Welcome
Login:   Pass:     Register - Forgot Password - Resend Activation

Turkish Class Forums / Practice Turkish

Practice Turkish

Add reply to this discussion
çeviri alıştırmaları
(19 Messages in 2 pages - View all)
1 2
1.       ulak
173 posts
 27 Dec 2012 Thu 02:58 am

1.Lisa warned Roger not to drive so fast.

1. Lisa Roger´e bu kadar hızla (süratle) sürmemesini tembih etti.

2. You and me are much alike.

2. Sen ve ben gibiyiz (aynıyız).

3. He was reported to have been seen in London.

3. Onun Londra´da  görmüş olduğu bildirildi.

4. It´s difficult to control your anxiety when your children are home late.

4. Çocuklarınız eve geç kaldığında , endişenizi idare etmek (endişenize hakim olmak) zordur.

5.Her sudden appearance surprised me.

5. Onun ani görünmesi (ortaya çıkması beni şaşırttı.

6.No sooner had I got near the phone, than it sopped ringing.

6. Telefonun yanına vardığım zaman( an) , o çalmayı durdu.

7. She wishes she had gone to bed early last night.

7. O kendisinin daha erken yattığı (yatağa gittiği)  istiyormuş ( istemiş oluyor) . ??

8.If Helen hadn´t had  the map of the town , she would got lost.

8. Helen´in şehrin haritası olmasaydı, kendisi kaybolmuş olurdu.

9. By the time I realised what was happening, the man had left with my money.

9. Ben neyin olduğunu anlayınca kadar , adam paramla gitmiş oldu.

                              anladığımda kadar/ anlayana kadar......could  these be used??

   Adam  paramla ayrılmıştı zaten ta ki ben neyin olduğunu anlayana kadar.   

10. The man left with my money before I realised what was happening.

10. Ben neyin olduğunu anlamadan önce, adam paramla  ayrıldı.

11. What annoyed me was his refusal to listen to us.

11. Beni kızdıran şey onun bize dinleme reddidi.

12. What would you have done if the police had realised you had given them false information? I would have just said I had been mistaken.

12. Polis sahte/ yanlış bilgiyi verdiğinin farkında olsaydı neyi yapardın?

     Hata yaptığımı söyleyecektim.

 

 

It would be great if someone corrected my try .

Çok teşkkür ederim.

 

 

Umut_Umut liked this message
2.       Umut_Umut
485 posts
 27 Dec 2012 Thu 09:53 am

Merhaba Ulak,

 

1.Lisa warned Roger not to drive so fast.

1. Lisa Roger´a bu kadar hızlı (süratli) sürmemesini tembih etti.

1. Lisa Roger’ı, çok hızlı sürmemesi konusunda uyardı.

2. You and me are much alike. 

2. Sen ve ben bir gibiyiz (aynıyız).

3. He was reported to have been seen in London.

3. Onun Londra´da  görülmüş olduğu bildirildi.

3.Onun  Londra’da görüldüğü bildirildi.

4. It´s difficult to control your anxiety when your children are home late. 

4. Çocuklarınız eve geç kaldığında , endişenizi idare etmek (endişenize hakim olmak) zordur.

5.Her sudden appearance surprised me. 

5. Onun aniden görünmesi (ortaya çıkması) beni şaşırttı.

6.No sooner had I got near the phone, than it sopped ringing. 

6. Telefonun yanına vardığım zaman( an) , o çalmayı durdurdu. 

7. She wishes she had gone to bed early last night.

7. O, keşke dün gece daha erken uyusaydım diye düşündü. (not word for word translation)

 

8.If Helen hadn´t had  the map of the town , she would got lost.

