su (the water)

su+sa+mak

susamak (to feel/be thirsty)

Susadım. (I am thirsty)

garip (1poor and helpless, 2strange, odd (synonym: tuhaf))

garip+se+mek

garipsemek (to find strange)

Bunu anlatmamı niye garipsiyorsun? (Why are you finding strange that I tell this?)

önem (the importance)

önem+se+mek

önemsemek (to consider sth/sb important)

Ne dersen de, önemsemeyeceğim. (I will not condiser important whatever you say.)

umur+sa+mak

umursamak (to take care)

Doktor "Artık sigara içme, öleceksin" diyor, ama o hâlâ umursamıyor. (The doctor says "Don´t smoke any more, you are going to die", but he isn´t still taking care.)

küçük (small)

küçük+mse+mek----->küçük+mse+mek

küçümsemek (to underestimate (synonym: hafife almak (direct: to take to light)))

Henüz on yaşında ama onu küçümseme. Çok zeki. (He is ten years old yet but don´t underestimate him. He is very clever.)

ben (I)

ben+(i)mse+mek

benimsemek (to consider one´s own, to feel one´s own)

Babam amcamla aynı siyasî düşünceleri benimsemiyor. (My father isn´t considering the same politic ideas as my uncle own.)

öz (the essence)

öz+(i)mse+mek

özümsemek (to internalize)