belki (maybe, perhaps)
You can also provide the meaning of "belki" by adding "-dir". In this case, no need to "belki". But it is not wrong to use both of them together. Furthermore, it is better to use them together in a situation that any given ambiguity may happen.
baba (father), içeri (interior, inside, indoor), nerede (where (locative)), bilmek (to know), bahçe (garden)
ol+abil(can/may, possibility)+r(present simple)---------->olabilir (he/she/it may be)
-Babam içeride yok. Nerede? (My father is absent indoor. Where is he?) -Ben de bilmiyorum. Bahçededir. (I don´t know, too. He may be in the garden.) =Ben de bilmiyorum. Belki bahçededir. =Ben de bilmiyorum. Bahçede olabilir.
yanına almak (to take along (direct: to take one´s beside)), kalın (thick), giysi (cloth), hava (weather), soğuk (cold)
yan+m+a----------------->yanıma (direct: to my beside) soğuk+dir----------------->soğuktur (it may be cold)
Yanıma kalın giysiler alacağım. Hava soğuktur. (I´ll take thich clothes along. The weather may be cold.) =Yanıma kalın giysiler alacağım. Hava soğuk olabilir. =Yanıma kalın giysiler alacağım. Hava belki soğuktur.
kitap (book), çanta (bag)
Senin kitabın benim çantamdadır. (Your book may be in my bag.) =Senin kitabın benim çantamda olabilir. =Senin kitabın belki benim çantamdadır.
demin (too short time ago, just a moment ago), burada (here, in this place), gitmek (to go)
git+miş+ler+dir-------->gitmişlerdir (they may have gone)
Demin buradaydılar ama gitmişlerdir. (They were here just a moment ago but they may have gone.) =Demin buradaydılar ama belki gitmişlerdir. =Demin buradaydılar ama gitmiş olabilirler.
uyumak (to sleep), uyanmak (to wake up), uyandırmak (to waken)
uyu+miş+dir------------>uyumuştur (he may have slept) uyan+dir(causative)+ma(negative)+a+lım--->uyandırmayalım (let´s not waken)
Uyumuştur, uyandırmayalım. (He may have slept, let´s him not waken.) =Uyumuş olabilir, uyandırmayalım. =Belki uyumuştur, uyandırmayalım.
el (hand), çatlamak (to crack (intransitive)), kıpırdamak, hareket etmek (to move)
çatla+mış+dır---------->çatlamıştır (it may have cracked) kıpırda+t(causative)+ma(negative)---->kıpırdatma (don´t move) /hareket et+dir(causative)+me(neg.)--->hareket ettirme
Elin çatlamıştır, kıpırdatma. (Your hand may have cracked, don´t move it.) =Elin çatlamış olabilir, kıpırdatma. =Elin belki çatlamıştır, kıpırdatma.
yol (1way, 2road), tehlikeli (dangerous, hazardous), bence (in my opinion), ora (there, that place), gitmek (to go)
ora+dan-------------->oradan (from there) git+me+meli+iz-------->gitmemeliyiz (1we shouldn´t go, 2we mustn´t go)
O yol tehlikeli olabilir; bence oradan gitmemeliyiz. (That road may be dangerous; we shouldn´t go via there in my opinion.) =O yol belki tehlikelidir; bence oradan gitmemeliyiz.
gelmek (to come), aramak (1to look for, 2to call, to give a ring)
Geliyorlardır, aramaya gerek yok. (They may be coming, no need to call.)
şimdi (now), aramak (1to look for, 2to call, to give a ring)
ara+yor-------------->arıyor (he is looking for) ara+yor+dir---------->arıyordur (he may be looking for)
Belki de şimdi bizi arıyordur. (He also may be looking for us now.) =Şimdi bizi arıyor da olabilir.
ev (house, home)
Evde mi? (Is s/he at home?) Evde midir? (May s/he be at home?) =Evde olabilir mi?
sokak (street), vakit, zaman (time), gece yarısı (midnight), olmak (to be), gürültülü (noisy), değil (not)
ol+dik+i için-------------->olduğu için (because s/he/it is ...) gece yarısı olduğu için (because it´s midnight) vakit gece yarısı olduğu için (because the time is midnight) ol+ma(negative)+abil(possible)+r----->olmayabilir (it mayn´t be)
Sokak, vakit gece yarısı olduğu için gürültülü değildir. (The street may not be noisy because the time is midnight.) =Sokak, vakit gece yarısı olduğu için gürültülü olmayabilir.
söylemek (to say, to tell), hepsi (all of them), yalan (lie)
söyle+dik+ler+i+in---------->söylediklerinin (of what he said/says) söylediklerinin hepsi (all what he said/says)
Söylediklerinin hepsi yalan. (All what he said are lies.) Söylediklerinin hepsi yalandır. (All what he said may be lie.) |
Share: |
Turkish Dictionary |
---|
Turkish Chat |
---|
New in Forums |
---|
Giriyor vs Geliyor.
Hoppi: gelmek = to come girmek = to enter or to come in That sai... |
Geçmekte vs. geçiyor?
Hoppi: ... and ... has almost the same meaning. They are both mean "i... |
Intermediate (B1) to upper-intermediate (B...
qdemir: ... |
Why yer gördüm but yeri geziyorum
HaydiDeer: Thank you very much, makes perfect sense! |
Etmeyi vs etmek
HaydiDeer: Thank you very much! |
Görülmez vs görünmiyor
HaydiDeer: Thank you very much, very well explained! |
Içeri and içeriye
HaydiDeer: Thank you very much for the detailed ... |
Present continous tense
HaydiDeer: Got it, thank you! |
Random Pictures of Turkey |
---|
Most liked |
---|