Quote:
KÜRT AYAKLANMALARI
CUMHURİYET SONRASI
1. Nasturi İsyanı 10 Temmuz 1924 / 28 Eylül 1924
2. Jilyan İsyanı 1925–1926
3. Şeyh Sait İsyanı 15 Şubat 1925 / 7 Ekim 1927
4. Birinci Şemdinli Baskını 25 Mayıs 1925 / Haziran 1925
5. Reşkotan ve Raman İsyanı 7–11 Ağustos 1925
6. Eruhlu Yakup Ağa ve oğulları İsyanı 1926
7. Pervari İsyanı 1926
8. Gülyar İsyanı, Çölemerik / Hakkâri Baskını 1926
9. Hato İsyanı Mart 1926
10. Birinci Ağrı İsyanı 16 Mayıs–17 Haziran 1926
11. İkinci Şemdinli Baskını Haziran 1926
12. Koç Uşağı İsyanı 7 Ekim–30 Kasım 1926
13. Hakkâri-Beytüşşebap İsyanı Şubat 1927
14. İkinci Ağrı İsyanı 13–18 Eylül 1927
15. Bicar Harekâtı 7 Ekim–8 Kasım 1927
16. Zilyonlu Resul Ağa İsyanı Şubat 1927
17. Zeylan İsyanı 18 Haziran–18 Eylül 1930
18. Tutaklı Alican İsyanı 7 Temmuz–3 Ekim 1930
19. Üçüncü Ağrı İsyanı 7–14 Eylül 1930
20. Oramak İsyanı 27 Eylül–20 Ekim 1930
21. Buran Aşireti İsyanı 1934–1935
22. Abdurrahman İsyanı 1935–1937
23. Abdülküddüs İsyanı 1935–1936
24. Sason İsyanı 1935–1939
25. Dersim İsyanı 21–22 Mart–7 Ağustos 1938
Kürt ve Kürt bağımsızlığı konusu, bu düşÃ¼ncelerin doğması her zamanki gibi karşımıza İngilizleri çıkarır.
İngilizler, Kürt aşiretlerini Osmanlı zararına ayaklanmaya özendirir / yüreklendirir.
1918’de Osmanlı Ordusu’nun zayıflama sonrası bu çabalar daha da artırılır. Bu sırada, “British Relief Fund†müdürü Papaz Frev [1] ve siyasal temsilcileri Bir yönden Kürtçülük propagandası yapıp, diger yönden de aşiretlere para, silah ve gereç sağlar [2].
İngilizlerin etkinlik alanları Diyarbakır, Elazığ ve Urfa’da yoğunlaşır [3]. Özellikle “Milli Aşireti†çok ilgilendikleri bir aşiret. Halep’ten gelen bir İngiliz kurmay Yüzbaşı, Viranşehir’de aşiret başkanı Mahmut’la görüşÃ¼r. Sonrasında Mahmut’un kardeşlerinin olduğu Siverek, Karaçorun ve Karacadağ’a giderekgerekli girişimlerde bulunur. Ama Siverek’te yüz bulamadığı anlaşılır [4].
Bir başka İngiliz subayı Binbaşı Noel’in Mardin gezisi bitiminde, 1919 Haziranında Urfa-Siverek üzerinden Viranşehir’e gider; Mili Aşiret ileri gelenleriyle görüşÃ¼r, Ama sonuçtan memnun olmadığı da bilinir [5].
Öte yandan Aşiret lideri Mahmut’un Diyarbakır’a giderek, “Kürt Kulübü†üyeleriyle görüşeceği söylentisi ortaya çıkar [6]. Yine bu tarihlerde Diyarbakır, Elazığ ve Urfa İllerinin Milli aşireti’ne verildiği; Buralarda kürdanistan bağımsızlığının ilan edileceği; bu toprakların “İbrahim Paşaoğulları arasında pay edileceği, bunun için yapılacak örgüte bir temel†olmak üzere Milli aşireti başkanlarının buraları dolaşarak ilgililere, kendilerine kayıtsız-koşulsuz uymaları; Kürtlük düşÃ¼ncesi çevresinde toplanacakların saltlıkla at ve silaha sahip olmaları; çağrılacakların hemen buyruğa uymaları gerekeceği, uymayanlarınsa â€Emvali Yağma†ve kendilerinin de “itlaf†edilecekleri söylentisi işitilir [7].
Yine İngilizlerin Cobur aşiretini silahlandırdıkları ve devlete bağlı diğer aşiretler üzerine saldırtılacağı söylentisi başlar [8].
