Practice Turkish |
|
|
|
Rus masallar
|
1. |
29 Jan 2007 Mon 01:01 pm |
merhaba!
it was a part of my homework to write a national fairy tale in turkish. i translated three of them, rather short, and thought it might be a good practice and maybe a joy for my classmates to read them.. the language is rather simple i think (as i can't do over my present language skills ).. i had the stories corrected but if any mistakes are still noticed, please correct them
also i wanted to add pictures (for fun ), but failed... what a shame...
Bir turp ("Репка")
Bir varmış, bir yokmuş, bir dede turp dikmiş. O turp çok ama çok büyükmüş. Dede onu alması için çekip çekip çıkaramamış. Karısını çağırıp dede turbu ve karısı dedeyi kapmış. Birlikte çekip çekip çıkaramamışlar. Kız torununu çağırıp dede turbu, karısı dedeyi ve torun karısını çekmiş. Birlikte çekip çekip çıkaramamışlar. Köpeğini çağırıp dede turbu, karısı dedeyi, torun karısını ve köpek torunu çekmiş. Birlikte çekip çekip çıkaramamışlar. Kedisini çağırıp dede turbu, karısı dedeyi, torun karısını, köpek torunu ve kedi köpeği çekmiş kapmış. Birlikte çekip çekip çıkaramamışlar. Fareyi çağırıp dede turbu, karısı dedeyi, torun karısını, köpek torunu, kedi köpeği ve fare kediyi çekmiş. Hep birlikte çekip çıkarmışlar!
|
|
2. |
29 Jan 2007 Mon 01:03 pm |
Alacalı tavuk ("Курочка-ряба")
Bir varmış, bir yokmuş, bir dede ve karısı varmış. Onların alacalı tavuğu varmış. Bir gün o tavuk altın yumurta yumurtlamış götürmüş. Dede o yumurtanı vurmuş vurmuş kıramamış. Karısı da vurmuş vurmuş kıramamış. Bir fare oraya koşup kuyruğunu sallamış. O yumurta düşÃ¼p kırılmış.
|
|
3. |
29 Jan 2007 Mon 01:06 pm |
Kolobok
(Not: “Kolobok†bu rus masalda yuvarlak ekmeğin özel adı )
Bir varmış, bir yokmuş, bir dede ve karısı varmış. Onlar çocuksuzmuşlar, o yüzden çok üzülüyolarmış.
Bir gün biraz hoşları için karı un ve diğer malzemeyi bulduktan sonra hamur hazırlayıp bir kolobok pişirmiş. Kolobok sıcakken onu açık pencereye koyup çıkmış. Kolobok bir yol görmüş ve pencereden fırlayıp o yolda yuvarlanmış.
Yuvarlanırken bir şarkı “Dedemden çıktım. Ninemden çıktım. La-la-la la-la-la!†diye söylüyormuş.
Bir tavşanı karşılaşmış. Tavşan ona “Kolobok kolobok, seni yiyeceğim†demiş. Kolobok “Beni yeme, lütfen, onun için sana bir şarkı söyleyim†demiş. Tavşan “Peki, söyle†demiş ve kolobok o şarkıyı söyleyip yine yolda yuvarlanmış.
Bir ayıyla karşılaşmış. Ayı ona “Kolobok kolobok, seni yiyeceğim†demiş. Kolobok “Beni yeme, lütfen, onun için sana bir şarkı söyleyim†demiş. Gene onun şarkıyı söyleyip yolda yuvarlanmış.
Bir kurtla karşılaşmış. Kurt ona “Kolobok kolobok, seni yiyeceğim!†diye bağırmış. Ama kolobok “Beni yeme, lütfen, onun için sana bir şarkı söyleyim†demiş. Yine o şarkıyı söyleyip yolda yuvarlanmış.
