EVE DÖNÜŞ Yıllar önce Avrupa’ya çalışmak üzere gitmişti. Yabancı bir ülkede bunca zaman yaşadıktan sonra doğup büyüdüğü şehre dönüş yapmak istiyordu. Bir sonbahar sabahı yurda, İzmir Hava Limanı’na indi. Bir taksi kiraladı ve doğru doğup büyüdüğü şehrin yolunu tuttu. Ama şehre vardığında, bir şeylerin iyi gitmediğini hissetti. Hasretin de eski tadı yoktu sanki. İlk önce bir zamanlar çocukluk hayatını sürdüğü mahallesine uğradı. Ama mahallesini bulamadı. Mahallesi yoktu. Kaybolmuştu. Sokakları da kayıplara karışmıştı. O bahçeli evler, temiz yürekli mahalle komşuları ve okul arkadaşları da yoktu. Yeni mahalleyi gezdi : yeni açılan sokaklar onu tanımadı. “Sen sokakları tanımazsan, sokaklar da seni tanımaz,” diye düşündü. Eski bakkal, eski fırın, eski kasap ve eski kahve kaybolup bir yerlere gitmişti., Bir dükkana girdi : komşularını sordu. Hiç kimse tanımadı. O da bu yeni insanları tanımadı. Caddelerde tanıdık bir yüz bile göremedi. Oysa insanlar yıllar geçtikten sonra köklerine dönerlerdi. Şimdi geçmişin kökleri kalmamış. İzlerini de esen rüzgarlar silip götürmüş. Artık o hatıralar yokmuş gibi : selamlar, güzel sözcükler, el sallamalar, sevgi dolu bakışlar, vedalar ve diğer kaybolan şeyler. Şöyle bir çevresine baktı : nesneler ve özneler ne kadar çok değişmişti. Burası neresiydi? Bir zamanlar çınar ağaçlarının gölgesinde ne günler geçirmiş olan mahalle kahveleri, okul yolları, parklar ve çay bahçelerinin yerlerini; alış veriş merkezleri, kafeler, canlı müzik salonları, self-servisler, kafeteryalar, lokantalar ve pastaneler almıştı. Hatıralar bile artık burayı terketmişti. Demek, “hayat böyle bir şey,” diye düşündü. Hasret duyguları bile artık onun değildi. Sanki her şey çok bilinmeyenli bir denklemdi. Anlaşılır gibi değildi. Sanki bir rüyaydı. Tam o sırada, yağan yağmur altındaki yalnızlık, akşam vakti ile birlikte şehre iniyordu. Her şey değişiyordu. O da değişiyordu. Burada artık yerinin olmadığını anladı. Onu uzaklarda bekleyen başka bir yer daha vardı: Mutlu bir yuva. Fazla kalamazdı. Hemen bir taksi tuttu. Hüzün dolu bir yüzle, garip düşünceler içinde, biraz da ağlamaklı bir sesle, şoföre : “İzmir Hava Limanı!” dedi. Ög
|