D) DEMONSTRATIVE PRONOUNS
bu (this) şu (this/that) ((((further than "this", nearer than "that")))) o (that)
O doktor değil. (1Not that doktor, 2he´s not doctor) O, doktor değil. (He´s not doctor.)
öteki=öbür=diğer=başka (other) (as adjective)
ötekisi/öteki=öbürü=diğeri (the other one) öteki+i(posessive)----->ötekisi/öteki öbür+i(posessive)----->öbürü diğer+i(posessive)----->diğeri başka+ı(posessive)---->başkası (someone else)
ötekiler=öbürleri=diğerleri (the other ones) öteki+ler(plural)------------------------>ötekiler diğer+leri(posessive of 3rd plural)------->diğerleri öbür+leri(posessive of 3rd plural)-------->öbürleri başka+ları(posessive of 3rd plural)------->başkaları
öğrenci (the student) dört (four) çalışkan (hardworking) tembel (lazy)
öğrenci+ler(plural)+in(genitive) dört+i(posessive)----->öğrencilerin dördü (four of the students)
Öğrencilerin dördü çalışkan, diğerleri tembel. (Four of the students are hardworking, the other ones are lazy)
beri (the nearer place, hither) öte (the further place, beyond) beriki=berideki (the hither one) öteki (the other one) ötedeki (the beyond/the further one)
E) INDEFINITIVE PRONOUNS
bazı (some) bazıları (someones)
bazısı=bazıları (some of them) bazı+ı(posessive)----->bazısı bazı+ları(posessive)--->bazıları bazı+lar+mız------>bazılarımız (some of us) bazı+lar+nız------>bazılarınız (some of you)
koşmak (to run) koş+ici ------> koşucu (the runner, the athlete) yarış (the race) bitirmek (to finish (transitive))
koşucu+lar+ın(genitive)----------------->koşucuların (of the athletes) koşucuların bazıları (some of the runners) yarış+ı(accusative)--------------------->yarışı
Koşucuların bazıları yarışı bitiremedi. (Some of the athletes couldn´t finish the race)
hepsi (all of them) hep+miz---->hepimiz (all of us) hep+niz---->hepiniz (all of you)
ses (1the voice, 2the sound) korkmak (to fear, to be afraid, to scare (intransitive))
ses+den(ablative)----------------------------->sesten (from the voice) kork+di(simple past)+k(pers. sfx. of 1st pl.)----->korktuk (we feared, we were scared)
O sesten hepimiz çok korktuk. (We were scared of that voice very much.) (direct: We feared from that voice very much)
yemek (the meal)
yemek+ler+in(genitive) hepsi --------> yemeklerin hepsi (all of the meals)
Yemeklerin hepsi çok güzeldi. (All of the meals were very nice)
aynı (same) aynı+sınız---------->aynısınız (you are the same)
Hepiniz aynısınız. (All of you are the same)
çok (1much, 2many, 3too)
çok+i (posessive) --------> çoğu (most of them) çok+miz------------------>çoğumuz (most of us) çok+niz------------------->çoğunuz (most of you)
aynı (same) sorun (the problem)
çok+i(posessive)+da(locative)--------->çoğunda (at most of them)
Çoğunda aynı sorun var. (Most of them have the same problem)
sınıf (the class, 2the classroom) yarı (quasi-, semi-)
hâlâ (still, yet) kantin (the canteen)
sınıf+ın yarı+ı ----------> sınıfın yarsı (half of the classroom)
-Sınıfın yarısı nerede? (Where is the half of the classroom?) -Çoğu eve gitti, bazıları da hâlâ kantinde. (Most of them went home, some of them are still in the canteen, too)
yemek (1the meal, 2to eat)
ye+me+di+k-------------->yemedik (we didn´t eat)
Çoğumuz yemek yemedi/yemedik. (Most of us haven´t had meal)
birkaç (a few)
birkaç+ı---------->birkaçı (a few of them) birkaç+mız------->birkaçımız (a few of us) birkaç+nız-------->birkaçınız (a few of you)
hiçbir (any)
hiçbir+i---------->hiçbiri (none of them) hiçbir+miz-------->hiçbirimiz (none of us) hiçbir+niz-------->hiçbiriniz (none of you)
Hiçbiriniz anlamadınız mı? (Did none of you understand?)
