I will not do a long pre-explanation. :) I´m gonna just say that we call it "isim tamlaması" in Turkish. By direct translation: noun complement.

A) Belirtili İsim Tamlaması (Definite Posessive Determiner)

The formula of these is:

NOUN(genitive) + NOUN(posessive of 3^rd person) 

We call "tamlayan" the part which takes genitive suffix, "tamlanan" the part which takes the posessive of 3^rd person. The name of "genitive case" is "tamlayan hâli" like you know from the previous lessons. Such it bases on this.

If we call "tamlayan" as "x₁" and "tamlanan" as "x₂" , the formula is like that:

X₁+in............X₂+i = X₂..........of.....the X₁

kadın (woman)

çanta (bag)

mavi (blue)

kadın+in çanta+ı ---> kadının çantası (the bag of the woman)

Kadının çantası mavi. (The bag of the woman is blue)

maç (match)

sonuç (result)

maç+ın sonuç+ı ---> maçın sonucu (the result of the match)

Maçın sonucu 2-1. (The score of the match is 2-1)

Türkiye

başkent (capital city)

Türkiye+in başkent+i ---> Türkiye´nin başkenti (the capital of Turkey)

Türkiye´nin başkenti İstanbul değil, Ankara. (The capital of Turkey is Ankara, not İstanbul.)

resmî (official)

dil (1language, 2tongue)

resmî dil (official language)

Singapur (Singapore)

Singapur+in resmî dil+i ---> Singapur´un resmî dili

Singapur´un resmî dili Çince. (The official language of Singapore is Chinese.)

internet (internet)

hız (speed)

düşük (low)

bugün (today)

internet+in hız+i --> internetin hızı (the speed of the internet)

Bugün internetin hızı çok düşük. (The speed of the internet is too low)

aile (family)

aile+m(pos. of 1st sng.) --> ailem (my famly)

aile+m(pos. of 1st sng.)+in(genitive)--->ailemin (of my family)

karar (decision)

ailem+in karar+ı ---> ailemin kararı (the decision of my family)

Tabiî ki de ailemin kararı önemli; kendim karar veremem. (The decision of my family is important of course, i can´t decide myself.)

oda (room)

oda+lar(plural)+miz(pos. of 1st plu.)+in(genitive)-->odalarımızın (of our rooms)

kapı (door)

kapı+lar(plural)+i(pos.)--->kapıları (of its doors)

odalarımız+ın kapılar+ı --> odalarımızın kapıları (the doors of our rooms)

Odalarımızın kapıları kilitliydi. (The doors of our rooms were locked)

bahçe (garden)

bahçe+de(loc.)-->bahçede (in the garden)

araba (car)

bahçe+de+ki(conjuctive) araba+lar(plural)+in(genitive)-->bahçedeki arabaların (of the cars that are in the garden)

tüm, tamam (whole,all)

tüm+i-->tümü

bahçedeki arabaların tümü (all of the cars that are in the garden)

Bahçedeki arabaların tümü siyah. (All of the cars that are in the garden are black.)

sol (left)

el (hand)

küçük (small, little)

çocuk (child)

sol el (left hand)

küçük çocuk (little child)

küçük çocuk+in sol el+i -->küçük çocuğun sol eli (the left hand of the little child)

Küçük çocuğun sol eli yaralı. (The left hand of the little child is injured.)

en yüksek (highest)

dağ (mountain)

dünya (world)

en yüksek dağ (the highest mountain)

Dünya+in en yüksek dağ+ı ---> Dünya´nın en yüksek dağı (the highest mountain of the world)

Everest, Dünya´nın en yüksek dağı. (The Everest is the highest mountain of the world.)

benim (my)

ayak (foot)

benim ayağım (my foot)

onun (his/her/its)

her şey (everything)

Onun her şeyi (Everything of him)