Let´s write a story together. Each poster has one sentence to use. (Turks, please keep it simple so that learners can follow and contribute.)

Here we go:

Çok eski zamanlarda yorgun bir başbakan vardı.

Ve bu basbakanin bir metresi vardi.

Başbakan sadece bu kadının yanında yatarken tamamen rahatladığını hissetti.

Bir gün başbakan aynada kendisine bakarak ´çok yaşlanmışım´ dedi

Stresli işi yüzünde çizgiler bırakmıştı.

Sabah sabah işe giderken başbakan rasgele bir kurbağa ile karşılaşmış

Onu tekmeleyerek yolun kenarına attı.

Kurbağa çok kızmış. "Asla unutmayacağım yaptiklarını"demiş

Ama kurbagayi tekmelerken ayagini kirdi.

Akşam oldu. başbakan eve geri dönüp eşinin kırılan ayağına bakınca çok şaşırmış oldu

Karısı onu okşadığında başbakan gizlice metresini düşünüyordu.

Aynı zamanında metres onu da düşünüyordu.

Zavallı başbakanımız "Kesinlikle hayatımı değiştirmeliyim" diye karar verdi.

"Her aksam beni esim yerine metresim oksasa nasil olurdu acaba" diye dusundu.

“Ama bunu nasıl yaparım hem evliyım hem de başbakanım” diye düşündü

Bakanların toplantılarında devlet iktisadından değil aşkından bahsetmek istiyordu.

Dışişleri bakani ise başbakanın bu gizli aşkını biliyordu. 

Bu paslaşmanın sonucunu merakla bekliyorum...

Ve şu bilgileri nasıl kullanmayı düşündü...

Ben de 

Dışişleri bakanı gülümseyerek "Medya bunun haberini alırsa adam La La ülkesinin başbakanlığa başvurmak zorunca kalacak" diye düşündü.

Ama disisleri bakani, metresin kim oldugunu bilmiyordu.

Metresin MİTn´da çalıştığını herhalde sanmadı...

Dışişleri bakanı sekreterine başbakanın etrafında dolaşan kadınları dikkatli göz etmesini söyledi.

Disisleri bakaninin sekreteri sarışın ve hoş bir kadindi.

Dişişleri bakanın ofisinde yıllarca çalıştı ve güvenli bir insandı.

Aynı zamanda siyah bir makam aracı sokakta çiçekçi dükkanının önünde duruyordu.

Basbakan makam arabasini soforu ile gondermis, metresine kirmizi guller satin aldiriyordu.

Başbakan "Kırmızı güllerden başka birşey alsam daha iyi olur" diye düşünerek ofisten çıkı.

Üzülüp "Odası güllerle dolu olsa da ve ben yokum mutlu olabilir mi sevgilim?" diye kendine sordu.

"Hiç olmazsa İstinye koyunu, otel yapsın diye, bir arkadaşa tezgahlayayım da gülleri deniz mavisi bir spor Mercedes´e doldurup göndereyim" kararını verdi.

O gün, başbakanın tüm verdiğin kararlarından en akılı kararı buydu

Sevgilisi ise yasamini ve kendisini atlas yataklara sermis olarak basbakani bekliyordu.

(atlas yatak: atlas is silk, atlas yatak means bed with silk duvets, silk bed clothes. I stole it  from the poem  

Başbakanın makam telefonuna "Gel aşkım bahçene bak" diye bir mesaj attı.

Başbakanın sevgilisi, aldığı mesaj okuduğunda, yataktan kalkıp bahçeye bakan pencereye yaklaştı.

Basbakan toplantida oldugu icin, mesaji basbakanin sekreteri okudu.

Sekreter sakız çiğneyerek "Aman Allahım patronun gizli dostu kimmiş rüyamda olsa göremezdim" diye mırıldandı.

rüyamda görsem inanmazdım!

Aynı anlarda, metres, bahçesinde bulunan arabayı memnuniyetle görüyordu.

Basbakan´in sekreteri derhal, kendi telefonu ile durumu bir yerlere iletti. 

Yatak odalarına kamera yerleştirenlere iletmiştir...Hepsini tanırlar ! 

Basbakanin metresi arabanin icinde basbakani goremeyince, kendisini aglayarak yataga birakti.

Başbakanın sekreterisin mesaji okuduğu adam, başbakanın sevgilisin eski şefi idi.

Başbakan ise, ofisinde yüzünü avuçlarına saklayıp "Partiye borcum olmasa her şeyi bırakmak isterdim" diye düşündü.

,

Basbakan metresini dusunurken onune getirilen kagitlari hic bakmadan imzaladi.

