Welcome
Login:   Pass:     Register - Forgot Password - Resend Activation

Print view

Turkish Grammar-5: Nouns-2.b

D) Bulunma hâli (-de,da,te,ta)

 

sözlük (dictionary)

çanta (bag)

çanta+de(location)--->çantada

Sözlük çantada. (The dictionary is in the bag)

 

tatil (holiday)

tatil+ler(plural)+de(location)

yalnızca, sadece=only, merely, just

Buraya yalnızca tatillerde geliriz. (We come here only on holidays)

 

gelecek (future)

proje (project)

şimdi (now)

gelecek+de(location)-->gelecekte

Bu proje şimdi değil, gelecekte gerçekleştirilecek. (This project will be realised in the future, not now.)

 

inşaat (construction)

inşaat+da(location)-->inşaatta

Dayım inşaatta çalışıyor. (My uncle works at the construction)

 

sen (you (singular))

sen+de(location)-->sende

Kitabım sende mi? (Is my book at you?)

 

Facebook (no need to translate :D )

Facebook+da(location)-->Facebook´ta

her (every), gün (day)

Her gün Facebook´tasın. (You are at Facebook everyday.)

 

E) Ayrılma hâli (-den,dan,ten,tan)

 

dans (dance)

ekip (equip)

Slovakya (Slovakia)

Slovakya+dan(ablative) --> Slovakya´dan

Dans ekibi Slovakya´dan geliyormuş. ((they say) The dance equip comes from Slovakia)

 

vazgeçmek (to quit, to abandon, to give up)

koşmak (to run)

koşmak+dan(ablative)-->koşmaktan

Koşmaktan vazgeçtim ve yürüdüm. (I gave up running and I walked)

öğrenmek (to learn)

öğrenmek+den(ablative)-->öğrenmekten

Türkçe öğrenmekten vazgeçmedim. (I didn´t give up learning Turkish)

alışkanlık (habit)

alışkanlık+den(ablative)-->alışkanlıktan

Bu alışkanlıktan vazgeçmen gerek. (You have to give up this habit)

 

site (site)

site+den-->siteden

Türkçeyi bu siteden öğreniyorlar. (They are learning Turkish on this site.) (direct: ......from this site)

 

pazar (1sunday, 2market place)

pazar+dan(ablative)

bir (1one, 2a/an, 3same, 4different, 5.... 6..... ...)

kilo (kilo)

elma (apple)

Pazardan bir kilo elma aldım. (I bought a kilo of apples from the market place)

 

haber (news)

olay (event)

olay+dan(ablative)--->olaydan

Bu olaydan haberin var mı? (Are you aware of this event?) (directly: Have you got news from this event?)

 

nefret etmek (to hate)

ben (I)

ben+den(ablative)-->benden

Benden nefret ediyor. (He hates me) (direct: He hates from me)

 

korkmak (to be afraid of, to fear)

rüzgar (wind)

gece (night)

rüzgar+dan(ablative)-->rüzgardan

Çocukken gece rüzgardan korkardım. (I used to be afraid of the wind at night while I was child) (direct: As I was child, I used to fear from the wind at night)

 

özür dilemek (to apologise)

biz (we)

biz+den-->bizden

Eğer kendini suçlu hissediyorsa, bizden niye özür dilemedi? (Why didn´t he apologise to us if he feels himself guilty?) (direct: ..... apologize from us ......)

 

Some prepositions which are used with ablative case:

 

1) ...  yüzünden, -den dolayı (because of, due to, owing to ...)

Although they are in the same task, "-den dolayı" is used much more than "yüzünden". What´s more, if you want, use always "-den dolayı". It is more absolute so as not to make mistake.

 

iptal olmak=iptal edilmek (to be cancelled)

maç (match)

yağmur (rain)

Maç, yağmur yüzünden iptal edildi (The match has been cancelled due to the rain)

=Maç, yağmurdan dolayı iptal edildi.

 

ben (I)

benim (my)

Benim yüzümden geç kaldılar. (They are late because me)

(this pattern is done by "yüzünden/yüzümden", not by "-den dolayı")

 

gürültü (noise)

ders (lesson)

ders çalışmak, derse çalışmak (to study lesson)

gürültü+den dolayı

Gürültüden dolayı ders çalışamadım. (I couldn´t study lesson because/owing to/due to the noise)

 

çalışmak (1to work, 2to study)

çok (1many, 2very, 3much)

hastalanmak (to get ill)

çalışmak+dan dolayı

Çok çalışmaktan dolayı hastalandı; birkaç gün dinlenecek. (He got ill because of working very much; he will have a rest for a few days.)

 

Even if you don´t use "dolayı", it can be understood.

Çok çalışmaktan hastalandı.

Gürültüden ders çalışamadım.

....vs. vs.

 

2) -den beri/-den bu yana (since, for)

 

"-den beri" is used much more than "bu yana".

 

"beri" is pronunced as "beeri"

 

kar (snow)

devam etmek (1to continue, 2to go on)

dün (yesterday)

dün+den beri

Kar dünden beri devam ediyor. (The snow has been continuing since yesterday)

 

sabah (morning)

sabah+den beri

Sabahtan beri buradayız. (We are here since the morning)

 

on dört (fourteen)

yıl (year)

yıl+den beri/den bu yana

Bu festival on dört yıldan beri aynı yerde yapılıyor.=.....on dört yıldan bu yana... (This festival has been being done in the same place for fourteen years.)

 

2005 (iki bin beş)

Avusturya (Austria, Österreich)

Avusturya+a(dative)

iki bin beş+den beri/den bu yana

Avusturya´ya 2005´ten bu yana gitmedim. (I have never been/gone to Austria since 2005)

 

F) Tamlayan hâli (-in,ın,un,ün)

 

let me remind: if the word ends with vowel : -nin,nın,nun,nün

(remember combinative letters)

 

oda (room)

müdür (director)

müdür+in(genitive)-->müdürün

Bu oda müdürün. (This room is the director´s one.)

 

kim (who)

kim+in(genitive)-->kimin

O arabalar kimin? (Whose are those cars?)

 

herkes (everybody, everyone)

herkes+in(genitive)-->herkesin

kütüphane (library)

Kütüphane herkesin. (The library is everybody´s one)

 

hangi (which)

bilet (ticket)

yolcu(traveller)

yolcu+in-->yolcu+un-->yolcunun

Bilet hangi yolcunun? (Of which traveller is the ticket?)

 

baba (father)

baba+m(possessive of 1st singular)+in(genitive)

gözlük (eyeglasses)

Gözlük babamın (The eyeglasses are my father´s one.)


Diksi liked this lesson


View all beginner level lessons in this class - The GRAMMAR Garden OF MEHMET111

View all lessons in this class - The GRAMMAR Garden OF MEHMET111

View All Turkish Classes




Turkish Dictionary
Turkish Chat
Open mini chat
New in Forums
Giriyor vs Geliyor.
Hoppi: gelmek = to come girmek = to enter or to come in That sai...
Geçmekte vs. geçiyor?
Hoppi: ... and ... has almost the same meaning. They are both mean "i...
Intermediate (B1) to upper-intermediate (B...
qdemir: ...
Why yer gördüm but yeri geziyorum
HaydiDeer: Thank you very much, makes perfect sense!
Etmeyi vs etmek
HaydiDeer: Thank you very much!
Görülmez vs görünmiyor
HaydiDeer: Thank you very much, very well explained!
Içeri and içeriye
HaydiDeer: Thank you very much for the detailed ...
Present continous tense
HaydiDeer: Got it, thank you!
Random Pictures of Turkey
Most commented