8. Helen´de şehrin haritası olmasaydı, kendisi kaybolmuş olurdu.

8. Helen’de şehrin haritası olmasaydı kaybolurdu.

9. By the time I realised what was happening, the man had left with my money. 

9. Ben neyin olduğunu anlayıncaya kadar , adam paramla gitmiş oldu / gitti.

                              anladığımda kadar/ anlayana kadar......this can be used

   Adam  paramla ayrılmıştı zaten ta ki ben neyin olduğunu anlayana kadar.  (Ben ne olduğunu anlayana kadar, adam paramı alıp gitmişti

10. The man left with my money before I realised what was happening.

10. Ben neyin olduğunu anlamadan önce, adam paramla  ayrıldı.

10. Ben ne olduğunu anlamadan, adam paramla ayrıldı. / paramı alıp gitti.

11. What annoyed me was his refusal to listen to us.

11. Beni kızdıran şey onun bizi dinlemeyi reddetmesiydi.

12. What would you have done if the police had realised you had given them false information? I would have just said I had been mistaken.

12. Eğer polis onlara yanlış bilgi verdiğini farketseydi, ne yapacaktın?

     Hata yaptığımı söyleyecektim.

 



Edited (12/27/2012) by Umut_Umut
Edited (12/27/2012) by Umut_Umut
Edited (12/27/2012) by Umut_Umut

ulak and Abla liked this message
3.       ulak
173 posts
 27 Dec 2012 Thu 01:37 pm

Umut_Umut bana çok güzel hediye verdiğin için sana en iyisi dilerim ve çok teşekkür ederim.

Umut_Umut liked this message
4.       ulak
173 posts
 27 Dec 2012 Thu 06:05 pm

please check my try , sinirlerinizin güçlü olması için dua ediyorum...

 

1.Neither the president, nor his representatives are to attend the meeting.

1.Ne de başkan ne de onun temsilcisi bu toplantıya katılacak.

2. I have no intention of discussing this matter any further.

2. Bu konuyu bundan başka tartışmak hiç niyetim yok.

3.She suggested that the baby should be named after his grandfather.

3. O, bebeğe dedesinin ismi koyulmalıydı  önerdi. 

4. Not only my mother , but also my sister is here.

4. Hem annem , hem de ablam burdalar.

5. He can´t have said that.

5. Onun bunu söylediği olamaz.

6. The law of gravity was dicovered by Newton.

6.Yerçekimi kanunu Newton tarafından keşfedildi.

7. The tomb had been opened by robbers long before archeologists found it.

7. Arkeologlar çok zaman onu bulmadan önce  mezar soygunculae tarafından açılmştı.

8. This couldn´t be painted by Leonardo because such clothes were not were then.

8. Bu Leonardo tarafından boyanamadı çünkü o zaman böyle giyisi giyilmedi.

9.I don´t believe my neighbour is capable of stealing my chickens.

9. Komşum  tavuklarımı çalabilmeye inanmıyorum.

10..I don´t believe my neighbour having stolen my chickens.

10. Komşum tavuklarımı çaldığına inanmıyorum.

11.What do you mean? The accident wasn´t my fault. If it had been, I would´t have called the police.

11.Bununla ne demek istiyorsun? Kaza benim kabahatim yok. Öyle olsaydı polisi çağırmazdım.

12. Altough I have known John and Jane for many years now, I have never understood what attracts them to each other.

12. John ve Jane´yi çok yıllardan beri bildiğime halde (tanımama rağmen) ,birbirlerini ne çektiğini asla anlamadım.



Edited (12/27/2012) by ulak

5.       tunci
7149 posts
 27 Dec 2012 Thu 08:01 pm

 

 

 

1.Neither the president, nor his representatives are to attend the meeting.

1.Ne başkan ne de onun temsilcileri bu toplantıya katılacak.

2. I have no intention of discussing this matter any further.

2. Bu konuyu bundan başka ["daha fazla" sounding better] tartışmaya hiç niyetim yok.

3.She suggested that the baby should be named after his grandfather.

3. O, bebeğe dedesinin isminin koyulmasını  önerdi. 

4. Not only my mother , but also my sister is here.

4. Hem annem , hem de ablam burdalar.   --> Or ; Sadece annem değil ablam da burada.

5. He can´t have said that.

5. O bunu söylemiş olamaz.

6. The law of gravity was dicovered by Newton.

6.Yerçekimi kanunu Newton tarafından keşfedildi.

