Eski eserlerimizin yabancýlarca yurt dýþýna götürülmesini engelleyen yasayý çýkarýp, ortaya çýkan eserlerin müzelerimize kazandýrýlmasýný ve müzelerin de depo anlayýþýndan çýkartýlýp modern anlamda bilime hizmet verecek þekilde tasnif, koruma ve sergileme çalýþmalarý yapmasýný saðlayan Osman Hamdi bey ayný zamanda, Ãmparatorluk müzesi dýþýnda ülkenin deðiþik yerlerinde yeni müzelerin temellerini de atar. Bu arada, güzel sanatlar müzemizin çekirdeðini de oluþturmaya baþlamýþtýr. Dünyaca ünlü sanatçýlara ait resimlerin kopyalarýný yaptýrmýþ ve bu tablolarý, Sanai-i Nefise´de yetiþen Türk ressamlarýnýn eserleriyle birlikte, Güzel Sanatlar Akademisi´nin büyük salonunda toplamýþtýr. Bu çalýþmalarýndan ötürü Çaðdaþ Türk Müzeciliðinin gerçek kurucusu olarak kabul edilmiþtir.
Osman Hamdi Bey, arkeoloji alanýndaki baþarýlý çalýþmalarý ile yurt dýþýna ulaþan bir ün sahibi olur. Fransýz, Alman, Yunan, Ãspanyol müzeleri, madalya ve niþanlarla Hamdi Bey´i kutlamýþlar, böylece Türkiye milletlerarasý üne sahip bir arkeolog, müzeci ve ressam, kazanmýþtýr. Birçok üniversite kendisine doktorluk unvaný vermiþtir.
Osman Hamdi Bey 1881´de Müze-i Hümayun´un baþýna getirildikten bir yýl sonra 1 Ocak 1882´de Sanayi- Nefise Mektebinin Müdürlüðüne de atanýr. Bir yandan kazý ve müze iþleri ile uðraþýrken diðer yandan Türk Kültür ve Sanat hayatýna büyük katkýlarý olacak Bugünkü Mimar Sinan Üniversitesinin temeli sayýlan "Sanayi-i Nefise Mekteb-i Alisi"ni 1883 de kurar. Burada eðitim verecek hocalarý seçer. Bugün Ãstanbul Arkeoloji Müzelerinin Eski þark Eserleri Binasý olarak hizmet veren binayý, "Sanayi-i Nefise Mekteb-i olarak Mimar Vallauri ile birlikte tasarlayarak öðretime 2 Mart 1883 öðretime açar. Böylece Osman Hamdi Bey´in sanat ve kültür alanýnda ülkemize yaptýðý katkýlar doruða ulaþýr."
Osman Hamdi Bey, gerek devlet iþlerini yaparken, gerek arkeoloji ve müzecilik çalýþmalarýný sürdürürken ressamlýðýný, hiç ihmâl etmemiþ, fýrsat elverdikçe resim yapmýþtýr. Aslýnda kendisini en mutlu eden anlar resim yapabildiði anlardýr "Kur´an Okuyan Hoca", "Silah Tüccarý", "Kaplumbaða Terbiyecisi", "Arzuhalci", "Þehzadebaþý Camisi Avlusunda Kadýnlar" " Feracali kadýnlar" "Mimozalý Kadýn" "Leylak Toplayan Kýz" gibi tablolarý onun en ünlü yapýtlarý arasýndadýr. Resimlerini çoðunlukla yaz aylarýný geçirdiði ve en sevdiði yer olan Kocaeli ilinin Gebze ilçesindeki Eskihisar´daki evinde yapmýþtýr.
1910 yýlýnda Ãstanbul´da öldüðü zaman, memlekette ve dünyada büyük yankýlar uyandýrýr. Osman Hamdi Bey, son çað biliminin en seçkin simasý ve gerçek anlamda uluslararasý ün kazanmýþ birkaç, sanatçýmýzdan biridir.

Batýlý anlamda Türk resim sanatýnýn öncüleri arasýnda da yer alan Osman Hamdi Bey´in 1910´da ölümünden sonra Müze-i Hümayun´un ve Sanayi-i Nefise Mektebinin baþýna kardeþi Halil Ethem bey (1910-1931) geçmiþtir.
Thanks.....