D) Bulunma hâli (-de,da,te,ta)
sözlük (dictionary) çanta (bag) çanta+de(location)--->çantada Sözlük çantada. (The dictionary is in the bag)
tatil (holiday) tatil+ler(plural)+de(location) yalnızca, sadece=only, merely, just Buraya yalnızca tatillerde geliriz. (We come here only on holidays)
gelecek (future) proje (project) şimdi (now) gelecek+de(location)-->gelecekte Bu proje şimdi değil, gelecekte gerçekleştirilecek. (This project will be realised in the future, not now.)
inşaat (construction) inşaat+da(location)-->inşaatta Dayım inşaatta çalışıyor. (My uncle works at the construction)
sen (you (singular)) sen+de(location)-->sende Kitabım sende mi? (Is my book at you?)
Facebook (no need to translate :D ) Facebook+da(location)-->Facebook´ta her (every), gün (day) Her gün Facebook´tasın. (You are at Facebook everyday.)
E) Ayrılma hâli (-den,dan,ten,tan)
dans (dance) ekip (equip) Slovakya (Slovakia) Slovakya+dan(ablative) --> Slovakya´dan Dans ekibi Slovakya´dan geliyormuş. ((they say) The dance equip comes from Slovakia)
vazgeçmek (to quit, to abandon, to give up) koşmak (to run) koşmak+dan(ablative)-->koşmaktan Koşmaktan vazgeçtim ve yürüdüm. (I gave up running and I walked) öğrenmek (to learn) öğrenmek+den(ablative)-->öğrenmekten Türkçe öğrenmekten vazgeçmedim. (I didn´t give up learning Turkish) alışkanlık (habit) alışkanlık+den(ablative)-->alışkanlıktan Bu alışkanlıktan vazgeçmen gerek. (You have to give up this habit)
site (site) site+den-->siteden Türkçeyi bu siteden öğreniyorlar. (They are learning Turkish on this site.) (direct: ......from this site)
pazar (1sunday, 2market place) pazar+dan(ablative) bir (1one, 2a/an, 3same, 4different, 5.... 6..... ...) kilo (kilo) elma (apple) Pazardan bir kilo elma aldım. (I bought a kilo of apples from the market place)
haber (news) olay (event) olay+dan(ablative)--->olaydan Bu olaydan haberin var mı? (Are you aware of this event?) (directly: Have you got news from this event?)
nefret etmek (to hate) ben (I) ben+den(ablative)-->benden Benden nefret ediyor. (He hates me) (direct: He hates from me)
korkmak (to be afraid of, to fear) rüzgar (wind) gece (night) rüzgar+dan(ablative)-->rüzgardan Çocukken gece rüzgardan korkardım. (I used to be afraid of the wind at night while I was child) (direct: As I was child, I used to fear from the wind at night)
özür dilemek (to apologise) biz (we) biz+den-->bizden Eğer kendini suçlu hissediyorsa, bizden niye özür dilemedi? (Why didn´t he apologise to us if he feels himself guilty?) (direct: ..... apologize from us ......)
Some prepositions which are used with ablative case:
1) ... yüzünden, -den dolayı (because of, due to, owing to ...) Although they are in the same task, "-den dolayı" is used much more than "yüzünden". What´s more, if you want, use always "-den dolayı". It is more absolute so as not to make mistake.
iptal olmak=iptal edilmek (to be cancelled) maç (match) yağmur (rain) Maç, yağmur yüzünden iptal edildi (The match has been cancelled due to the rain) =Maç, yağmurdan dolayı iptal edildi.
ben (I) benim (my) Benim yüzümden geç kaldılar. (They are late because me) (this pattern is done by "yüzünden/yüzümden", not by "-den dolayı")
gürültü (noise) ders (lesson) ders çalışmak, derse çalışmak (to study lesson) gürültü+den dolayı Gürültüden dolayı ders çalışamadım. (I couldn´t study lesson because/owing to/due to the noise)
çalışmak (1to work, 2to study) çok (1many, 2very, 3much) hastalanmak (to get ill) çalışmak+dan dolayı Çok çalışmaktan dolayı hastalandı; birkaç gün dinlenecek. (He got ill because of working very much; he will have a rest for a few days.)
Even if you don´t use "dolayı", it can be understood. Çok çalışmaktan hastalandı. Gürültüden ders çalışamadım. ....vs. vs.
2) -den beri/-den bu yana (since, for)
"-den beri" is used much more than "bu yana".
"beri" is pronunced as "beeri"
kar (snow) devam etmek (1to continue, 2to go on) dün (yesterday) dün+den beri Kar dünden beri devam ediyor. (The snow has been continuing since yesterday)
sabah (morning) sabah+den beri Sabahtan beri buradayız. (We are here since the morning)
on dört (fourteen) yıl (year) yıl+den beri/den bu yana Bu festival on dört yıldan beri aynı yerde yapılıyor.=.....on dört yıldan bu yana... (This festival has been being done in the same place for fourteen years.)
2005 (iki bin beş) Avusturya (Austria, Österreich) Avusturya+a(dative) iki bin beş+den beri/den bu yana Avusturya´ya 2005´ten bu yana gitmedim. (I have never been/gone to Austria since 2005)
F) Tamlayan hâli (-in,ın,un,ün)
let me remind: if the word ends with vowel : -nin,nın,nun,nün (remember combinative letters)
oda (room) müdür (director) müdür+in(genitive)-->müdürün Bu oda müdürün. (This room is the director´s one.)
kim (who) kim+in(genitive)-->kimin O arabalar kimin? (Whose are those cars?)
herkes (everybody, everyone) herkes+in(genitive)-->herkesin kütüphane (library) Kütüphane herkesin. (The library is everybody´s one)
hangi (which) bilet (ticket) yolcu(traveller) yolcu+in-->yolcu+un-->yolcunun Bilet hangi yolcunun? (Of which traveller is the ticket?)
baba (father) baba+m(possessive of 1st singular)+in(genitive) gözlük (eyeglasses) Gözlük babamın (The eyeglasses are my father´s one.) |
Share: |
Turkish Dictionary |
---|
Turkish Chat |
---|
New in Forums |
---|
Giriyor vs Geliyor.
Hoppi: gelmek = to come girmek = to enter or to come in That sai... |
Geçmekte vs. geçiyor?
Hoppi: ... and ... has almost the same meaning. They are both mean "i... |
Intermediate (B1) to upper-intermediate (B...
qdemir: ... |
Why yer gördüm but yeri geziyorum
HaydiDeer: Thank you very much, makes perfect sense! |
Etmeyi vs etmek
HaydiDeer: Thank you very much! |
Görülmez vs görünmiyor
HaydiDeer: Thank you very much, very well explained! |
Içeri and içeriye
HaydiDeer: Thank you very much for the detailed ... |
Present continous tense
HaydiDeer: Got it, thank you! |
Random Pictures of Turkey |
---|
Most commented |
---|