7. The tomb had been opened by robbers long before archeologists found it.

7. Arkeologlar  onu[mezarı] bulmadan çok zaman önce  mezar soyguncular tarafından açılmştı.

8. This couldn´t be painted by Leonardo because such clothes were not were then.

8. Bu tablo Leonardo tarafından boyanmış [yapılmış -> is better] olamaz çünkü o zamanlar böyle giysiler giyilmiyordu.

9.I don´t believe my neighbour is capable of stealing my chickens.

9. Komşumun  tavuklarımı çalmaya gücünün yeteceğine inanmıyorum.

10..I don´t believe my neighbour having stolen my chickens.

10. Komşumum tavuklarımı çaldığına inanmıyorum.

11.What do you mean? The accident wasn´t my fault. If it had been, I would´t have called the police.

11.[Bununla] ne demek istiyorsun? Kazada benim kabahatim yok. Öyle olsaydı polisi çağırmazdım.

12. Altough I have known John and Jane for many years now, I have never understood what attracts them to each other.

12. John ve Jane´yi çok yıllardan beri bildiğim halde (tanımama rağmen) ,birbirlerini ne çektiğini asla anlamadım.

         [ Or ;  birbirlerini neyin çektiğini hiç anlamış değilim.]

 



Edited (12/27/2012) by tunci
Edited (12/27/2012) by tunci
Edited (12/27/2012) by tunci

ulak liked this message
6.       ulak
173 posts
 27 Dec 2012 Thu 08:50 pm

Çevirme keyfim var , umarım birinin düzeltme keyfi de var....  Inshallah.Lütfen...

 

1.How often does your gold fish beying feed?

1. Ne kadar sık sık  altın balığın  beslenmesi lazım ( beslenmeli)?

2.I am tired enough to sleep all night.

2.Ben bütün gece uyuyacak kadar yorgunum.

3.He´s too stupid to understand.

3.Onun anlamayacağı kadar aptaldır.

4. I have enough money to pay the bill.

4. Ben faturayı ödeyebilecek param var.

5. You are clever enough to solve that problem.

5. Sen o sorunu çözecek kadar zekisin.

6.He bought the ticket for the concert after queuing for one hour.

6. Bir saat içinde  kuyruğa girdikten sonra konser biletini satın aldı.

7. The students pass their exams afterthey had studied hard for three months.

7. Üç ay içinde çok çalıştıktan sonra örenciler sınavda geçti ( sınavlarını başaradılar)

8. I have a computer that can fit into my pocket.

8. Cebime uyabilen bilgisayarım var.

9. They don´t seem to be able to come to a decision.

9. Onlar   bir kararı verebildiğini gibi görünmüyor.

10. We can meet outside the cinema, if it´s ok with you.

10. Sana uygun olursa, biz sinemanın dışında buluşabiliriz.

11. When the new road is built , I will be able to drive to work in less than an hour.

11. Yeni yol kurulunca ( kurulduğunda), ben saatten daha az işe araba kullanabileceğim.

12. The teacher asked me the time.

12. Öğretmen saat kaç olduğunu bana sordu.

13. My classmate wondered how long I had been learning English.

13. Sınıf arkadaşım benim ne kadar uzun Ingilizce öğrendiğimi bana sordu.

14. Mother inquired if the door was open.

14 Annem kapının açık olup olmadığını sordu.

15. They warned him he would have to leave earlier.

15. Onlar onun daha erken ayrılması için ( ayrılmasının konusunda)   uyardılar.

16. My friend promised to come and see me  if he could.

16. Arkadaşım ,   ona mümkünse (bana) gelip beni görmeye( göreceğine) söz verdi.

17. Father said he might phone me from the airport if he had time.

17 Babam , vakit olursa ( vaktin varsa)  havaalanından beni arabileceğini söyledi.

18 She never thought that one day she would appear in films instead of watching them.

18 Filmleri seyredeceğine bir gün onlarda oynayacağını hiç düşünmedi.

7.       ulak
173 posts
 27 Dec 2012 Thu 09:22 pm

Tunci ellerine sağlık! your correction is so discreet, I would say surgical but so strengthening! Çok teşekkür ederim.