Ancak, Kürt aşiretlerinden bazılarının, İngilizler ve propagandalarından hoşlanmadıkları da bir gerçek. Çünkü birinde propaganda yapan bir İngiliz, aşiretler tarafından öldürülür [9]. Zaho’da “İngiliz Hakim-i Siyasisi†de bu uğurda yaşamını kaybedenler arasındadır [10]. Şırnak aşireti başkanı Abdurrahman Ağa da, İngilizleri kendi bölgesine gelirlerse iyi karşılanmayacaklarını açıklar [11].
— KÜRT TEALİ CEMİYETİ
Tüm bunlara karşın bazı Kürtler, Diyarbakır, Bitlis ve Elazığ’da “Kürt Teali Cemiyetiâ€ni kurmuş bulunur [12].
Osmanlı “Meclis-i Ayan†üyelerinden Seyit Abdülkadir’in başkanı olduğu Kürt Teali Cemiyeti; her ne denli önceleri Osmanlı Anayasasına ve Osmanlılık ülküsüne bağlı bir hayır cemiyeti gibi görünüyorsa da, onun, daha kuruluş tarihlerinde bile Kürtleri ayrı bir kavim saydığı anlaşılmakta. Çünkü cemiyetin mühründe Türkçe “Kürt Teali Cemiyetiâ€, Fransızca olarak “Autonomie du kürdanistan†yazar [13]. Gerçekten, “İnfiradcı[yalnızcılık] Milliyetçi†bir siyasa izleyen bu cemiyetin [14] düşÃ¼nceleri, “Jin†ve “kürdanistan†adlı dergilerde yayımlanır.
Doğu Anadolu’nun Ermenilere verileceği söylentisi yayılınca, “Vilayat-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk Cemiyetiâ€, Kürt Teali Cemiyeti Başkanı Seyit Abdülkadir’i uyarır; işbirliğine çağırır; Ama bundan bir sonuç alınamaz. Çünkü Kürt Teali Cemiyeti bağlıları [15], Doğu Anadolu’da Bağımsız Kürt Devleti kurma istemlerinin [16], Bağlılaşık Devletler tarafından destekleneceğine inanır. Bu nedenle bir an gelir ki, onlar, inançlarını artık gizleme gereği bile duymaz [17].
İlgililerden her biri kendine düşen görevi rahatça yapar. Örneğin: Bedirhanilerden olan ve Kürt Bağımsızlığı uğruna her şey yapabilecek bir yapıda olan, Malatya “Mutesarrıfı†Halil Bey, Malatya’da bir Kürt Kulübü kurmaya çalışır ve bu arada Ermeni Patrik’le işbirliği yapmada bir sakınca görmez [18]. Bucak müdürlerinin çoğunu Kürtlerden atayan Halil Bey’in, Dersim yöresindeki aşiretlerle de yakın teması var. Bunlardan bazılarını Osmanlı zararına çevirir [19].Bunun sağladıktan sonra silah depolarına el konacak ve Elazığ işgal edilecek.
Yine Bedirhanlılardan Kamran, Ali ve Mevlanazade Rıfat bey bu bölgeye gelip çok para getirdikleri de söylenir [20].
İşin siyasal yönü de savsaklanmaz. Paris’te toplanan Barış Konferansı’nda Kürt sorunları ve haklarını savunma görevi verilen; Osmanlı Paşası ve eski Stockholm elçisi Şerif Paşa delege olarak atanır [21].
Fransızların “Güzel Şerif†İttihatçıların “Boş Herif†dediği Şerif Paşa [22], 22 Mart 1919’da, Konferansa kürdanistan’la ilgili muhtıra sunar [23]. Ermenilerle işbirliğine girişir; Matin gazetesine verdiği bir demeçte, “Osmanlı Devleti yeni bir cerrahi ameliyeye maruz kalarak, kendisinden vatanım kürdanistan’ın ayrılmasını görmeğe mahkûmdur†[24], der.
Bu durum karşısında İstanbul hükümeti Kürtlerin sessiz kalmaları için bazı önlemler alır. Ayırıcı durumlardan kaçınılmasını sağlamak üzere Kürt Teali cemiyeti üyeleriyle iletişimde bulunacak bir yarkurul kurulması kararı alır [25].
— DAMAT FARİT PAŞA
Oysa aynı hükümetin doğuda Kürt yoğunluğu olan bazı illeri, Ermenilere bırakma gibi bir eğilimi var. Sadrazam Damat Ferit Paşa’nın bir telgrafından bunu açıkça anlamak olanaklı. Çünkü bu telgrafta, Doğu vilayetlerinin bazı parçalarının Ermenistan’a bırakma zorunluluğu doğabileceğini belirtir. Ve “Umumi efkârâ€ın buna göre hazırlanmasını ister [26]. Ama Bitlis valisi bu isteği yerine getirmez [27].
