Turkish Poetry and Literature |
|
|
|
1
|
220. |
25 Mar 2007 Sun 12:18 pm |
Quoting metehan2001: PART 63,
Doğru söze ne denir?The truth was told what can be said? Kız, tahmininde haklıydı.The girl guessed she was right. Fakat ben, kendisine cevap vermedim.
However I, didn't reply to myself. Sadece gülümsemekle yetindim.
I just smiled contentedly. Bu arada, Şahid’in gergin bir yüz ifadesiyle Luda’yla konuşmasını izliyordum.
During this time, I watched Sahid's strained expression whilst talking with Luda.
Nihayet, müziğin sonuna doğru, yüzündeki o gerginliğin kaybolduğunu ve yerini rahatlamış bir ifadeye bıraktığını fark ettim.
At last, after the music, his strained expression disappeared and feelings of sadness being at ease and I noticed the expression stopped.
Galiba Şahid, Luda’dan olumlu bir tepki almıştı.
It seemed that Sahid adopted a more positive approach than Luda.
Müziğin bitmesi üzerine müzisyenleri alkışlayarak takdirlerimizi bildirdik ve masalarımıza döndük.
The music didn't finish and above the music applause in recognition informed the straightened out and it returned.
Ben, teşekkür anlamında Timur’a ve arkadaşlarına uzaktan el salladım.
I thank and understood Timur's understanding and your friends from a distance I held their hand. Onlar da başlarını eğerek karşılık verdiler.
They too begun to lean towards giving a response. Buraya kadar her şey gayet iyi, düşÃ¼ndüğüm gibi gitmişti.
Here as if everything was very well like my thoughts went.
Şimdi, bundan sonrasını, gecenin nasıl biteceğini düşÃ¼nmeliydim.
Now after this, I thought how your night would end.
Ancak, bunun için gerekli olan biraz zaman ve fırsatı bulabileceğimden emin değildim.
Only, for this necessary event a little time and occasion I was confident in my knowledge.
Çünkü, bir taraftan danstan sonra bana karşı biraz daha yakın davranmaya başlayan Maral’ın hakkımda yanlış beklentiler içine girmemesi için nazik ama mesafeli davranmaya çalışıyor, öte taraftan da diğer bayan hocaların sataşmalarına cevap yetiştiriyordum.
Nerdeyse bütün grubun ilgisi, Maral Hanımla benim üzerime yönelmişti.
Because after the dancing they were facing me a little closer and started behaviour between me and Maral had a wrong expectation and worked towards entering politely but distantly, in a far other part women and (muslim)men were provoking me to reply.
Where was the whole groups interest, Miss Maral remained heading towards me.
Ben de onların bu neşeli ilgisinin devam etmesi için elimden gelen mahareti sergilemekten geri kalmıyordum.
I too could not continue their joyful relationship because my hands were starting to show I stayed back.
Çünkü bu durum, Şahid’e çok uygun bir fırsat yaratmıştı. Bizim sürdürdüğümüz bu şamatanın dışında kalmış olan dostumun bu fırsatı iyi değerlendirebilmesi için içimden dua ediyordum.
Because this was the circumstance, Sahid created a very appropriate opportunity. Our continuation of this commotion stayed except my friend I prayed that this opportunity would be good.
|
just my attempts..please correct mistakes..there are probably lots
|
|
221. |
25 Mar 2007 Sun 04:47 pm |
Robyn, nice that you joined , I'm going to do my try without reading yours.
Then Metehan can check both our translations.
|
|
222. |
25 Mar 2007 Sun 04:53 pm |
Quoting Ayla: Robyn, nice that you joined , I'm going to do my try without reading yours.
Then Metehan can check both our translations. |
good idea..i just thought why not i'll read yours then change mine :hehhehe
|
|
223. |
25 Mar 2007 Sun 05:21 pm |
PART 63
What can be said to the truth? The girl was right with her guess. But I didn't answer her. I satisfied with a smile only. At the meanwhile, I was watching Shahid talk to Luda with a tense expression. Finally, towards the end of the music, I noticed that the tension had disappeared from his face and a relaxed expression took it's place. Shahid had probably received a positive response from Luda.