8.       Abla
3648 posts
 28 Dec 2012 Fri 09:01 am

ulak, you´re good.

ulak liked this message
9.       Umut_Umut
485 posts
 28 Dec 2012 Fri 09:30 am

Ulak merhaba,

 

1.How often does your gold fish beying feed?

1. Japon balığın ne kadar sıklıkla beslenmeli?

2.I am tired enough to sleep all night.

2.Ben bütün gece uyuyacak kadar yorgunum. Doğru

3.He´s too stupid to understand.

3. O, anlamayacak kadar aptaldır.

4. I have enough money to pay the bill.

4. Benim faturayı ödeyebilecek param var.

5. You are clever enough to solve that problem.

5. Sen, o sorunu çözecek kadar zekisin. Doğru

6.He bought the ticket for the concert after queuing for one hour.

6. Bir saat içinde  kuyrukta girdikten bekledikten sonra konser biletini satın aldı.

6. Konser biletini, bir saat kuyrukta bekledikten sonra aldı / alabildi.

7. The students pass their exams afterthey had studied hard for three months.

7. Öğrenciler, üç aylık yoğun bir çalışmanın ardından sınavı geçti.

8. I have a computer that can fit into my pocket.

8. Cebime uyabilen sığabilen bir bilgisayarım var.

9. They don´t seem to be able to come to a decision.

9. Onlar,   bir karar verebildiğini verebilecek gibi görünmüyor.

10. We can meet outside the cinema, if it´s ok with you.

10. Sana uyarsa, biz sinemanın dışında buluşabiliriz.

10. Senin için uygun olursa, sinemanın dışında buluşabiliriz.

11. When the new road is built , I will be able to drive to work in less than an hour.

11. Yeni yol kurulunca ( kurulduğunda),  yapılınca / bitince, arabayla işe bir saatten daha az bir sürede gidebileceğim.

12. The teacher asked me the time.

12. Öğretmen saat kaç olduğunu bana saatin kaç olduğunu sordu.

13. My classmate wondered how long I had been learning English.

13. Sınıf arkadaşım benim ne kadar uzun zamandır Ingilizce öğrendiğimi bana sordu.

14. Mother inquired if the door was open.

14 Annem kapının açık olup olmadığını sordu. Doğru

15. They warned him he would have to leave earlier.

15. Onlar, onu daha erken gitmesi gerektiği konusunda uyardılar.

16. My friend promised to come and see me  if he could.

16. Arkadaşım ,   ona mümkünse olursa / imkanı olursa (bana) gelip beni görmeye( göreceğine) söz verdi.

17. Father said he might phone me from the airport if he had time.

17 Babam , vakti olursa ( vaktin varsa)  havaalanından beni arayabileceğini söyledi.

18 She never thought that one day she would appear in films instead of watching them.

18 Filmleri seyredeceğine seyretmek yerine, bir gün onlarda oynayacağını hiç düşünmedi.

 



Edited (12/28/2012) by Umut_Umut

ulak liked this message
10.       ulak
173 posts
 28 Dec 2012 Fri 07:04 pm

Umut_Umut yardımını takdir ediyorum , iyiliğin için çok teşekkür ederim.



Edited (12/28/2012) by ulak

Umut_Umut liked this message
11.       ulak
173 posts
 29 Dec 2012 Sat 01:03 am

Ayağını yorganına göre uzat , bunu biliyorum ama yine de .... Bana yol gösteren bekliyorum ve ona teşekkür ederim.

 

1.If it hadn´t been for the storm, I would been home before eight.

1. Fırtına olmasaydı saat sekiz olmadan( sekizden önce ?) evde olurdum.

2. The fund-raisers have not decided where to send the money.

2. Bağış toplayanlar paranın nereye yollayacağına karar vemediler.

3. I have been trying to get John on the phone for the past week.

    I think he must have gone abroud. Do you have any idea when he will be back?

