı.

After a while his heart began to beat like crazy because he was going to see his beloved.

 

 

Ne zaman onu düşünse, onunla buluşacağını hayal etse kalbi aynı böyle yerinden çıkacakmış gibi oluyordu.

Whenever he thought of her, dreamt of being with her his heart became as it was about to come out of its place.

 

 

Senelerdir birbirlerini sevmelerine rağmen ikiside sevgisinden hiç bir şey kaybetmemişti..

Even though they had loved each other for years neither one of them didn´t seem to have lost anything of their love.

 

 

Onları hiç bir şey ayıramazdı...Ne hasret, ne ayrılık, ne de ölüm...

Nothing would separte them...nor yearning, nor separation, not even death.

 

 

Genç adam telaşla saatine baktı.

The young man looked at his watch anxiously.

 

 

Sevdiği yine geç kalmıştı, 1 dakika geç kalmıştı.

His beloved was late again, one minute late.

 

 

Üstelik o, sevdiğini bekletmemek için dakikalarca önce koşarak geliyor, onu beklemeyi bile seviyordu.

Besides, in order not to keep his sweetheat waiting he comes running for minutes early. He even loved to wait for her.

 

 

Ama sevdiği her zaman bunu yapıyordu.

But his darling always did this.

 

 

Devamlı kendisini bekletiyordu.

She regularly made him wait for herself.

 

 

Herkesin bir kusuru olurmuş diye düşündü...

No one is perfect he thought...

 

 

Gözlerini önündeki uçsuz bucaksız denizlere dikti.

He stared at the endless sea which was in front of him.

 

 

Denizin sonu yok gibiydi, tıpkı sevdiği kıza karşı olan aşkı gibi denizinde sonu yoktu.

There seemed to be no end for the sea. The sea had no end just like his love to the girl had no end.

 

 

Sonsuzluğa uzanıyordu.

It reached out to eternity.

 

 

Aslında bugün onlar için çok özel bir gündü.

Actually today was an important day for them.

 

 

Kendi aralarında söyleneceklerdi.

It would be said between the two of them.

 

 

Delikanlı önce bunu sevdiğine açmış, sonrada gidip iki yüzük almıştı.

The young man had first unraveled it to his beloved, then gone and bought two rings.

 

 

Bu kadar önemli bir günde bari onu bekletmemeliydi..

She should have not made him wait on an important day like this.

 

 

Ama alışmıştı artık beklemeye, zararı yok biraz daha beklerim diye düşündü.

But he had settled into waiting again, there is no harm in waiting a little bit more, he thought.

 

 

*******************

 

Someone else will continue from here.

nemanjasrb and nifrtity liked this message
3.       deli
5904 posts
 30 Oct 2012 Tue 12:25 pm

biraz daha beklerim diye
düşündü.

Ill wait a little longer he thought

 

 Güllerin yaprakları
nedense hala yaşlı idi.

somehow the rose leaves were still tearstained

 Bir
türlü anlamıyordu onları

he didnt understand them?

.
Her şey bu kadar güzelken
neden ağlıyorlardı ki?
why would they have cried whilst evereything is so wonderful

 

İşte az sonra sevdiği
gelecek, ona sarılacak,
kucaklaşacaklardı...

see, soon his love will come, she will hold him they would embrace each other 

 

Sonra söz yüzüklerini takıp,
evliliğe ilk adımlarını
atacaklardı.

After, they would put on the engagement rings and they would take the first step towards marriage

 

Genç adam öyle  ki sevdiğine kavuşmak için
can atıyordu...

the young man was  so excited by this and was eager to meet hos love  

 

Martılara baktı, birbirleriyle
oynaşıp, uçuşan martılara...

he looked at the seagulls

airborne seaguls playing with each other

 

Ne kadar güzel
dansediyorlardı havada.
how beautiful they were dancing in the air

 

Tekrar saatine baktı genç
adam.
the young man looked at his watch again

 

Endişelenmeye başlamıştı.
 he started to become concerned

 

Sevgilisi yine geç kalmıştı,
hem de çok...
 once again his love was late

and also very late

 

Bu kadar geç kalmaması
gerekiyordu.

was it really neccesary to be this late 

 İşte her gün
burada buluşmak
için sözleşmiyorlar mıydı?

and didnt they give their word/ promise to meet here everyday?