Upon the ending of the music, we expressed our appreciation for the musicians by applauding them and went back to our tables. I waved my hand towards timur and his friends from distance in a thankful manner. And they replied with a head tilt. So far everything went extremely well and according to the way I thought. Now I had to think the rest of it, how would the night end. But I wasn't sure I could find the necesary little time and opportunity. Because, on the one side I was trying to act politely but distantly towards Maral, who began to act a little more intimate towards me since the dance, so that she wouldn't develop wrong expectations about me, and on the other hand I was preparing answers to the other lady teachers' provokations. Almost all the attention of the group had turned towards me and Ms. Maral. And I was trying not to stay backwards in exhibiting whatever I could to make their joyful interest continue. Because this situation had created a very suitable opportunity for Shahid. I was praying that my friend, who remained out of the commotion we created, would be able to use this opportunity well.
|
|
224. |
26 Mar 2007 Mon 03:04 am |
Quote: just my attempts..please correct mistakes..there are probably lots
|
Thanks for your effort, Robin. When you compare your translation with Ayla's, you can see your mistakes. But, it doesn't matter, don't give it up. Please go on for translation activities, you will improve soon.
|
|
225. |
26 Mar 2007 Mon 03:34 am |
PART 64,
Almanca hocası Maria’nın kötü bir İngilizce ile anlatmaya çalıştığı fıkrayı dinlerken, Maral Hanım koluma hafifçe dokunarak sordu:
-Fatih Bey, kişisel bir soru sorabilir miyim?
-Tabii, buyurun sorun.†diye cevapladım kendisini. Ancak, az çok tahmin edebiliyordum ne soracağını. Yanılmadığımı anlamakta da gecikmedim. Genç kadın, arka arkaya sorularını sıralamaya başladı:
-Evli misiniz, Fatih Bey?
-Evet, Maral Hanım, evliyim.
-Peki çocuğunuz var mı?
-İki kız, bir oğlan. Üçü de üniversite öğrencisi.
-Aileniz burada, Bişkek’te mi yaşıyor?
-Hayır. Türkiye’deler. Ben, burada yalnız yaşıyorum.†Bu cevabım üzerine Maral Hanım’ın gözlerinde sebebini anlayamadığım bir parıltının belirip kaybolduğunu fark ettim. DüşÃ¼nceli bir ifadeyle konuşmasına devam etti:
-Peki, aileden uzak, yalnız yaşamak güç olmuyor mu sizin için?
Zor bir soru sormuştu, Maral Hanım. ‘Evet’ ya da ‘hayır’ gibi kısaca cevap verebileceğim bir soru değildi bu. Ãœlkemden çok uzaklarda açılmış Kırgız-Türk Manas Ãœniversitesinde iki buçuk yıldır hocalık yapıyordum. Kırgız öğrencilerime Türk dili ve edebiyatı öğretiyordum. Ayrıca, Bişkek Sosyal Bilimler ve Kırgız-Amerikan üniversitelerinde de derse giriyordum. Yaptığım işten ve Kırgızistan’da soydaşlarımın arasında yaşamaktan da memnundum. Ancak, son zamanlarda sık sık Türkiye’deki hayatı, eşimi ve çocuklarımı hatırlar olmuştum.
|
|
226. |
26 Mar 2007 Mon 09:09 pm |
Quoting metehan2001: PART 64,
Almanca hocası Maria’nın kötü bir İngilizce ile anlatmaya çalıştığı fıkrayı dinlerken, Maral Hanım koluma hafifçe dokunarak sordu:
German woman, Maria's bad understanding of English listening to the paragraph :-S, Miss Manal touched my arm softly and asked,
-Fatih Bey, kişisel bir soru sorabilir miyim?
Mr Fatih can I ask you a personal question?
-Tabii, buyurun sorun.†diye cevapladım kendisini.
Of course, go ahead ,ask.
Ancak, az çok tahmin edebiliyordum ne soracağını.
However, I had guessed what you would ask.
Yanılmadığımı anlamakta da gecikmedim.
I made a mistake and understood late.