3. Geçen haftadan beri John´u telefona aramaya deniyorum.( Bu son hafta boyunca John´u telefonda ulaşmaya çalışıyorum.)

Yurdışına gitmiştir.( gitmiş olabilir) / Yurdışına gittiğini zannediyorum.

Onun ne zaman geri döneceğin hiç bir fikrin var mı?

Onun ne zaman geri dönmesi hakkında hiç fikrin var mı?

 

4.He must have been seriously ill if he neither came nor called.

4. Eğer o ne geldi ne de aradı o hasta olmalıydı.

5. Somebody who´s my enemy has told you all these lies, haven´t they?

5. Benim duşmanım olan biri bu  bütün yalanları sana söyledi, değil mi/ söylemediler mi?

6. There´s something wrong with him, isn´t there?

6. Onun bir şeyin var( Onun bir tersliği var), değil mi?

7. I´m afraid you really have to go now, don´t you?

7. Sen gerçekten gitmelisin   korkuyorum, öyle mi...?

   Senin                    gitmenin gerektiğinden korkuyorum.......?

8. If John asks where I have gone, tell him I´ll be back as soon as I possibly can. He need not worry, it won´t be later than Wednesday.

8. John nereye gittiğimi sorarsa, ona ben birazdan   geri döneceğimi söyle(sene). O merak etmemeli (Onun merak etmesine gerek yok), Çarşamba´dan sonra olmayacak.

9. Martha is thinking of going on a trip to Italy next summer and is trying to persuade some of her friends to join her.

9. Martha gelecek yaz Italya´ya seyahate çıkmayı düşünüyor ve arkadaşlarından bazılarını ona eşlik etmek (katılmak?) için ikna etmek deniyor.

10. Now I´m living on my own, I really miss having someone to chat to.

10 . Şimdi tek başına yaşıyorum, biriyle (bir kimseyle) sohbet etmeyi gerçekten özlüyorum.

                                             sohbet etmek için olan birisini  gerçekten özlüyorum.

11. Who has this poem been written by? It´s really good.

11. Kimin tarafından bu şiir yazıldı? Gerçekten güzel.

12. There is no doubt about the theft beeing committed by professional thieves.

12. Hırsılık profesyonel hısızlar tarafından yapıldı ,  bunun hakkında hiç bir şuphe yok.

13. Mary was living in France when she met the man who later became her husband.

13. Mary , sonra kocası olan adamla tanıştığında Fransa´da yaşıyordu.

 

 



Edited (12/29/2012) by ulak

12.       Umut_Umut
485 posts
 29 Dec 2012 Sat 09:08 am

Ulak, gerçekten öğrenmek isteyen birine yardımcı olmaktan mutluluk duyarım.

 

1.If it hadn´t been for the storm, I would been home before eight.

1. Fırtına olmasaydı saat sekiz olmadan( sekizden önce ?) evde olurdum. Doğru

2. The fund-raisers have not decided where to send the money.

2. Bağış toplayanlar paranın nereye yollanacağına karar vemediler.

3. I have been trying to get John on the phone for the past week.

    I think he must have gone abroud. Do you have any idea when he will be back?

3. Geçen haftadan beri John´a telefonla ulaşmaya çalışıyorum aramaya deniyorum.( Bu son hafta boyunca John´u telefonda ulaşmaya çalışıyorum.)

Yurdışına gitmiştir.( gitmiş olabilir) / Yurdışına gittiğini zannediyorum. Doğru 

Onun ne zaman geri döneceğin ile ilgili hiç bir fikrin var mı?   

Onun ne zaman geri dönmesi hakkında hiç fikrin var mı?

4.He must have been seriously ill if he neither came nor called.

