Yok + luk + um + da ----> in my absence

 Yokluğumda

gel + dik + im + de ---> when I came

geldiğimde

´ This is what we call ´´ Consonant softening in turkish´´ .. (türkçede ünsüz yumuşaması.

* Softening of the hard consonants is a grammer rule in Turkish.

* If a word that finishes with a consonant (p,ç,t,k) takes a suffix starting with a vowel, those hard consonants softens to  (b,c,d,ğ or g)

 * yokluk + umda --->  so here  k turn into ğ  according to rule.

   yokluğumda

  *

  *kitap+ı = kitabı

  * ağaç+ı = ağacı

  * inat+ı=inadı

   There are exceptions of course like in every rule in turkish

  * This rule does not apply to proper nouns like names

      [ Ahmeti gördüm]

   * if the ´´t´´ at the end of the word is a part of the suffix itself,it does not softens

      [konut+u =konutu,yakıt+ın =yakıtın,yazıt+ın=yazıtın]

Baran senden şu soruları cevaplamanı istiyorum.

1- Kürtaj olayım mı ? 

2- Kürtaj olmazsam çocuğunu görecek misin ? 

3- Doğumda yanımda olacak mısın ?

4- Çoçuğun hayatında olacak mısın ? 

5- Yeni bir kız arkadaşın var mı ?

Geçmişte sana karşı o kadar salakça davrandığım için çok çok üzgünüm... hamileyim ve sen benim yanımda değilsin buna inanamıyorum.... bu durum beni öldürüyor... Seni ne kadar çok SEVDİĞİMİ bir anlayabilsen keşke Baran...

Baran i am begging you and so are my Family....

The pain i am feeling in my heart now is sooo bad sooo bad i am carrying your baby and i have so much regret for how i have treated you in the past. 

Baran, i am alone in turkey pregnant,my parents have begged you to help me until they come in 2 weeks they will be coming to antalya.  

Do you have a new girlfriend? Please be honest ?  

Baran ben ve ailem sana yalvarıyoruz lütfen....

Yüreğim o kadar çok acıyor ki... Senin bebeğini taşıyorum ve geçmişte sana öyle davrandığım için o kadar pişmanım ki....

Baran, Türkiye’de yalnızım ve hamileyim..ailem onlar gelene kadar yani iki haftaya kadar bana yardım etmeni istediler senden...Antalya’ya gelecekler...

Yeni bir kız arkadaşın var  mı ?  Lütfen dürüstçe cevap ver.

Baran, benden ne istediğini bilmem lazım =  Sürekli, “ Lucy’e bağlı diyemezsin ”...sadece benim bebeğim değil senin de bebeğin o. Artık yetişkin gibi davranmalıyız.

Baran lütfen.....lütfen yardım et bana..sen yaptın bu bebeği..

Facebook’tan tüm erkekleri sildim.. Tek isteğim bebeğin babasının hayatımda olması...kimse değil..sadece seni istiyorum... Senden bir parçayı taşıyorum içimde..

Epistemic function of –dır in Future Tense

The speaker’s evaluation /judgement can be observed in future tense verb by using –dır.

-Selim bugün oraya gitmeyecektir.

I think, Selim will  not go there today.

This is speaker’s judgment, in other words speaker thinks that Selim will not go there today.

- Bundan sonra herkes senin hakkında konuşacaktır.

I think , from now on everybody will talk about you.

 - Artık seni görmek istemeyecektir.

  He / She probably won’t want to see you anymore.

 * -dır can be used with ‘heralde’ [probably] 

- Selim bugün heralde oraya gidecektir.

   Selim probably will go there today.

-mIş olur

This construction is also conveys the prediction /assumption of  the speaker.  Assuming and expecting  that something will happen in certain way after the speech time.

Verb stem + mIş   +   olur + Personal suffix

-        Sema sabaha Antalya’ya varmış olur. -à Sema will have arrived in Antalya by the morning.

* She has  just got on the bus and we are assuming/expecting her arrive at Antalya in the morning.

-        Saat 5’te bankalara kapanmış olur. 

At  5 o’clock the banks will be closed.

-        Öbür otobüsü bekleyelim böylece çayımızı da bitirmiş oluruz.

Let’s wait for the next bus so that we will have finished our tea [by then]

* We assume that until the next bus comes we will have finished our tea. 

First, the title  “Amca” can be used to address and elderly male person or  Uncle as your own relative. [your father’s brother]

If you wanted to say

1)  “ Uncle, you can pray here this evening.-à

        Amca, akşam burada namaz kılabilirsiniz.

        Amca, burada akşam namaz kılabilirsiniz.

If you wanted to say

2)“Uncle, you can pray [perform] Evening Prayer [Akşam Namazı] here. -à

     Amca, Akşam Namazı’nı burada kılabilirsiniz.

Is the possessive, in Bengü´nün, mandatory in 4?

No, it is not mandatory. You can form that sentence also this way :

Bengü bana, “Benim şarkılarımı sevdiğini biliyorum”  diye yazdı.

Bengü bana, “Benim şarkılarımı sevdiğini biliyorum” dedi.

I wanted to use mış, the inferential form. As in, I heard she has a new album but I didn´t know if it was true. I saw varmış here:

Using inferential mood is correct, however, the problem is in choosing the verb “var”, in terms of of  wording “someone has a new album” in Turkish, we generally use “çıkmak”  -à “come out”

I heard that a new album of Bengu came out. 

[Duydum ki]  Bengü´nün yeni bir albümü çıkmış.

or

 I heard that Bengü made a new album.

[Duydum ki] Bengü yeni bir albüm yapmış.

Here the key word is “a new”, means she had other albums previously.

 If  it was her first album, and you were not expecting an album from that person , and you are amazed that she has an album then you may able to use “var ” -à

 Bengü’nün albümü varmış. -à I heard that Bengü has an album.

This statement has a spiritual concept.

The spiritual meanings of those words:

ham olmak = being immature spiritually

yanmak = being  burnt with the fire of love

I  was immature and then I was burnt [with the fire of love for the God, since the immature souls are unaware of true knowledge and divineness of God, so “being burnt with a yearning of love” ]

As Mawlana, says , “It is not possible to reach Divine love and affection without burning the body”[spiritual burning] 

Olsa gerek

It is formed of  ol + conditional –sa  +  gerek [necessity]

This construction conveys strong prediction / assumptions of speaker.

                     Evde olsa  gerek.

                    He must be home now. [ I assume he must be home now]

                    Öyle olsa gerek.

                     It must be like that.

                    Bizi dinlemiş olsa gerek.

                    He must have listened us [while we were talking, since he knows what we talked   about ]

                    Bizi duymamış olsa gerek. 

                    He must have not heard us. [otherwise he would have replied us ]

                    Kapı kilitli olsa gerek.

                    The door must be locked. [ Otherwise they could have opened it ]

                   Ayhan gelmiş olsa gerek.

                   It must be Ali who came [who is at the door , we assume its him since it’s the time Ayhan always comes]

                    Beni görmemiş olsa gerek.

                    He/She  must have not seen me. [ otherwise he/she would have said hello ]

                    Onlar senin geldiğini görmüş olsa gerek.

                    They must have seen you coming.