Bir tilkiyle karşılaşmış. Tilki ona “Kolobok kolobok, seni yiyeceğim†demiş. Kolobok “Beni yeme, lütfen, onun için sana bir şarkı söyleyim†demiş. Kolobok onun şarkıyı söylemiş, ama tilki ona “Tatlı kolobok, seni buradan çok kötü duyabilirim. Lütfen burnuma gel!†diye rica etmiş. Kolobok onun burnusuya atlamış, ama tilki onu hemen yemiş.
|
|
4. |
29 Jan 2007 Mon 01:18 pm |
Merhaba,
I haven't read your stories yet but the title must be:
Rus masalları
-ı suffix needed
|
|
5. |
29 Jan 2007 Mon 01:21 pm |
haaaa exactly... i always forget
thanx!
|
|
6. |
29 Jan 2007 Mon 01:21 pm |
Quoting rena: merhaba!
it was a part of my homework to write a national fairy tale in turkish. i translated three of them, rather short, and thought it might be a good practice and maybe a joy for my classmates to read them.. the language is rather simple i think (as i can't do over my present language skills ).. i had the stories corrected but if any mistakes are still noticed, please correct them
also i wanted to add pictures (for fun ), but failed... what a shame...
Bir turp ("Репка")
Bir varmış, bir yokmuş, bir dede turp dikmiş. O turp çok ama çok büyükmüş. Dede onu alması için çekip çekip çıkaramamış. Karısını çağırıp dede turbu ve karısı dedeyi kapmış. Birlikte çekip çekip çıkaramamışlar. Kız torununu çağırıp dede turbu, karısı dedeyi ve torun karısını çekmiş. Birlikte çekip çekip çıkaramamışlar. Köpeğini çağırıp dede turbu, karısı dedeyi, torun karısını ve köpek torunu çekmiş. Birlikte çekip çekip çıkaramamışlar. Kedisini çağırıp dede turbu, karısı dedeyi, torun karısını, köpek torunu ve kedi köpeği çekmiş kapmış. Birlikte çekip çekip çıkaramamışlar. Fareyi çağırıp dede turbu, karısı dedeyi, torun karısını, köpek torunu, kedi köpeği ve fare kediyi çekmiş. Hep birlikte çekip çıkarmışlar! |
Very nice story.
By the way, can it be "turp ağacı" or something else?
|
|
7. |
29 Jan 2007 Mon 01:25 pm |
in russian there's only one word that can be translated like "turp" (radish) but with a suffix added that means "a little raddish" and that makes a contrast with the actual size it grew
|
|
8. |
29 Jan 2007 Mon 01:30 pm |
Quoting rena: Alacalı tavuk ("Курочка-ряба")
Bir varmış, bir yokmuş, bir dede ve karısı varmış. Onların alacalı tavuğu varmış. Bir gün o tavuk altın yumurta yumurtlamış götürmüş. Dede o yumurtanı vurmuş vurmuş kıramamış. Karısı da vurmuş vurmuş kıramamış. Bir fare oraya koşup kuyruğunu sallamış. O yumurta düşÃ¼p kırılmış. |
...onların alacalı bir tavuğu varmış...
... Bir gün tavuk altın bir yumurta yumurtlamış << not necessary "o tavuk"
... Bir gün tavuk altın bir yumurta yumurtlamış , dede onu götürmüş... << comma(,) needed, and the subjects of these two sentences are different. So you must say who does this activity again. Or tavuk brings the egg? where? how?
...Dede o yumurtayı...
At the end of the story: what does fare do and yumurta falls? I can't get the main idea.
|
|
9. |
29 Jan 2007 Mon 01:33 pm |
a mouse came, she waved her tail, the egg fell down and broke
|
|
10. |
29 Jan 2007 Mon 01:37 pm |
Quoting rena: a mouse came, she waved her tail, the egg fell down and broke
|
So what is related with her tail? Where was the egg? Where does it fall down from?
I mean, only "düştü" sounds something missing/lacking on the story.
|
|
|