Genç kadın, arka arkaya sorularını sıralamaya başladı
:
The young woman, started to arrange the questions one after the other
-Evli misiniz, Fatih Bey?
Are you married Mr Fatih
-Evet, Maral Hanım, evliyim.
Yes Maral I'm married
-Peki çocuğunuz var mı?
Ok have you got children?
-İki kız, bir oğlan. Üçü de üniversite öğrencisi.
Two daughters and one son. They are university students.
-Aileniz burada, Bişkek’te mi yaşıyor?
My family are here. Do they live in Biskek?
-Hayır. Türkiye’deler. Ben, burada yalnız yaşıyorum.â€
No. They are in Turkey. I live here alone.
Bu cevabım üzerine Maral Hanım’ın gözlerinde sebebini anlayamadığım bir parıltının belirip kaybolduğunu fark ettim. DüşÃ¼nceli bir ifadeyle konuşmasına devam etti:
This reply of mine went above your eyes Miss Maral and I realised I could understand the reason the twinkle was lost from your eyes. Lost in thought the conversation continued:
-Peki, aileden uzak, yalnız yaşamak güç olmuyor mu sizin için?
Ok you are far from your family,is it not hard for you?
Zor bir soru sormuştu, Maral Hanım.
You asked a hard question Miss Maral
‘Evet’ ya da ‘hayır’ gibi kısaca cevap verebileceğim bir soru değildi bu.
I knew an answer like'yes' or 'no' was a short answer to this question.
Ãœlkemden çok uzaklarda açılmış Kırgız-Türk Manas Ãœniversitesinde iki buçuk yıldır hocalık yapıyordum.
The distance between my home country opened. I was a professor for two and a half years at Kirgiz Turk Manas University
Kırgız öğrencilerime Türk dili ve edebiyatı öğretiyordum.
I taught Kirgiz students Turkish language and Literature. Ayrıca, Bişkek Sosyal Bilimler ve Kırgız-Amerikan üniversitelerinde de derse giriyordum.
Seperately, I entered lessons in Biskek Social Sciences and Kirgiz-American University
Yaptığım işten ve Kırgızistan’da soydaşlarımın arasında yaşamaktan da memnundum. Ancak, son zamanlarda sık sık Türkiye’deki hayatı, eşimi ve çocuklarımı hatırlar olmuştum.
I had done already and I was glad that I had lived among my race and in Kirgizstan. In Turkey I started to prepare life for my wife and children...
|
|
|
227. |
26 Mar 2007 Mon 09:09 pm |
PART 64
While listening to a joke told by the German teacher Maria with bad English, Ms. Maral touched my hand gently and asked:
- Mr. Fatih, can I ask you a personal question?
- Of course, please ask", I answered her. But, I could more or less guess what she was going to ask. And I soon realized that I wasn't wrong. The young woman began to ask her questions one after another:
- Are you married Mr. Fatih?
- Yes, Ms. Maral, I am married.
- Well then, do you have children?
- Two girls, one boy. The three of them are university students.
- Does your family live here, in Bishkek?
- No, they are in Turkey. I'm living here alone.
Upon this answer I noticed a spark it's reason I couldn't understand, appear and disappear in Ms. Maral's eyes. She continued talking with a thoughtful expression:
- Ok then, isn't it difficult for you to live far away from your family, alone?
She asked a difficult question, Ms. Maral. It wasn't I question I could answer with a short "yes" or "no". I was teaching in the Kyrgyz-Turkish Manas University, which was opened very far from my country for two and a half years. I was teaching Kyrgyz students the Turkish language and literature. In addition, I was also teaching classes at Bishkek Social Sciences and Kyrgyz- American Universities. I was contented with the work I did and with living among my people in Kyrgyzstan. But lately I've been frequently remembering life in Turkey, my wife and my children.
|
|
229. |
26 Mar 2007 Mon 09:19 pm |
as he said- you'll improve in time, I've been doing this for the last three months...
|
|
230. |
26 Mar 2007 Mon 09:28 pm |
Quoting Ayla: as he said- you'll improve in time, I've been doing this for the last three months... |
i know but you started and don't ever seem to be wrong
|
|
|