— DEVLETE SADIK KÜRTLER
Oysa ne bu telgraftan ne de valinin verdiği yanıttan haberi olmayan bazı Kürt önderler, bazı Silvan eşrafı, 13. Kolordu’ya çektikleri telgrafta, uzun zamandır “Sayelerinde refahla†yaşadıkları; “Rayet’i Osmaniyeden ayrılmak alçaklığını istemiş olan†bazı Kürtleri kınar. Devletin bağımsızlık ve “Devletin yüce adının sürmesi için†her tür hizmet ve özveriye hazır olduklarını bildirir [28].
Ayaklanmacı, Milli aşireti başkanı Mahmut; 19 Nisan’ında, yanında, “Siverek eşrafından Cudi Paşa, Odabaşı Mahmut Efendi ve ulemadan vaiz Hacı Hüseyin efendiâ€yle birlikte, Çoldeki aşiretlerle görüşÃ¼r, onlar arasında bir birlik sağlamasını ve “Osmanlı Hükümeti’ne sadakat gösterilmesiâ€ne çalışır [29]. Hatta 4 Nisan 19’da “Harbiye Nezaretiâ€ne bir telgraf çekerek; “Öteden beri ekmek ve nimetleriyle beslenmiş olduğumuz ve bağlı olmakla övünç duyduğumuz Hükümet-i Aliyye-i Osmaniyenin hadim ve bendesiyim†[30] diyerek Hükümete bağlılığını açık bir biçimde anlatımlar.
Kazım Karabekir Paşa, bu sıralarda, Kürt aşiret beylerine, “Doğunun Ermenilere verilmek istendiğiâ€ni bildirir. Onları, Ermeni siyasası zararına yüreklendirir [31]. Böylesi bir devinim, aynı zamanda, doğuda filizlendirilmeğe çalışılan “Kürtçülük Akımıâ€nı unutturma ve dikkatlerin başka yönlere çevrilmesi hizmeti görür.
Mustafa Kemal Paşa’nın, Kürt beylere gönderdiği mektuplara beylerin yanıtları pek ilginç. Çünkü onlar, kendilerinin Kürtçülük düşÃ¼ncesiyle ilgileri olmadığını, devlete bağlı olduklarını belirtirler [32]. Nusaybin’den gelen bir telgraf da, Osmanlı Hükümeti’ne bağlılık anlatımlanır [33].
Demek ki, o sıralarda Kürtlerin kafası karışık. Ama her şeye karşın hükümete sadık Kürt beyleri var. Bu tümceden ötürü, Kürtleri, ayrılıkçı ve bağlı diye ayrımlamak gerekir.
----------> Sürecek, sevgili dostlar.
DİPNOTLAR:
1. G. Jaeschke 1, S. 8. İstanbul’daki İngiliz elçiliğine bağlı olarak çalışan Papas Frew, Patrikhane yoluyla, Kürtler için, Yunan Hükümeti’nden bile bir miktar para sağlar. Bak. A. Badevi Kuran S.626
2. A.Badevi Kuran, S.626
3. Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı 6. Belge 130
4. Aynı yapıt, 130
5. Nimet Arsan, 4, S. 43
6. Harp tarihi vesikaları Dergisi, Sayı 6, Belge 130
7. Aynı yapıt, 130
8. Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı 40, Belge 960
9. T. Gökbilgin, I, S. 139
10. Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı 40, Belge 960
11. Aynı dergi, 958
12. Nutuk, I, S. 4
13. Kurucuların, cemiyet mührünü bu biçimde iki ayrı anlamda yazdırma amaçları, Türklerden ayrılmanın “bir felaket getireceğini iyi bilen Kürt halkından, kötü niyetlerini saklamak içindiâ€. Bak. C. Dursunoğlu, S. 18
14. Tarık Zafer Tunaya, S. 430
15. Kürt Teali cemiyetinde çalışanlar ve bir Kürt devleti kuruluşu ile ilgili bulunanlardan bazılarının adları: Seyyit Abdülkadir, Bedirhan Paşa’nın oğlu Eski adliye müfettişlerinden Emin Ali, Emekli Fuat Paşa, Hamdi Paşa, İstanbul eski polis müdürü Halil, Jandarma emekli albaylarından bedirhanpaşaoğlu Mehmet Ali, Emekli yarbay Mehmet Emin, Ulamadan Ali, Baha zade ŞÃ¼krü, Cemil Paşa zade Ekrem müderris Zeynel Abidin, doktor Mehmet ŞÃ¼krü, Mevlan Zade Rıfat, Mahmut, Selim, Feytullah, Seyid Şefik.