Metres başbakanı her anında düşünürdü de, onu alışveriş yaparken bile unutamazdı...

Bir gün başbakanın annesi sabah erken onu arayıp "Bugünün gazetesini görmedin mi evladım?" diye endişelendi.

Basbakan ise ´ne var anne, Suriye ile savas mi cikti?´ diye sordu.

Başbakanın annesı, Başbakana:- Daha kötü savaş çıkacak ve sen ne yapsın yap onu kazanmaya çalış!- dedi ve gazeteyi masanın üstüne attı.

Başbakan sevgilisiyle kendi resmini gazetenin ön sayfasında görünce nedense şaşırmadı; önce derin düşünceye daldı, biraz sonra  -  gülümsedi!

Basbakanin sekreteri iceri girerek ´kariniz telefon ile ariyor´ dedi.

Başbakan,  sekretere:- Toplantıda olduğumunu görmüyor musunuz?!- bağırarak diye çevap verdi ve elinde tuttuğu aşk mektubu okumaya başladı.

Başbakan ofisten ayrılıp bekleyen şoförle siyah makam aracını görmezlikten gelerek bisiklete bindi.

Soforu bisikleti ile uzaklasan basbakana bakarak ´kafayi yedi herhalde´ diye  dusunurken, basbakan ´benim acilen bir bilgisayar bularak, metresim ile chat yapmam lazim´ diye dusunuyordu.

İlk fırsatta Turkish Class´in sohbet odasına girdi ama yazık ki sevgilisi o anda online değildi.

Face’ ye gireyim, belki o orada online, Türkçesini geliştirdi ve şimdi Turkish Class’ in sayfasını sık sık kullanmaz -diye düşündü.

Basbakan ile sevgilisi facebook´u yeterince guvenli bulmuyorlar ve o yuzden Turkishclass chat´i kullaniyorlardi.

Başbakan çok heyecanlıydı  -  bugün herkesin önünde aşkını itiraf edecekti  -  ama sevgilisini bir türlü bulamadı.

Aşkın o kadar çok acıttığını bundan önce hiç bilmiyordu.

ahhh minel aşk diye iç geçirdi..

Daha sonra en iyisi şuraya kıvrılayım da uyuyayım, belki rüyamda aşkıma kavuşurum diye düşündü. Ama rüyasında gaz ve toz bulutundan başka birşey yoktu. Öksürerek uyandı.

bu rüyanın bir anlamı olmalı dedi... başbakanlar rastgele rüya görmez..

Başbakan şunu henüz bilmiyormuş: aynı zamanda karısı onun elbiselerini ve başka kişisel eşyalarını konutunun önünde yaptığı kocaman siyah duman çıkaran yangına taşımaktaydı.

Konutun güvenlik görevlilerinden biri, bu olayı kendisine tez vakitte ulaştırması gerektiğini düşünmüş. Ama bunu nasıl yapacağını bilememiş ve tasalanmış.

Basbakan ise o sirada metresi ile TC chat room´da sohbet ediyordu.

(ps..arakadaslar tek bir cumle lutfen.. )

Ne yazık ki sevgililerin ortak bir dili yoktu.

Herkes kendi dilini kullansın diye karar verdiler....

Turkish Class´in çeviri bölümünde sık sık başbakanın yabancı metresine yazdığı mesajlar çevirildi.

Bir arada olduklarinda zaten pek fazla konusmuyorlardi.

Aşıklar arasında dilin nasıl sessizce kullanılacağını öğreten bir kitap aradılar...

Başbakan profilindeki resimde kimse onu tanımasın diye siyah gözlük takmak zorundaydı.

üstelik profiline yazdığı her şey sahteydi..

Sevgilisin de profili sahteydi ve  resim olarak ta bir erkek resmi koymustu.

Ama metresinin başka bir mahlası da var mıydı, bundan başkanımız maalesef emin değildi.

bu kuşku onu yiyip bitiriyordu..

Basbakanin metresi tipik bir Turk kadiniydi ve basbakanin kendisini kiskanmasini istiyordu.

Kıskançlık başbakana neler yaptırdı aman Allah´ım!

zaten çok kıskanç bir adamdı.

Zaten kendisi de "seven kiskanir" diye dusunuyor  ve Hakki Bulut´un kiskaniyorum sarkisini her firsat buldugunda dinliyordu.

Bu şarkıyı telefonunun zil sesi olarak internetten indirmişti.

Basbakanin karisi da durumdan suphelenmis ve o da TC chat roomu kullanmaya baslamisti.

Kocasını geri kazanmak için ne yapmazdı seven bir kadın!