4. Eğer o ne geldi ne de aradıysa,  o ağır  hasta olmalıydı.

5. Somebody who´s my enemy has told you all these lies, haven´t they?

5. Benim duşmanım olan biri bu  bütün yalanları sana söyledi, değil mi/ söylemediler mi?

6. There´s something wrong with him, isn´t there?

6. Onun bir şeyin var( Onda bir terslik var), değil mi?

7. I´m afraid you really have to go now, don´t you?

7. Sen gerçekten gitmelisin, değil mi?

7. Korkarım gerçekten gitmek zorundasın, değil mi? ( We generally don’t use korkarım etc hehe)

8. If John asks where I have gone, tell him I´ll be back as soon as I possibly can. He need not worry, it won´t be later than Wednesday.

8. John nereye gittiğimi sorarsa, ona ben birazdan   geri döneceğimi söyle(sene). O merak etmemeli (Onun merak etmesine gerek yok), Çarşamba´dan sonra olmayacak.önce döneceğim.

9. Martha is thinking of going on a trip to Italy next summer and is trying to persuade some of her friends to join her.

9. Martha gelecek yaz Italya´ya seyahate çıkmayı düşünüyor ve arkadaşlarından bazılarını, ona eşlik etmeleri (katılmaları) için ikna etmek deniyor.

10. Now I´m living on my own, I really miss having someone to chat to.

10 . Şimdi tek başına yaşıyorum, biriyle (bir kimseyle) sohbet etmeyi gerçekten özlüyorum. Doğru

                                             sohbet etmek için olan birisini  gerçekten özlüyorum.

11. Who has this poem been written by? It´s really good.

11. Bu şiir kimin tarafından yazıldı? Gerçekten güzel.

12. There is no doubt about the theft beeing committed by professional thieves.

12. Hırsılık profesyonel hısızlar tarafından yapıldı ,  bunun hakkında hiç bir şuphe yok.

12. Hırsızlığın  profesyonel   hırsızlar tarafından yapıldığına şüphe yok.

13. Mary was living in France when she met the man who later became her husband.

13. Mary , sonradan kocası olacak adamla tanıştığında Fransa´da yaşıyordu.

ulak liked this message
13.       og2009
409 posts
 29 Dec 2012 Sat 01:22 pm

 

Edited (4/11/2013) by og2009

14.       nemanjasrb
507 posts
 29 Dec 2012 Sat 02:22 pm

 

Quoting ulak

1.Lisa warned Roger not to drive so fast.

1. Lisa Roger´e bu kadar hızla (süratle) sürmemesini tembih etti.

2. You and me are much alike.

2. Sen ve ben gibiyiz (aynıyız).

3. He was reported to have been seen in London.

3. Onun Londra´da  görmüş olduğu bildirildi.

4. It´s difficult to control your anxiety when your children are home late.

4. Çocuklarınız eve geç kaldığında , endişenizi idare etmek (endişenize hakim olmak) zordur.

5.Her sudden appearance surprised me.

5. Onun ani görünmesi (ortaya çıkması beni şaşırttı.

6.No sooner had I got near the phone, than it sopped ringing.

6. Telefonun yanına vardığım zaman( an) , o çalmayı durdu.

7. She wishes she had gone to bed early last night.

7. O kendisinin daha erken yattığı (yatağa gittiği)  istiyormuş ( istemiş oluyor) . ??

8.If Helen hadn´t had  the map of the town , she would got lost.

8. Helen´in şehrin haritası olmasaydı, kendisi kaybolmuş olurdu.

9. By the time I realised what was happening, the man had left with my money.

9. Ben neyin olduğunu anlayınca kadar , adam paramla gitmiş oldu.

                              anladığımda kadar/ anlayana kadar......could  these be used??

   Adam  paramla ayrılmıştı zaten ta ki ben neyin olduğunu anlayana kadar.   

10. The man left with my money before I realised what was happening.

10. Ben neyin olduğunu anlamadan önce, adam paramla  ayrıldı.

11. What annoyed me was his refusal to listen to us.

11. Beni kızdıran şey onun bize dinleme reddidi.

12. What would you have done if the police had realised you had given them false information? I would have just said I had been mistaken.

12. Polis sahte/ yanlış bilgiyi verdiğinin farkında olsaydı neyi yapardın?

     Hata yaptığımı söyleyecektim.

 

 

It would be great if someone corrected my try .

