Welcome
Login:   Pass:     Register - Forgot Password - Resend Activation

Print view

-ip -1

It ties the suffixes that are in the same task to each other.

 

The time isn´t important at "-ip".

 

pazar (1Monday, 2the market place)

gitmek (to go)

gelmek (to come)

 

pazar+a(dative)------------------------>pazara (to the market place)

git+ecek+iz---------------------------->gideceğiz (we will go)

gel+ecek+iz---------------------------->geleceğiz (we will come)

 

amateur type: pazara gideceğiz ve geleceğiz

 

But we prefer to say:

 

gideceğiz ve geleceğiz ----------------->

professional: gidip geleceğiz.

 

Pazara gidip geleceğiz. (We will go to the market place and come.)

 

kitap (the book)

okumak (to read)

özet (the summary)

yazmak (to write)

 

kitap+ı(accusative)--------------------->kitabı (the book)

oku+ma(noun)+m----------------------->okumam (my reading)

özet+i(poss.)+i(accusative)------------->özetini (its summary)

yaz+ma(noun)+m----------------------->yazmam (my writing)

 

kitabı okumam ve özetini yazmam gerek

kitabı okumam ve özetini yazmam gerek

oku+ıp------>okuyup

 

Kitabı okuyup özetini yazmam gerek. (I need to read the book and summarize it. (direct: I need to read the book and write its summary))

 

Türkçe 

öğrenmek (to learn)

yapmak (to do)

 

öğren+ecek+sin---------------------->öğreneceksin (you will learn)

yap+acak+sın------------------------>yapacaksın (you will do)

ne yapacaksın? (what will you do?)

 

amateur type: Türkçe öğreneceksin ve ne yapacaksın?

professional type:

Türkçe öğrenip ne yapacaksın? (You will learn Turkish and what will you do?)

 

gitar (the guitar)

çalmak (1to steal, 2to play (music), 3..4.5..6.)

şarkı (the song)

söylemek (1to say, 2to sing (song))

 

çal+dı+k----------------------------->çaldık

söyle+di+k--------------------------->söyledik

 

Gitar çaldık ve şarkı söyledik. (We played guitar and sang songs.)

=Gitar çalıp şarkı söyledik.

 

yazmak (to write)

hikâye, öykü (the story)

okumak (to read)

değerlendirmek (1to evaluate, 2..3.4..5..)

 

hoca+m--------------------------->hocam (my teacher)

yaz+dık+m hikâye------------------>yazdığım hikâye (the story I wrote/write/am writing)

yazdığım hikâye+i(accusative)------>yazdığım hikâyeyi (the story I wrote/write/am writing) (acc.)

oku+abil+r mi+siniz----------------->okuyabilir misiniz? (can you read?)

değerlendir+ebilr mi+siniz----------->değerlendirebilir misiniz? (can you evaluate?)

 

amteur type: Hocam, yazdığım hikâyeyi okuyabilir misiniz ve değerlendirebilir misiniz?

oku+ıp----------------->okuyup

professional type:

Hocam, yazdığım hikâyeyi okuyup değerlendirebilir misiniz? (Teacher, can you read and evaluate the story I wrote?)

 

kopyalamak (to copy)

yapıştırmak (to paste)

 

kopya+la+yor+ım----------------->kopyalıyorum (i´m copying)

yapış+tır+yor+ım----------------->yapıştırıyorum (i´m pasting)

 

amateur type: kopyalıyorum ve yapıştırıyorum

kopyala+ıp------>kopyalayıp

professional type:

Kopyalayıp yapıştırıyorum. (I´m copying and pasting.)

 

.

.

 

durmak (1not to act, 2to stop, 3to wait)

 

.

.

 

"-ip durmak" means "to do something continuously/again and again"

 

konuşmak (1to talk, 2to speak)

baş (1the head, 2the beginning, 3the essential, 4the leader, 5top)

-den beri (since, for)

aynı (same)

şey (the thing)

söylemek (to say)

 

konuş+ma(noun)+ı(poss)---------------------->konuşması (his talking/his lecture)

konuş+ma(noun)+ı(poss)+ın(genitive)---------->konuşmasının (of his lecture)

konuşması+ın baş+ı--------------------------->konuşmasının başı (the beginning of his lecture)

konuşmasının başı+dan beri-------------------->konuşmasının başından beri (since the beginning of his lecture)

aynı şey (the same thing)

aynı şeyler (the same things)

aynı şeyleri (the same things (accusative))

söyle+ip dur+dı------------------------------>söyleyip durdıu (he said continuously)

 

Konuşmasının başından beri aynı şeyleri söyleyip durdu. (He said the same things again and again since the beginning of his lecture.)