bunu (this (accusative) öğretmek (to teach)
bu+i(accusative)------------------->bunu hiçbiriniz+e(dative)------------------>hiçbirinize (to none of you)
Bunu hiçbirinize öğretemedik. (We could teach this none of you)
ödev (the homework)
birkaç+nız+ın(genitive)------------------->birkaçınızın (of a few of you) birkaçınızın ödevi (homeworks of a few of you)
Birkaçınızın ödevi çok iyi. (Homeworks of a few of you are very well)
birçok, pek çok (many)
You see the word "çok." I gave the conjugation of "çok" above.
Avrupa (Europe) dil (1the tongue, 2the language) aile (the family)
dil aile+i(posessive)----------------->dil ailesi (the language family) dil aile+i+den----------------------->dil ailesinden (from the language family
dil+ler+in pek çok+i------------------>dillerin pek çoğu (many of the languages)
Avrupa´daki dillerin pek çoğu Hint-Avrupa dil ailesinden. (Many of the languages in Europe belong to Indo-European language family.) (direct: Many of the languages in Europe are from the Indo-European language family.)
komşu (the neighbour) erken (early) kalkmak (1to stand up, 2to get up, 3..4..)
komşu+lar+ın birçok+i---------------->komşuların birçoğu (many of the neighbours) kalk+yor----------------------------->kalkıyor
Komşuların birçoğu erken kalkıyor. (Many of tthe neighbours get up early)
sıkıntı=sorun (the problem) her (every) gün (the day) yaşamak (1to live, 2to dwell, 3to be alive, 4to experience, ......)
sıkıntı+lar+ı/sorun+lar+ı--------------->sıkıntıları, sorunları (the problems (accusative) yaşa+r+ız--------------------------->yaşarız (we live)
Bu sıkıntıları birçoğumuz her gün yaşarız. (Many of us experience these problems everyday)
bir (1one, 2a/an, 3...4...6.......9...)
bir+i(posessive)--------------->biri (1one of them, 2someone) bir+miz------------------------>birimiz (one of us) bir+niz------------------------->biriniz (one of you)
birileri (someones)
-DEN BİRİ=-İN BİRİ
soru (the question) hatalı (faulty)
soru+lar+dan/soru+lar+ın--------------->sorulardan/soruların
Sorulardan biri hatalıydı./Soruların biri hatalıydı (One of the questions were faulty.)
Biriniz bunu açıklamak zorunda. (One of you has to explain this)
kimi (some)
kimi+i------------->kimisi (some of them) kimi+ler+i--------->kimileri (someones, some of them) kimi+miz----------->kimimiz (some of us) kimi+niz----------->kiminiz (some of you)
You can also make "kimimiz" and "kiminiz" plural. |
Share: |
Turkish Dictionary |
---|
Turkish Chat |
---|
New in Forums |
---|
Giriyor vs Geliyor.
Hoppi: gelmek = to come girmek = to enter or to come in That sai... |
Geçmekte vs. geçiyor?
Hoppi: ... and ... has almost the same meaning. They are both mean "i... |
Intermediate (B1) to upper-intermediate (B...
qdemir: ... |
Why yer gördüm but yeri geziyorum
HaydiDeer: Thank you very much, makes perfect sense! |
Etmeyi vs etmek
HaydiDeer: Thank you very much! |
Görülmez vs görünmiyor
HaydiDeer: Thank you very much, very well explained! |
Içeri and içeriye
HaydiDeer: Thank you very much for the detailed ... |
Present continous tense
HaydiDeer: Got it, thank you! |
Random Pictures of Turkey |
---|
Most commented |
---|