Çok teşkkür ederim.

 

 

 

Aferin sana,ulak! You are form Romania,right? We´re neighbors,then. 
How did you learn Turkish this well? How long do you learn? Cany you give me some advice?
I learn 4 months,but my Turkish is not so much good,as yours.I try,and learn,but when I see some Turkish sentence,I have a headache...

 

15.       ulak
173 posts
 30 Dec 2012 Sun 01:18 am

 

Quoting nemanjasrb

 

 

Aferin sana,ulak! You are form Romania,right? We´re neighbors,then. 
How did you learn Turkish this well? How long do you learn? Cany you give me some advice?
I learn 4 months,but my Turkish is not so much good,as yours.I try,and learn,but when I see some Turkish sentence,I have a headache...

 

thank you for your appreciations, as I saw you are quite good yourself after 4 months. I´ve been learning for more than two years with variations of attention and effort, on my own ,I began visiting all the sites that I could find on the subject, I took notes , I watched some turkish dizi on a romanian channel ,red some turkish press,and not the last I  followed the posts of the wonderful people of turkishclass, that you already know by now: tunci, Abla, gokuyum, Henry, harpoon, Umut_Umut..........well the list is too long.

But I feel I´m halfway so Iyi çalışmalar! ikimize.

 

nemanjasrb liked this message
16.       ulak
173 posts
 31 Dec 2012 Mon 02:10 am

Yardımınızı rica ediyorum. Teşekkür ederim.

 

1. Yes, it´s true, most school leavers choose to go on with their studies rather than take a job.

1. Evet, doğru, mezunların çoğu bir iş almaktansa okumaya devam ediyorlar.

2.I have decided to go to university after graduating.

2.Mezun olmaktan sonra üniversite´ye gitmeye karar verdim.

3. There are several reasons for wich I think this is the best solution.

3. En iyi çaresinin/ çözümün  olduğunu düşünmem için birkaç sebep var.

                                                    düşünmek  için birkaç sebebim var.

4. Firstly and most importantly, a high school graduate has no qualification, therefore, it is difficult for him to find a job.

4. Ilkönce ve en önemli olarak, bir lise mezunun niteliği yok , bu nedenle, onun için iş bulmak zordur.

5. If he does, it is poorly paid, it is unsafe, i.e. he may very easily lose it in favour of someone who has the necessary qualification.

5. Eğer bunu yaparsa, ona kötü bir maaş verilir ( o iş kötü bir şekilde ödenir) , o emniyetsiz, örneğin , o gerekli nitelikle olan bir kimsenin lehine onu çok kolayca kabedebilir( kaybetmiş olabilir).

6. If the graduate has the chance of staying in the job, he will, sooner or later, be forced to take up courses that would give him the necessary knowledge, expertise and skill his job requires.

6. Eğer mezunun işte kalma şansı olursa , o işin istediği maharet, uzmanlık ve gereken bilgiyi verebilen kursları ,er geç, almak zorunda kalacak.( almaya mecbur bırakılacak)

7. So, avoiding further studies is not a good idea. One will , surely, end up going back to school.

7. Daha ileri çalışmalardan(?) kaçınmak çok iyi fikri değil. Insan muhakkak sonunda okula geri dönecek.

8. Moreover, it will be harder to study and work at the same time, with age learning becomes more and more difficult.

8. Ayrıca okumak ve çalışmak aynı zamanda daha zor olacak, yaşlandıkça öğrenme zorlaştırıyor.

9. Istanbul is really worth seeing. My memories are so vivid that I fell as I were still there.

9. Istanbul´u  gerekten görmeye değer. Anılarım o kadar canlı ki benim daha orada olduğum gibi kendimi hissediyorum.

10. Or maybe a piece of my hart has remained in Istanbul.

10. Ya da kalbimden bir parçası Istanbul´da kalmdı/ kalmış.

11. However friendly he seems, he´s not to be trusted.

11. Ne kadar samimi görünürse görünsün o güvenilir değil.(ona güvenme).

 

17.       impulse
298 posts
 31 Dec 2012 Mon 12:14 pm

18.       Umut_Umut
485 posts
 02 Jan 2013 Wed 10:33 am

.



