I forgot to give the Turkish translation before, here it is:
1946 yılında Diyarbakır, Karacadağ, Donkuz köyünde başlar bu yaşam öyküsü. Milli aşiretinden, Keleşabdioğulları kabilesindendir. Ailesi göçerdir. Bütün çocukluğu ve gençliği Bingöl, Van, Ağrı, Muş dağlarında hayvan güderek geçer. Yedi kız, yedi erkek 14 kardeştir. Hiç okula gitmez. 18’inde Feride’ye aşık olur. Günlerce süren düğünden sonra, deve üstünde onu evlerine getirir. Yirmisinde askere gider. Türkçeyi askerde öğrenir. Askerlik sonrası, bütün zorluklarına rağmen hayvancılık yapmaya devam eder. Koyunlar, atlar, develer arasında yalçın dağlarda, çadırlarda geçer, göçer yıllar. Bu arada yedi çocuk sahibi olur. Yaşam koşulları, bölgede zorlaşmaya başlayınca, onu ve ailesini yerleşik hayata, göçmeye zorlar. Ve 18 yıl önce Urfa’ya yerleşirler. Uzun yıllar çamaşır ve çorap satar tezgahlar da. Şehre gelen turistler ve dilleri ilgisini çeker. İngilizce öğrenmeye karar verir. Bu koşullarda nasıl olacaktır? Pratik zekası ona yardım eder ve bir yıl boyunca tanıştığı turistleri evinde, ücretsiz olarak ağırlar. Bu surecin sonunda İngilizceyi öğrenmiş ve pansiyonculuğa da karar vermiştir. Böylece, bir rehber olarak ve de pansiyonculuk yaparak geçer yıllar. 2005 yılında da Lonely Planet’te yer alır. Bu arada torun sayısı 31’i bulmuş ve 32. yoldadır. Eşi Feride’ye hala aşık olduğunu ve geceleri ona sarılıp yattığını büyük bir içtenlikle anlatmaktadır. Feride abla da hiç okula gitme olanağı bulamadığından, hiç bir dilde okuma yazması yoktur ama ana dili Kürtçe kadar iyi konuşmaktadır İngilizceyi. Türkçeyi ise hiç bilmemektedir. Bu özelliği ile bölgede tanıştığım en ilginç insanlardan biridir. Bir yıl evvel yeni bir ev satın alıp, adını da “Lizbon Guest House” koyarlar. Ve halen gelen konuklarını güler yüz, sıcaklık ve konukseverlikle ağırlıyor, Urfa ve civarını gezdiriyorlar. Aziz abi, Sosyal demokrat olduğunu, barışa, kardeşliğe inandığını ama genel affın şart olduğunu dile getiriyor.. Bizleri 4 gün boyunca en iyi şekilde ağırlayan Aziz abiye, Feride ablaya, oğulları Paşa’ya teşekkür eder, mutlu ve barış içinde bir yaşam dilerim. Urfa’ya yolu düşen arkadaşların konaklama fırsatları olmasa bile, bu aile ile tanışmalarını ve bir bardak çaylarını içmelerini öneririm. İnanın buna çok sevineceklerdir…
Selam ve sevgilerimle. Kemal Mert
|