Practice Turkish |
|
|
|
Few Sentences-Covers multiple areas of grammar
|
1. |
12 Jan 2012 Thu 06:25 am |
This is where i wish we could have a record kept of previous posts, so that we can find them easily and add to them, sometimes instead of having to create a whole new topic.
But these questions are from FSI student text pdf file. Which by the way has some good grammar lessons in it. Should anyone decide to review for me, don´t worry about the questions, I know they are written correctly. (unless you see they are incorrect) I was trying to answer them in Turkish so i included my answers in English for comparison. Thanks in advance.
Q.Bob’ın pasaportunu gümrük memuru niçin istemişti?
A.Travelers at the Customs Department must possess a passport.
Yolcuları gümrük ve tekel bakanlığında pasaportu sahip olmalılar.
Q.Bob beyanname doldurmuş muydu?-
A.Yes, his manifesto was ready.
Evet. begannamesi hazır edildi.
Q. Beyannamede neler yazılıydı?
A. How much money Bob had, was written on the manifesto.
Ne kadar para beyannamede Bob sahip olduğunu yazılı edildi.
Q. Bob’ın üstünde hiç parası yok muydu?
A. Bob has 500 Turkish Lira and 25 American dollars.
Bob üstünde 500 Türk lirasıyle ve 25 ABD dolar sahip olduğu
|
|
2. |
21 Feb 2012 Tue 10:17 pm |
Hi,
it s more common, yazmış olduğunda doğru sayılır;
Q.Bob’ın pasaportunu gümrük memuru niçin istemişti?
Bod 500 Türk lirası ve 25 American dolarına sahip.
görüşmek üzere..
A.Travelers at the Customs Department must possess a passport.
Yolcuları gümrük ve tekel bakanlığında pasaportu sahip olmalılar.
Gümrük bölümündeki müşteriler bir pasaporta sahip olmalılar.
Q.Bob beyanname doldurmuş muydu?-
A.Yes, his manifesto was ready.
Evet. begannamesi hazır edildi.
evet.beyannemesi hazırdı.
Q. Beyannamede neler yazılıydı?
A. How much money Bob had, was written on the manifesto.
Ne kadar para beyannamede Bob sahip olduğunu yazılı edildi.
Bob´un sahip olduğu ne kadar para beyannamede yazılmıştı.
Q. Bob’ın üstünde hiç parası yok muydu?
A. Bob has 500 Turkish Lira and 25 American dollars.
Bob üstünde 500 Türk lirasıyle ve 25 ABD dolar sahip olduğu
|
|
3. |
23 Feb 2012 Thu 01:03 pm |
Q. Bob’ın üstünde hiç parası yok muydu?
A. Bob has 500 Turkish Lira and 25 American dollars.
Bob üstünde 500 Türk lirasıyle ve 25 ABD dolar sahip olduğu
with üstünde, surely we only need var (not sahip olduğu)
also -ile and ve say the same thing, don´t we only need one of them?
Bob´un üstünde 500 Türk lirasıyla 25 ABD doları vardı
|
|
4. |
05 Apr 2012 Thu 04:54 am |
Onu gördüğüm, o güzel bir kadınla ki, bir mavi elbise giyindiği -When I saw him, he was with a lovely woman wearing a blue dress.
Ayşe ki, ilaç uç yıldır okuyuyor, gelecek yıl yeni klinikte çalışacak. -Ayşe, who has been studying medicine for three years, will work at the new clinic next year.
Onlar çıktılar, biz epey üzüntülü olduğunuz. -When they left, we were quite sad.
O yüzüde kar eriyediği, solgun bir yüz çıktı. -When the snow on his face melted, a pale face emerged.*
Müzeyi kapatmadan ziyaret ettik. -We visited the museum before it closed.
Köprüden dolayı şehriyle tamır etmedi, onu yıkıldı. -Because the bridge wasn´t repaired by the city, it collapsed.
*story by Sait Faik Abasıyanık
|
|
5. |
06 Apr 2012 Fri 12:30 am |
Onu gördüğüm, o güzel bir kadınla ki, bir mavi elbise giyindiği -When I saw him, he was with a lovely woman wearing a blue dress.
When I saw him ---> Onu gördüğümde
he was with a lovely woman wearing a blue dress.---> mavi elbise giyen hoş bir bayanla beraberdi. OR
mavi elbise giyen hoş bir bayanlaydı.
mavi elbise giymiş hoş bir bayanla beraberdi. OR
mavi elbiseli hoş bir bayanla beraberdi.
------------------------------------------------------------------------------------
colloquially that sentence would be said as follows ;
Onu gördüğümde mavi elbiseli hoş bir bayanla beraberdi.
Edited (4/6/2012) by tunci
|
|
6. |
06 Apr 2012 Fri 12:45 am |
Ayşe ki, ilaç uç yıldır okuyuyor, gelecek yıl yeni klinikte çalışacak. -Ayşe, who has been studying medicine for three years, will work at the new clinic next year.
- Take the subordinate clause first which is ; üç yıldır tıp okuyan [1]
- then attach the subject onto it ; Ayşe [2]
- and finally the main clause which is ; gelecek yıl yeni bir klinikte çalışacak. [3]
----------------------------------------------------------------------------------
Üç yıldır tıp okuyan Ayşe gelecek yıl yeni bir klinikte çalışacak.
----------------------------------------------------------------------------------
Another example ;
Turkish, which is an easy language to learn, is getting popular in the world.
[ 2 ] , [ 1 ] [ 3 ]
Öğrenilmesi kolay bir dil olan Türkçe , dünyada popülerleşiyor [yaygınlaşıyor].
subordinate clause Subject Main clause
Edited (4/6/2012) by tunci
|
|
7. |
06 Apr 2012 Fri 01:36 am |
Onlar çıktılar, biz epey üzüntülü olduğunuz. -When they left, we were quite sad.
In compound sentences with "when" ;
1. Subordinate clause--> Git + dik [subordinating suffix] + leri [person] + n [ buffer] + de [when]
2. Main clause --> oldukça üzgün + dü + k [ we were quite sad ]
---------------------------------------------------------------------------
[Onlar] Gittiklerinde oldukça üzgündük.
|
|
8. |
06 Apr 2012 Fri 01:43 am |
O yüzüde kar eriyediği, solgun bir yüz çıktı. -When the snow on his face melted, a pale face emerged.*
the snow on his face ---> Yüzündeki kar
when melted --> eridiğinde
a pale face emerged.* --> solgun bir yüz ortaya çıktı.
--------------------------------------------------------------------
Yüzündeki kar eridiğinde , solgun bir yüz ortaya çıktı.
|
|
9. |
06 Apr 2012 Fri 01:47 am |
Müzeyi kapanmadan ziyaret ettik. -We visited the museum before it closed.
|
|
10. |
06 Apr 2012 Fri 02:07 am |
Köprüden dolayı şehriyle tamır etmedi, onu yıkıldı. -Because the bridge wasn´t repaired by the city, it collapsed.
Köprü, şehir tarafından onarılmadığından [dolayı] yıkıldı.[çöktü]
------------------------------------------------------------------------------
"-dan dolayı " form is referring more like ending with "negative" results
example ;
Çok kitap okuduğundan [dolayı] gözleri bozuldu --> Because he read alot of books, his eyes gone wrong. [his eyes weakened ]
|
|
|