"Her gece yatmaktan önce ,bir kızarmış ekmek dilim yiyeceğim".

My try.

hi thanks but is it possible the lara bit could refer to a name isf so could the sentence make sense

demokrasi, eğitimli toplumlarda uygulanması gereken bir sistem olup, Türkiyr de uygulanması son derece yanlış ve tehliklidir. Utanarak söylüyorum hem de yıllardır ama Türkiye maalesef demokrasi hak etmeyen bir toplumdur.

DEMOCRACY IS A SYSTEM THAT SHOULD BE APPLIED IN EDUCATED SOCIETIES AND IT IS VERY WRONG AND DANGEROUS TO BE APPLIED IN TURKEY.

I AM SAYING FOR YEARS WITH EMBARRASSMENT  THAT TURKEY IS A SOCIETY THAT DOES NOT DESERVE DEMOCRACY.

I get the general gist and warning but want to make sure I have understood properly.

Thanks in advance.

AND GOOD LUCK IN THE BASKETBALL TONIGHT!!!

What are the real meanings of these concepts  :
 LUCK, FORTUNE, DESTİNY and  FATE  and their correctly. usages in
English and Turkish sentences?

For examples:

-Hayat at yarışıdır.At koşar, bath kazanır. Life is a horseracing. The horse runs, the fate/destiny wins.
-You are my destiny. Sen benim kaderimsin/kısmetimsin. 
- It depends on how lucky you are. Ne kadar şanslı olduğuna bağlı.
-Kaderim seni sevmek. My destiny is to love you.
-Bahtım seni sevmekle nihayet bulacaktır. My destiny will come to an end by loving you.

var olsa da etrafinda insanlar, SENI ANLIYORUM diyen kimin var? sussa da gozlerin, kalbin kan ağlar, icinin icini bilen bir tek rabbim var... surekli değilmis zalimin zülümü, gece biter gelirmis günün gündüzü, zor olsa da gecirmek bu cennetin güzünü, bahari vaadeden birtek rabbim var

Well, I  made a right balls up of that

and is this, konuşur musun= would you ,I thought could you, was konuşabilirdin mi

I have 4 sisters.

Benim dört kızkardeşim var.

I ate with my old work friends last night.  We caught up with all the gossip. I miss them alot.

Ben geçen gece eski iş arkadaşlarım ile yemek yedim.  Biz bütün dedikoduları yetiştirdik.  (ya da Biz dedikodu yaptık.) Ben onları çok özledim. (isn´t it better to say"özlemişim" as he  has just seen them?)

Would you like to walk around and then shop a little today?

Sen bugün etrafta biraz dolaşıp  daha sonra alışveriş yapmayı ister misin? 

What do you miss the most about Turkey?

Türkiye hakkında en çok özlediğin nedir? ( ya da Türkiye ile ilgili en çok neyi özlüyorsun?)

When you learn more english you may feel better living over here

Sen İngilizceyi daha fazla öğrendiğinde, burada yaşarken kendini daha iyi hissedeceksin.

I would like to spend more time in the east of Turkey.  Your people  were extremely warm and friendly to us.

Ben Türkiye´nin doğusunda daha çok zaman harcamayı ( ya da geçirmeyi) arzu ederim.  Sizin insanlarınız  bize son derece sıcak ve cana yakındılar.

We were invited to weddings and to eat and stay in homes while we were there.

Biz orada iken bizi düğünlere, yemeğe ve evde oturmaya davet ettiler.

Some of the friends I made from other parts of the world are still in Istanbul.

Dünyanın diğer bölgelerinde edindiğim bazı arkadaşlarım hala İstanbul´da.( is this sentence correctly for English???yes )

It will not be too hot in Turkey when you go.

Sen gittiğinde Türkiye´de hava çok sıcak olmayacak.

Are you excited to get there? It will be good medicine for you seeing all your relatives and everyone again!!

Oraya gideceğine heyecanlı mısın?  Tüm akrabalarını ve herkesi yeniden görmen iyi bir ilaç olacaktır.( ilaç gibi gelecektir)

I hope to go back to Turkey next year.  I will have to wait and see.  I know that I will return one day in the future.

Umarım, Türkiye´ye gelecek yıl geri dönerim. ( Gelecek yıl Türkiye´ye yine gelirim.)  Bekleyip göreceğim.  Biliyorum ki ben gelecekte bir gün döneceğim.

Best wishes

May this auspicious occasion of Eid bring you happiness, peace and prosperity.

If translations from online translation sites ´worked´ there would be no need to post the request in the first place.

It is a verb rarely used in English except in The Bible. I think 90% of my friends would fail to understand what it meant if I used it in everyday conversation.

We´d probably say ´she made up for it´