 

esnemek (to yawn)

uyku (the sleep)

uykusu gelmek (to feel sleepy (direct: to come sb´s sleep))

 

esne+ip dur+yor+sın------------------------>esneyip duruyorsun (you have been yawning continuously)

benim de (also mine, mine too)

uyku+m----------------------------->uykum (my sleep)

uyku+m gel+di----------------------->uykum geldi (direct: my sleep came)

 

Esneyip duruyorsun, benim de uykum geldi. (You have been yawning continuously, I fell sleepy, too.)

 

hasta (1ill, sick, 2the patient)

olmak (to be)

ev (the house)

çıkmak (1to ascend, 2to go out, 3...5....7....8...)

tüm, bütün (whole, all)

gün (the day)

televizyon (the television)

izlemek (1to watch, 2to follow)

sıkılmak (to get bored, to be bored)

 

ol+dık+m+dan------------------------->olduğumdan

ev+den------------------------------->evden (from the house)

çık+ama+dı+m------------------------>çıkamadım (i couldn´t go out)

izle+ip dur+dı+m----------------------->izleyip durdum (i watched continuously)

sıkıl+dı+m----------------------------->sıkıldım (i am bored, i got bored)

 

Hasta olduğumdan evden çıkamadım. Tüm gün televizyon izleyip durdum. Sıkıldım. (I couldn´t go out the house because I was ill. I watched television continuously whole day. I am bored.)

 

ne (what)

yapmak (to do)

belli (certain, determined)

boş boş konuşmak (to talk nonsense, to prate, to talk about unnecessary things stupidly)

rahatsız etmek (1to disturb, 2to offend)

 

yap+acak+ı-------------------------->yapacağı

ne yapacağı (what he will do)

boş boş konuş+acak ve bizi rahatsız et+ecek---------->boş boş konuşacak ve bizi rahatsız edecek = boş boş konuşup bizi rahatsız edecek

 

rahatsız et+ip dur+acak--------------->rahatsız edip duracak (he will disturb continuously)

 

Ne yapacağı belli. Boş boş konuşup bizi rahatsız edip duracak. (It´s certain what he will do. He will prate and disturb us continuously.)

 

her zaman (everytime)

hatırlatmak (to remind)

unutmak (to forget)

çalışmak (.......3to try to)

 

hatırlat+ıp durmak-------------------->hatırlatıp durmak (to remind again and again/continuously)

hatırlatıp durmak zorunda mı+ım------->hatırlatıp durmak zorunda mıyım?

unut+ma+ma+a çalış----------------->unutmamaya çalış (try not to forget)

 

Her zaman hatırlatıp durmak zorunda mıyım? Unutmamaya çalış. (Do I have to remind again and again everytime? Try not to forget.)

 


Tarçın, melike123, mira 25, Istanbuladdict, mehmet108 and 5 others liked this lesson


View all advanced level lessons in this class - The GRAMMAR Garden OF MEHMET111

View all lessons in this class - The GRAMMAR Garden OF MEHMET111

View All Turkish Classes


Comments (4)



Turkish Dictionary
Turkish Chat
Open mini chat
New in Forums
Giriyor vs Geliyor.
Hoppi: gelmek = to come girmek = to enter or to come in That sai...
Geçmekte vs. geçiyor?
Hoppi: ... and ... has almost the same meaning. They are both mean "i...
Intermediate (B1) to upper-intermediate (B...
qdemir: ...
Why yer gördüm but yeri geziyorum
HaydiDeer: Thank you very much, makes perfect sense!
Etmeyi vs etmek
HaydiDeer: Thank you very much!
Görülmez vs görünmiyor
HaydiDeer: Thank you very much, very well explained!
Içeri and içeriye
HaydiDeer: Thank you very much for the detailed ...
Present continous tense
HaydiDeer: Got it, thank you!
Random Pictures of Turkey
Most commented