Ulak merhaba,
1.How often does your gold fish beying feed?
1. Japon balığın ne kadar sıklıkla beslenmeli?
2.I am tired enough to sleep all night.
2.Ben bütün gece uyuyacak kadar yorgunum. Doğru
3.He´s too stupid to understand.
3. O, anlamayacak kadar aptaldır.
4. I have enough money to pay the bill.
4. Benim faturayı ödeyebilecek param var.
5. You are clever enough to solve that problem.
5. Sen, o sorunu çözecek kadar zekisin. Doğru
6.He bought the ticket for the concert after queuing for one hour.
6. Bir saat içinde kuyrukta girdikten bekledikten sonra konser biletini satın aldı.
6. Konser biletini, bir saat kuyrukta bekledikten sonra aldı / alabildi.
7. The students pass their exams afterthey had studied hard for three months.
7. Öğrenciler, üç aylık yoğun bir çalışmanın ardından sınavı geçti.
8. I have a computer that can fit into my pocket.
8. Cebime uyabilen sığabilen bir bilgisayarım var.
9. They don´t seem to be able to come to a decision.
9. Onlar, bir karar verebildiğini verebilecek gibi görünmüyor.
10. We can meet outside the cinema, if it´s ok with you.
10. Sana uyarsa, biz sinemanın dışında buluşabiliriz.
10. Senin için uygun olursa, sinemanın dışında buluşabiliriz.
11. When the new road is built , I will be able to drive to work in less than an hour.
11. Yeni yol kurulunca ( kurulduğunda), yapılınca / bitince, arabayla işe bir saatten daha az bir sürede gidebileceğim.
12. The teacher asked me the time.
12. Öğretmen saat kaç olduğunu bana saatin kaç olduğunu sordu.
13. My classmate wondered how long I had been learning English.
13. Sınıf arkadaşım benim ne kadar uzun zamandır Ingilizce öğrendiğimi bana sordu.
14. Mother inquired if the door was open.
14 Annem kapının açık olup olmadığını sordu. Doğru
15. They warned him he would have to leave earlier.
15. Onlar, onu daha erken gitmesi gerektiği konusunda uyardılar.
16. My friend promised to come and see me if he could.
16. Arkadaşım , ona mümkünse olursa / imkanı olursa (bana) gelip beni görmeye( göreceğine) söz verdi.
17. Father said he might phone me from the airport if he had time.
17 Babam , vakti olursa ( vaktin varsa) havaalanından beni arayabileceğini söyledi.
18 She never thought that one day she would appear in films instead of watching them.
18 Filmleri seyredeceğine seyretmek yerine, bir gün onlarda oynayacağını hiç düşünmedi.
Edited (12/28/2012) by Umut_Umut
|