We will do the same thing what we did for "-dik". We will firstly conjugate the suffix with the possessive suffixes, then we will add locative suffix or write "zaman".
ev (the house, home) temizlemek (to clean) çağırmak (1to invite, 2to call in, 3to call for) son (1the end, 2last) -e kadar (until, till) yardım etmek (to help) yardımcı olmak (to help (direct: to be helper))
ev+i(accusative)--------------------->evi (the house) temizle+ecek+n+de------------------->temizleyeceğinde (when you will clean) ben+i(accusative)-------------------->beni (me) çağır+r ise+n--->çağır+r+se+n-------->çağırırsan (if you invite) son+i(poss.)------------------------->sonu (its end) son+i(poss.)+e(dative) kadar--------->sonuna kadar (until its end) yardım+cı ol+r+ım-------------------->yardımcı olurum (i be helper)
Evi temizleyeceğinde beni de çağırırsan sonuna kadar yardım ederim. (I help to the bitter end if you call me in when you will/are going to clean the house.)
(Sen bu cümleyi söylediğinde o evi temizlemeye henüz başlamamış. (She hasn´t started to clean the house yet when you said this sentence.))
müzik (the music) dinlemek (to listen to) oda (the room) gitmek (to go)
dinle+ecek+i+de--------------------->dinleyeceğinde (when he will listen) oda+ı+a----------------------------->odasına (to his room) git+yor+- --------------------------->gidiyor (he is coming)
Müzik dinleyeceğinde odasına gidiyor. (He´s going to his room when he will/is going to listen to music.)
(Müzik dinlemeye henüz başlamamış. (He hasn´t started to listen to music yet))
fotoğraf (the photograph) mezun (graduated, diplomaed) (pronunciation: meezun) mezun olmak (to graduate) çekmek (1to pull, 2to take (for the video or photograph),3..4..15....18....)
bu fotoğraf (this photo) bu fotoğrafı (this photo (accusative)) mezun ol+acak+mız+da--------------->mezun olacağımızda (when we will/would/are going to graduate) çek+miş+idi+k----------------------->çekmiştik (we had taken)
Bu fotoğrafı mezun olacağımızda çekmiştik. (We have taken this photo when we would graduate.)
(Henüz mezun olmamıştık. (We hadn´t graduated yet))
porno (the porn) izlemek (to watch) oda (the room) perde (the curtain) kapatmak (to close) perdeyi çekmek, perdeyi kapatmak/kapamak (to draw the curtain, to close the curtain, to pull the certain open or closed)
izle+ecek+i+de----------------------->izleyeceğinde (when he will/is going to watch) oda+ın(gen.) perde+ler(plural)+i(poss)>odanın perdeleri (the curtains of the room) oda+ın(gen.) perde+ler(plural)+i(poss.)+i(accusative)-->odanın perdelerini çek+yor+- -------------------------->çekiyor
Porno izleyeceğinde odanın perdelerini kapatıyor. (He´s pulling the certain closed when he is going to watch porn.)
(Henüz izlemeye başlamamış. (He hasn´t started to watch yet.))
dışarı (1outside, 2outdoor) çıkmak (1to go out, 2..3...4....5...) kapı (the door) mutlaka (certainly, absolutely) kilitlemek (to lock (transitive))
çık+acak+m+da---------------------->çıkacağımda (when i will/am going to go out) kapı+ı(accusative)------------------->kapıyı (the door) kilitle+r+im--------------------------->kilitlerim (i lock)
Dışarı çıkacağımda kapıyı mutlaka kilitlerim. (I certainly lock the door when I´m going to go out.)
(Henüz dışarı çıkmamışım. (I haven´t gone out yet.))
öğretmen (the teacher) gezi (the trip, the journey) düzenlemek (1to organize, 2to compose, 3to arrange) veli (the parent of a child (in school language)) izin (the permission) form (the form) göndermek (to sent)
düzenle+ecek+i+de------------------>düzenleyeceğinde veli+ler(plural)+e(dative)------------->velilere izin form+ı-------------------------->izin formu (the permission form) gönder+r+- ------------------------>gönderir (he sends)
Öğretmen, gezi düzenleyeceğinde velilere izin formu gönderir. (The teacher sends the parents when a permission form he will organize a trip.)
(Öğretmen henüz düzenlememiş. (The teacher hasn´t organized it yet.))
anne (the mother) yemek (1the meal, 2to eat) yapmak (to do, to make) yemek yapmak (to cook, to make a meal) yardım etmek (to help)
anne+m--------------------------->annem (my mother) yap+acak+ı+da-------------------->yapacağında (when she will do) annem yemek yapacağında (when my mother will cook) ona (to him/her) yardım et+yor+im------------------>yardım ediyorum (i´m helping)
Annem yemek yapacağında ona yardım ediyorum. (I´m helping my mother when she will cook. (direct: When my mother will cook, I help her.)) / Yemek yapacağında anneme yardım ediyorum. (I´m helping my mother when she will cook.)
(Annesi yemek yapmaya henüz başlamamış. (His/her mother hasn´t started to cook yet.))
dede (the grandfather) gazete (the newspaper) okumak (to read) gözlük (the eyeglasses) vermek (to give)
dede+i----------------------------->dedesi (his grandfather) oku+acak+ı+da--------------------->okuyacağında o+a(dative)------------------------>ona (to him/her/it) gözlük+i(poss)+i(accusative)-------->gözlüğünü (his eyeglasses) ver+yor+- ------------------------->veriyor (he is giving)
Dedesi gazete okuyacağında ona gözlüğünü veriyor. (He gives his grandfather´s eyeglasses when he is going to read newspaper.) (direct: When his grandfather is going to read newspaper, he gives his eyeglasses to him.)
Let´s write them with "zaman" Evi temizleyeceğin zaman beni de çağırırsan sonuna kadar yardım ederim. Müzik dinleyeceği zaman odasına gidiyor. Bu fotoğrafı mezun olacağımız zaman çekmiştik. Porno izleyeceği zaman odanın perdelerini kapatıyor. Dışarı çıkacağım zaman kapıyı mutlaka kilitlerim. Öğretmen, gezi düzenleyeceği zaman velilere izin formu gönderir. Annem yemek yapacağı zaman ona yardım ediyorum. Yemek yapacağı zaman anneme yardım ediyorum. Dedesi gazete okuyacağı zaman ona gözlüğünü veriyor. |
Share: |
Turkish Dictionary |
---|
Turkish Chat |
---|
New in Forums |
---|
Giriyor vs Geliyor.
Hoppi: gelmek = to come girmek = to enter or to come in That sai... |
Geçmekte vs. geçiyor?
Hoppi: ... and ... has almost the same meaning. They are both mean "i... |
Intermediate (B1) to upper-intermediate (B...
qdemir: ... |
Why yer gördüm but yeri geziyorum
HaydiDeer: Thank you very much, makes perfect sense! |
Etmeyi vs etmek
HaydiDeer: Thank you very much! |
Görülmez vs görünmiyor
HaydiDeer: Thank you very much, very well explained! |
Içeri and içeriye
HaydiDeer: Thank you very much for the detailed ... |
Present continous tense
HaydiDeer: Got it, thank you! |
Random Pictures of Turkey |
---|
Most liked |
---|