Quoting metehan2001: Yukardaki başlık, zihnimde bir şeyler çağrıştırdı. Her ne kadar klipteki aşkla bağlantılı ayrılık temasına uymasa da düşÃ¼ncelerimi paylaşmak istedim.
Dünyada, iletişim imkanları gelişip yaygınlaştıkça, kültürel alıverişlerde yoğunlaşıyor. ŞÃ¼phesiz bu durum, güçlü olanın lehine işliyor. Yeni gelen, önceden mevcut olanlardan birisini zaman içinde varlık alanının dışına itiyor.
Eskiden, Türkçede en yaygı veda özcüğü, 'Allahaısmarladık' idi. Ayrılan, geride kalana 'Allahaısmarladık'; geride kalan ise, ayrılana 'Güle güle' derdi. Öncekinin manası, 'Ben, gidiyorum. Bundan sonra senin yanında olamayacağım. Bu yüzden, seni Allah'a emanet ediyorum!' demekti. Sonraki ifade ise, 'Bizim için üzülme. Gülümseyerek, için rahat olarak git. Çünkü, sen bizi Tanrı'ya emanet ettin ve O, bizi en iyi şekilde koruyacaktır.' anlamına geliyordu. Bu geleneksel vedalaşmanın temelinde, inanç sistemi yatıyordu. Buna göre, bir kişi, geride kalacak değerli emanetlerini ancak 'en iyi koruyucuya' bırakabilirdi. O da ancak, Allah olabilirdi. Tanrı'nın korumasına sığınmadan, kişinin kendisini bizzat koruması, 'kendine iyi bakması' eskilerin anlayamayacağı şeylerdi. Onlara göre, Tanrı'nın koruması olmazsa, siz, evinizde güven içinde otururken, birden, bir deprem olmasını; sağlığınıza ve beslenmenize aşırı dikkat gösterirken ve her gün spor yaparken, aniden kanser oluvermenizi nasıl engelleyebilirdiniz ki?
Bu yüzden, eskiden, birisi ayrılırken, geride kalanlara 'Allahaısmarladık' derdi. Onları, Allah'a ısmarlar ve emanet ederdi. Şimdilerde,insanları, İngilizceden Türkçeye çevirdiğimiz bir ifadeyle 'kendi kendilerine' ısmarlıyor ve emanet ediyor; onlara 'kendilerine iyi bakmalarını' söylüyoruz. Yirmi, yirmi beş yıl öncesine kadar yazılmış eserlere, yayınlanmış gazete ve dergilere bir göz atın, kesinlikle 'Kendine iyi bak!' şeklinde bir ifadeye rastlayamazsınız.
Kendinize iyi bakın, arkadaşlar! |