anlamak (to understand) anla+dık+n+ı----------->anladığını [that you understood/understand (acc.)] anla+ma+dık+n+ı------->anlamadığını [that you don´t/didn´t understand (acc.)]
Anladığını bilmiyorum. (I don´t know you understood/understand.) Anlamadığını bilmiyorum. (I don´t know you don´t/didn´t understand.) anladığını veya anlamadığını anlayıp anlamadığını
Anlayıp anlamadığını bilmiyorum. (I don´t know whether you understood/understand or not.)
gelmek (to come) gelmek veya gelmemek (to come or not to come) gelip gelmemek (to come or not) gel+ecek+m+e veya gel+me+ecek+m+e geleceğime veya gelmeyeceğime gelip gelmeyeceğime (to the fact that I will come or won´t.) karar vermek (to decide)
Benim gelip gelmeyeceğime sen karar veremezsin. (You can´t decide, if I come.)
taşımak (to carry) taşıyabilmek veya taşıyamamak (to be able to carry or not to be able to carry) taşıyıp taşıyamamak (to be able to carry or not) taşıyıp taşıyama+acak+m+dan---->taşıyıp taşıyamayacağımdan
Çanta çok ağır. Taşıyıp taşıyamayacağımdan emin değilim. (The bag is too heavy. I´m not sure, if I can carry.)
öğrenci (the student) öğrenmek (to learn) öğrenebilmek veya öğrenememek (to be able to learn or not to be able to learn) öğrenip öğrenememek (to be able to learn or not)
öğrenci+ler+in(gen.)------------->öğrencilerin (of the students) öğrenip öğreneme+dik+i+i-------->öğrenip öğrenemediğini (that he could learn or could not)
Öğrencilerin öğrenip öğrenemediğini nasıl anlarız? (How do we understand, whether the students could learn or not.)
el (the hand) kalem (the pen, the pencil) (their general name of the pens/pencils) olmak (1to be,2..3..4....5...6....7...) dikkat etmek (1to pay attention, 2to take care)
el+i(poss.)+de(locative)--------->elinde (on his hand) elinde kalem var (he has a pen on his hand) elinde kalem olduğunu ya da olmadığına elinde kalem olup olmadığına
Elinde kalem olup olmadığına dikkat etmedim. (I didn´t care, if he had a pen/pencil on his hand.) |
Share: |
Turkish Dictionary |
---|
Turkish Chat |
---|
New in Forums |
---|
Giriyor vs Geliyor.
Hoppi: gelmek = to come girmek = to enter or to come in That sai... |
Geçmekte vs. geçiyor?
Hoppi: ... and ... has almost the same meaning. They are both mean "i... |
Intermediate (B1) to upper-intermediate (B...
qdemir: ... |
Why yer gördüm but yeri geziyorum
HaydiDeer: Thank you very much, makes perfect sense! |
Etmeyi vs etmek
HaydiDeer: Thank you very much! |
Görülmez vs görünmiyor
HaydiDeer: Thank you very much, very well explained! |
Içeri and içeriye
HaydiDeer: Thank you very much for the detailed ... |
Present continous tense
HaydiDeer: Got it, thank you! |
Random Pictures of Turkey |
---|
Most liked |
---|