16. T. Gökbilgin. I. 133
17. C. Dursunoğlu, S.19
18. Harp tarihi Vesikaları dergisi, Sayı 11. Belge 233
19. Harp Tarihi vesikaları dergisi, Sayı 11. Belge 233
20. Aynı Dergi, 233
21. Şerif Paşa’yı 19 Ocak’ta Cenevre’de toplanan “Türk Hürriyetperverlerinden mürekkep bir kongreâ€, Türk halklarını savunmak üzere görevlendirilir ve Parise gönderilir. Bak. T. Gökbilgin, I, S. 50
22. Tarık Mümtaz Göktepe, S. 109
23. G. Jaeschke, I, S. 22
24. Şerif Paşa sonrasında Kürtçülük etkinliğini bırakmış görünür. 23 Nisan 1920 tarihli Alemdar, Peyam ve Serbesti gazetelerinde yayımlanan yazısında, Hilafet’e bağlı olduğunu bildirir. Devleti parçalayacak düşÃ¼ncelerden uzak olduğunu belirterek, “Konferans nezdindeki Kürt heyet-i murahhasası riyasetinden istifa†ettiğini bildirir. Bak. Kazım Karabekir, S. 294
25. T. Gökbilgin, I, S. 135
26. Bitlis Valisi’ne çekilen telgraf aynen şÃ¶yle: “Vilayat-ı Şarkiyyeden bazı aksamının Ermenistana terki mecburiyeti hasıl olması muhtemeldir. Gerçi bu ihtimal pek zayıf ise de bir emr-i vaki karşısında kalmamak için dağdağasızca ve uslüb-i hakimane ile şimdiden efkâr-ı umumiyyeyi hazırlamak faydadan hali değildir. Bu hususta sarf-ı mesai buyrulması, ehliyet ve dirayet-i valalarından muntazardır. Huda-nekerde böyle bir hal vukuunda mahalli halkın ve aşairin ne gibi bir tavır ve harekette bulunacaklarının dahi gizlice ve münasip bir surette tahrik ve tetkiki ile neticenin peyderpey doğruca tarafıma işâ€™arı tavsiye olunur†Bak. Mahzar Müfit Kansu, I, S. 10
27. Bitlis Valisi Mahzar Müfit Bey’in Sadrazam’a yanıtı: “Ecza-yi Memalik-i Osmaniyyeden bir karış toprağı bile düşmana terk için Efkar-ı umumiyyeyi hazırlamak elimden gelmez. Bendenizde tasavvur buyurduğunuz ehliyet ve dirayet de buna müsait değilim. Bu gibi işlere ehliyet ve dirayeti nezd-i samilirinde mücerreb bir zatın yerime vali tayin ve i-zamını rica ederim. Fermanâ€. Bak. Mahzar Müfit Kansu, I, S. 10
28. Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı 5, Belge 106
29. Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı 40, Belge 958
30. Harp Tarihi Vesikaları Dergisi, Sayı 40, Belge 957
31. Kazım Karabekir, S. 25
32. Aynı yapıt. S. 49
33. Nusaybin Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti namına Şeyh Musa’dan İçişleri Bakanlığına gelen ve gazetelere de yollanan bir telgrafta, Kürtleri, Türkiye’den ayırıp İngiliz Mandası altına sokmak isteyenler protesto edilmekte ve Bizim İstanbul’da hiçbir temsilcimiz yoktur denildikten sonra, ‘Bu kabil istekler ebediyen yıkılmamızı mucip olacaktır. Hayatımızın hadimi olan Osmanlı Hükümetinden başka bir idareyi kabul etmeyeceğiz. Binaenaleyh kazamızda yirmibin nüfusun rahatı hilafına vuku bulacak lekeli mukadderatın kanımızla silinmesine elimizde silah olarak hazırız’. ‘Van’da kurulmuş olan Teşkilsat-ı Milliyye’ye bütün efrat ve aşiretlerle maalmemnunniyye dâhil olduğumuzu arz ve bu seda-yı millimizi Hükümet ile gazetelere iblağ eyleriz. Bu protestoname bütün Kürt aşiret ve reisleri tarafından çekilmektedirâ€. Bak. Ömer Sami Coşar, No. 163
34. Türk İstiklal Harbi, 6, İç Ayaklanmalar, S. 23 |