Her gün sahilde, martılara
bakarak,
 everyday on the shore looking at the seagulls

denizin onlara anlattığı
masalları dinleyerek
listening to the tales that the sea told them

 

birbirlerine sarılıp
hasret gidereceklerine söz
vermiyorlar mıydı?
had they not given their promise for them to come longing to embrace each other

my try at a bit more



Edited (10/31/2012) by deli

nifrtity and Scott88 liked this message
4.       deli
5904 posts
 30 Oct 2012 Tue 04:17 pm

O zaman neden gelmemişti
yine??...
Aklına kötü düşünceler
gelmeye başladı. Hayır..
hayır.. olamazdı.

Then why had she not come again???

bad thoughts began to come to his mind

no no It wasnt possible

 

Sevdiğine bir şey olamazdı.
Onsuz hayat yaşanmazdı ki...
???????

 

O ölse bile devamlı benimle
yaşar diye düşündü genç
adam.
even if she dies she lives with me thought the young man

 

Bunun düşüncesi bile hoş
değildi.

even the thought of this wasnt pleasant

 

 Gözlerini yere indirdi.

he cast his eyes to the ground

 Gözyaşlarını
kimsenin görmesini
istemiyordu.

he didnt want anyone to see his tears

zaten nedense

etrafındaki insanlar
ona sanki kaçık gibi
bakıyorlardı.

besides, for some reason the people that were around him

 were looking at him as though he were crazy

 Rahatsız
olmaya başladı bakışlardan.

He started to feel uncomfortable from their glances


Artık bıkmıştı... Yine sevgilisi
geldi aklına..

now fedup his love came to to his  mind

 Neden gelmedi
acaba
diye düşünmeye başladı.

he started to think I wonder why she didnt come

Gözlerini kapattı. 7 sene oldu
dedi.

he closed his eyes

 ,he said, its been seven years

7 senedir her gün bu
sahildeydi,

he has been on this beach everyday for seven years

 sevdiğini
bekliyordu

 he was waiting for his love.

Daha fazla dayanamadı.

he couldnt bear it any longer

 Kalbi
parçalanacak gibi oluyordu.
it was like his heart would shatter into pieces

 

Gözlerinden bir damla daha
yaş güllerin üzerine
damladı...

another one of his tears dropps from his eyes

it falls onto the aging roses


Yine gelmeyecek galiba,

 

 en
iyisi ben onun evine gideyim
diye mırıldandı...
he mumurs saying I think she wont come again its best ,ill go to her house

 

Hiç olmazsa gülleri her
zamanki gibi yanına koyar,
ona vermiş olurdu...
at least ,same as always he would put the roses next to her 

Genç adam ayağa kalktı.

the young man stood up


Sevdiğiyle buluşmak üzere,
yeşil tepenin
ardındaki kabristana doğru
yürümeye başladı...

he started to walk toward the cemetery, that is behind the green hill about to be reunited with his beloved

nifrtity liked this message
5.       nifrtity
1809 posts
 30 Oct 2012 Tue 08:28 pm

6.       nifrtity
1809 posts
 30 Oct 2012 Tue 08:28 pm

 

Quoting nifrtity

Many Thanks for all

 

Add reply to this discussion




Turkish Dictionary
Turkish Chat
Open mini chat
New in Forums
Crossword Vocabulary Puzzles for Turkish L...
qdemir: You can view and solve several of the puzzles online at ...
Giriyor vs Geliyor.
lrnlang: Thank you for the ...
Local Ladies Ready to Play in Your City
nifrtity: ... - Discover Women Seeking No-Strings Attached Encounters in Your Ci...
Geçmekte vs. geçiyor?
Hoppi: ... and ... has almost the same meaning. They are both mean "i...
Intermediate (B1) to upper-intermediate (B...
qdemir: View at ...
Why yer gördüm but yeri geziyorum
HaydiDeer: Thank you very much, makes perfect sense!
Random Pictures of Turkey
Most liked