Edited (1/2/2013) by Umut_Umut

19.       Umut_Umut
485 posts
 02 Jan 2013 Wed 10:36 am

 

Quoting Umut_Umut

 

Quoting ulak

Yardımınızı rica ediyorum. Teşekkür ederim.

 

1.Yes, it´s true, most school leavers choose to go on with their studies rather than take a job.

1.      1.Evet, doğru, mezunların çoğu işe girmektense almaktansa okumaya devam ediyorlar.

2.I have decided to go to university after graduating.

2.Mezun olduktan sonra üniversiteye gitmeye karar verdim.

3. There are several reasons for which I think this is the best solution.

3. En iyi çaresinin/ çözümün bu  olduğunu düşünmem için birkaç sebep var.

                                                    düşünmek  için birkaç sebebim var. 

4. Firstly and most importantly, a high school graduate has no qualification, therefore, it is difficult for him to find a job.

4. Ilkönce ve en önemli olarak, bir lise mezununun niteliği yok , bu nedenle, onun için iş bulmak zordur.

5. If he does, it is poorly paid, it is unsafe, i.e. he may very easily lose it in favour of someone who has the necessary qualification.

5. Eğer bunu yaparsa, ona kötü bir maaş verilir ( o iş kötü bir şekilde ödenir) , o emniyetsiz, örneğin , o işini gerekli niteliklere sahip olan bir kimseye kolayca kaptırabilir.

6. If the graduate has the chance of staying in the job, he will, sooner or later, be forced to take up courses that would give him the necessary knowledge, expertise and skill his job requires.

6. Eğer mezunun işte kalma şansı olursa , o, işin istediği maharet, uzmanlık ve gereken bilgiyi verebilen kursları ,er geç almak zorunda kalacak.( almaya mecbur bırakılacak) Doğru

7. So, avoiding further studies is not a good idea. One will , surely, end up going back to school.

7. Yüksek eğitimden (? Maybe J ) kaçınmak çok iyi bir fikir değil. Insan muhakkak sonunda okula geri dönecek. 

8. Moreover, it will be harder to study and work at the same time, with age learning becomes more and more difficult.

8. Yaşlandıkça aynı anda hem çalışıp hem okumak daha zor olacağı gibi, öğrenmek de zorlaşacaktır.

9. Istanbul is really worth seeing. My memories are so vivid that I fell as I were still there.

9. Istanbul   gerçekten görülmeye değer (bir şehirdir). Anılarım o kadar canlı ki benim daha  hâlâ oradaymışım olduğum gibi kendimi hissediyorum.

10. Or maybe a piece of my hart has remained in Istanbul.

10. Ya da kalbimin bir parçası İstanbul´da kalmış olabilir.

11. However friendly he seems, he´s not to be trusted.

11. Ne kadar samimi görünürse görünsün o güvenilir birisi değil.(ona güvenilmez).

 

 

 

ulak liked this message
(19 Messages in 2 pages - View all)
1 2
Add reply to this discussion




Turkish Dictionary
Turkish Chat
Open mini chat
New in Forums
Intermediate (B1) to upper-intermediate (B...
qdemir: ...
Why yer gördüm but yeri geziyorum
HaydiDeer: Thank you very much, makes perfect sense!
Etmeyi vs etmek
HaydiDeer: Thank you very much!
Görülmez vs görünmiyor
HaydiDeer: Thank you very much, very well explained!
Içeri and içeriye
HaydiDeer: Thank you very much for the detailed ...
Present continous tense
HaydiDeer: Got it, thank you!
Hic vs herhangi, degil vs yok
HaydiDeer: Thank you very much!
Rize Artvin Airport Transfer - Rize Tours
rizetours: Dear Guest; In order to make your Black Sea trip more enjoyable, our c...
What does \"kabul ettiğini\" mean?
HaydiDeer: Thank you very much for the detailed ...
Random Pictures of Turkey
Most commented